Inanıyorum ki Çeviri İspanyolca
1,772 parallel translation
Şimdi, Tolson'un evine dönmesine izin verirseniz inanıyorum ki dışarıdaki halk da, olay çıkarmadan evlerine dönecektir.
Ahora, si permite que Tolson salga, yo creo... yo creo que estas personas afuera, se irán también.
Onlara o kadar inanıyorum ki.
Tengo fe en ellos.
Ariel, ilişkimiz yine çok ilerlemeden önce sana şunu söylemem gerektiğine inanıyorum ki çocuk sahibi olma konusundaki fikrim değişmedi.
Ariel, antes de profundizar en la relación siento que debo decirte que no he cambiado de parecer con respecto a tener hijos.
Profesör, inanıyorum ki bundan sonra ilerlemeler kaydetmemiz çok uzak değil.
Entonces, profesor no podemos continuar.
Evet öyle. Ama inanıyorum ki, bunu geçen ayın "Courier" inde... bunu da "Saturday Post" da okumuştum.
Sí, de hecho, pero creo que ya leí este en la revista del mes pasado.
Bayan Morland, inanıyorum ki şimdi de siz benimle alay ediyorsunuz.
Señorita Morland, supongo que ahora está bromeando usted.
Ve inanıyorum ki, talih yüzümüze güldü, yeni bir fırsat doğdu.
Y creo que después de la adversidad, nacerá la grandeza.
Ama ben inanıyorum ki, Aang dünyayı kurtarabilir.
Pero yo creo que Aang puede salvar al mundo.
Ve Alex, inanıyorum ki bu Ryan'la olacak en kötü gününüz.
Y Alex creo que hasta en tu peor día Ryan preferiría estar contigo que con nadie mas.
Martha, inanıyorum ki, Marry ve Sally anneleri mezarında yatarken değil, hayatta olduğu sürece mutlu olacaklar.
Martha, creo que Mary y Sally necesitan que su madre esté viva, y no tres metros bajo tierra.
Ancak kesinlikle inanıyorum ki, ileriki saldırıları engellememiz için en iyi ihtimalimiz, İslam cemiyetlerinden gelecek olan istihbarat sayesinde olacaktır.
Pero firmemente creo que nuestra mejor oportunidad de detener ataques posteriores vendrá de la información otorgada por las comunidades islámicas.
Ve inanıyorum ki, eğer bir kutu tereyağı yersem ve beni kimse görmezse, kalori olarak sayılmaz.
Y creo... que si me como una tarrina de mantequilla y nadie me ve, las calorías no cuentan.
Ve inanıyorum ki cerrahlar, sırf tembelliklerinden, zımbayı dikişe tercih ederler.
Y creo que los cirujanos que prefieren grapas a puntos son vagos.
Bu basit yasayla,... inanıyorum ki dertli başınız rahatlayacaktır.
Y así, alcanzar un compromiso sencillo. Confío en que el problema de conciencia de Su Majestad se apaciguaría así.
Bütün kalbimle inanıyorum ki beni hala seviyor ve önemsiyor.
Creo con todo mi corazón que él todavía me ama y se preocupa por mí.
Ve inanıyorum ki yaptıklarımızı hiçbir zaman unutmazsınız.
Y confío en que usted nunca olvide que lo hicimos.
İnanıyorum ki bizler, Amerika'daki en ayrıcalıklı insanlarız çünkü bu ülkedeki en büyük görev bizlerdedir :
Creo que somos las personas más privilegiadas de los Estados Unidos de América, porque tenemos el trabajo más importante de este país :
İnanıyorum ki sizi hâlâ tüm kalbiyle seviyor.
Creo que aún la lleva en su corazón.
İnanıyorum ki bu çocuk ortalığı kasıp kavuracak.
Creo que este chico puede tener su propia serie.
Hayır, hükümetimizin farkında olduğuna inanıyorum, ama asıl merak ettiğim şey, Küba Füze Krizi'nden bu yana karşılaştığımız en büyük ulusal tehdit olan bu meseleyle ilgili olarak sen de bana katılacaksın ki oldukça yetersiz bir tepki olan Olimpiyatları boykot etmek dışında bir şey yapıp yapmayacakları.
Sí, mi gobierno lo sabe pero ¿ se limitará a boicotear las Olimpiadas? Eso me pareció una respuesta impotente a la crisis más aguda que hemos tenido desde la crisis cubana.
Çok şükür ki, bu yöntemin asla hayata geçirilmediğine inanıyorum.
