Iki seçeneğin var Çeviri İspanyolca
280 parallel translation
Şey, iki seçeneğin var.
Bueno, tienes dos opciones.
Dinle evlat, iki seçeneğin var. Ya bu çamurlu sudan içmeye devam et, ya da Tom Logan'ı anlat bana ve hırsızlıklarınızı!
Escuche hijo, tiene dos caminos a elegir, o se toma todo el agua de este río o me pone al corriente de Tom Logan y los cuatreros que están con él.
Şimdi, görebildiğim kadarıyla iki seçeneğin var, Barry.
- Así como lo veo, tienes dos opciones.
- Sadece iki seçeneğin var.
- Son las dos únicas opciones que tienes.
Semeri vurmana izin vermiyorsa, iki seçeneğin var demektir. Ve hiçbiriyle canını sıkmak istemem.
Si no puedes controlarlas, tienes dos opciones y no te aburriré con ninguna de ellas.
Bu işte iki seçeneğin var.
Hay sólo dos caminos en este trabajo :
Iki seçeneğin var :
No, tú tienes dos opciones :
Şimdi oğlum, iki seçeneğin var.
Hijo, te doy a elegir.
Öyleyse iki seçeneğin var.
tienes dos opciones.
Bence iki seçeneğin var.
Bueno, Karl, tienes dos opciones.
Bu şehirde kariyer sahibi, bekar bir kadınsan, iki seçeneğin var, kafanı duvarlara vurup bir ilişki peşinde koşarsın... yada'siktiret'deyip, bir erkek gibi seks yapmaya başlarsın.
Si eres una mujer soltera exitosa en esta ciudad, tienes dos opciones : Darte cabezazos contra la pared e intentar encontrar una relación o puedes deicr "a la mierda!", salir y tener sexo cómo un hombre.
- O zaman iki seçeneğin var.
Tienes dos opciones.
Gördüğüm kadarıyla, iki seçeneğin var :
Pienso que tienes dos alternativas :
Peki, um, burada iki seçeneğin var.
Tienes dos opciones.
Yani iki seçeneğin var.
Así que tienes dos opciones.
Bilgelik tanrıçası, iki seçeneğin var.
Diosa de la Sabiduría, tienes dos opciones :
Bana soracak olursan iki seçeneğin var. Kızgın davranabilirsin.
En mi opinión, tienes dos opciones.
Yalnız iki seçeneğin var.
Sólo tienes dos opciones.
Anladığım kadarıyla, iki seçeneğin var onu ya öldüreceksin ya da arkadaş olacaksın.
Como lo entiendo, tiene dos opciones... matarla, o aparearse.
- Evet, mesele bu. Tamam, iki seçeneğin var gibi görünüyor. Ya onu terk edersin, ya da onu terk edersin.
Me parece que tienes dos opciones : o lo dejas o lo dejas.
Artık sadece iki seçeneğin var :
Pues ahora sólo hay dos opciones :
Pekala, iki seçeneğin var, değil mi? Ya teslim ol ya da pes et.
Entonces tienes dos opciones, ¿ no?
Linda iki seçeneğin var.
Linda, si lo miras bien, tienes dos opciones :
Bak, iki seçeneğin var.
Tienes dos alternativas.
İki seçeneğin var.
Tiene dos opciones :
İki seçeneğin var.
Tenés dos opciones.
İki seçeneğin var :
Tienes dos opciones : puedes huir al Libano rápidamente...
İki seçeneğin var Susan.
Tienes dos alternativas, Susan.
İki seçeneğin var :
Tienes dos opciones :
İki seçeneğin var, ya deli gibi koşarsın yada tırmanıp onu söndürürsün ve böylece bizde konuşabiliriz.
Puedes salir corriendo o subir, apagarlo y hablar.
İki seçeneğin var : Sen ve adamların bize çalışabilirsiniz.
Tienen dos alternativas : tomar 64 personas y trabajar para nosotros.
İki seçeneğin var.
Tienes dos maneras de hacer esto :
İki filmi izleme seçeneğin var.
Tienes una oportunidad de ver dos peliculas.
İki seçeneğin var.
- ¿ En qué dirección crees tú que fueron?
İki seçeneğin var
Tienes dos opciones
İki seçeneğin var.
Tienes dos opciones :
İki seçeneğin var.
Ahora, tienes dos opciones.
İki seçeneğin var.
Tienes dos opciones.
İki seçeneğin var. Sessizce gelirsin.
Tienes dos opciones. puedes venir pacificamente.
- İki seçeneğin var.
Tiene dos opciones.
İki seçeneğin var, a ) Farklı bir davranış biçimiyle hoş ve lezzetli bir yemek için bize tekrar katılabilirsin, ya da b ) Meksika sınırına kadar yürüyebilirsin.
venir con otra actitud a tener una comida decente... o B : largarte a la frontera mexicana.
İki seçeneğin var tamam mı?
Ella es la clave. Tienes dos opciones.
İki seçeneğin var :
Tienes 2 opciones :
İki seçeneğin var Bir engebeli
Tiene dos opciones. Una es hacerlo estruendosamente...
- İki seçeneğin var.
- Pues tiene dos opciones.
İki seçeneğin var :
Tiene dos opciones.
İki seçeneğin var, Kar. Ya kıçının üstüne oturur, susarsın, ya da zavallı hayatının külleri üstünde Anka kuşu gibi uçarsın.
Tienes dos opciones, Kar... puedes quedarte sentado y no hacer nada... o puedes volar como un fénix las cenizas de tu vida lamentable.
İki seçeneğin var.
Hay dos opciones.
İki seçeneğin var.
Tiene dos opciones.
İki seçeneğin var.
Tienes que escoger.
İki seçeneğin var.
Turk, tal y como yo lo veo, tienes dos opciones.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19