Afortunadamente, creo que ese método nunca fue utilizado.
Belki yeterince sert tokmaklamıyorumdur ama inan ki bacaklarını bile zor açıyorum.
Tal ves la este apaleando muy fuerte pero apenas puedo abrirle las piernas, sabes.
İnanıyorum ki insan ırkının bir defa nesli tükenmeye başladığında...
Yo creo en la capacidad de recuperación de la naturaleza.
İnanıyorum ki Nagata Bira ve şirketiniz birlikte çalışabilir.
Creo que cerveza Nagata y su empresa pueden trabajar juntos.
Kız kardeşimin, daha çok annem ve babamın sözünü dinleyen biri olmaıs için uğraşıyorum Stacey'i ayartan, saçma sapan ilişkilerden korumaya çalışıyorum ki böyle palavra şeylere hemen inanıp kendini kaptırıyor.
Intento que mi hermana sea más obediente con mis padres y que Stacey no se deje maltratar para que sea feliz en vez de sólo parecerlo.
İnanıyorum ki Londra yaşamaya devam edecek.
Creo que Londres sobrevivirá.
İnanıyorum ki sen ve ben
Por eso creo que tu y yo
Annemle babamın birbirlerini bizden daha çok sevdiklerine inanıyorum ki, bizi de çok severler.
Creo que mis padres se querían entre ellos más que a nosotros.
İnanıyorum ki öyle, aşırı sıcak.
Creo que allí hace mucho calor.
İnanıyorum ki...
Creo...
İnanıyorum ki, bunlar sana ait.
Creo que esto le pertenece a usted ahora.
İnanıyorum ki, bir yeri terk ettiğimizde onun bir parçası bizimle gelir, ve bizim bir parçamız da orada kalır.
Creo que cuando dejamos un lugar parte de él va con nosotros, y parte de nosotros permanece en él.
Tabi ki inanıyorum.
Por supuesto que creo en ti.
- İnanıyorum ki o... - Oydu.
- ¿ Cómo sabes- -
İnanıyorum ki...
Es mi creencia que...
İnanıyorum ki bu bir kraliçe Wraith.
Creo que esta Espectro es una reina.
Diyelim ki size inanıyorum, ki bu doğru değil, çünkü tamamen zırva.
Digamos que les creo, que no es así, porque es una locura.
İnanıyorum ki, bütün oyuncularımız, renkleri ne olursa olsun, Dillon Panthers duruşu ve başarısı için kendilerini adamışlardır.
Creo que todos nuestros jugadores, independientemente de su color, contribuyen al espíritu y al éxito de los Dillon Panthers.
Yeah, Ne yazık ki, Mr. Kurt'un söylediklerine ve yapacaklarına inanıyorum.
Sí, desafortunadamente, creo en todo lo que el Sr. Wolf dijo.
Onlar gitti dedi Yaklaşık bir yıl önce çiftlik, ki ben inanıyorum, ama Ben, babam size söylüyorum Benim alarm çanları patladı.
Dicen que dejó la granja hace un año más o menos, lo que me creo, pero lo que te digo es que con el padre, mis alarmas se dispararon.
- İnanıyorum ki -
- Yo-Yo creo...
- İnanıyorum ki çocuklar bizim geleceğimiz.
- Yo creo que los niños son nuestro futuro.
İnanıyorum ki bu, dünya diplomasisinde yeni bir çığır açacak.
Creo que representa algo nuevo en el mundo de la diplomacia.
İnanıyorum ki kendimi net olarak ifade ettim.
Y creo que fui bastante clara en ese asunto.
- İnanıyorum ki bu doğru.
Creo que eso es cierto.
- İnanıyorum ki evet. Çünkü, dünyada adalet var.
Eso creo, sí, porque éste es un mundo justo.
İnanıyorum ki size güvenilir bir danışman olabilir.
Creo que él podrá traerle un asesoramiento verdadero y devoto.
İnanıyorum ki yakında kararınızı vermiş olursunuz.
Confío en que pronto tendremos un veredicto.
- İnanıyorum ki- -
- Sí.
İnanıyorum ki, mahkeme şirketler arasındaki yakın ilişkiyi dikkate alacaktır. Senin davan mı?
Creo que los tribunales asentirán la relación al estar las partes tan cerca -
İnanıyorum ki yapılan ikaz, İsa'nın da kanunları geçerli olduğu sürece bu kanun tasarısını geçersiz kılacaktır.
Creo que si actúa incluso sólo un poco más allá de lo que permite la ley de Cristo, ello invalida el acto completo.