O adam Çeviri İspanyolca
33,213 parallel translation
Bu, o adam mı, henüz bilmiyoruz. - Ve peşinde olduğumuzu bilmemeli.
Todavía no sabemos sí es "el" chico y no puede saber que estamos detrás de él.
- O adamı oradan çıkarttıracağım.
Voy a sacar a ese tipo de ahí.
- O adamın rahatlamalı. - Hadi Earp.
- El tipo debe relajarse.
O adamı buraya getirdin ve çok kötüydü.
Entonces... trajiste al tío aquí y... fue horrible.
Artık o adam değilim.
Ya no soy así.
- Şuan orada kim yaşıyor peki? O adam?
Entonces, ¿ quién está viviendo allí ahora?
O adam ölü.
Ese hombre está muerto.
O adamın hiç görmediğin sinirli bir tarafı var.
Ese hombre tiene un temperamento como nunca has visto.
O adamı düşünerek yaşamaya katlanamıyorum.
El hombre que ha asesinado a mi hija aún sigue vivo. No soporto la idea de que siga con vida.
Kızımın naaşı yerde yatarken, o adam huzur içinde uyuyor.
- De acuerdo. Bueno, su cadáver está tirado en el suelo. Y él duerme como si nada, en paz.
Sen o adamın oğlusun.
Eres hijo de aquel hombre.
- O adam efsaneydi.
- Ese tipo era una leyenda.
O adamın peşinden ayrılmayan bir kız ve tuhaf iki adam vardı.
Sí, bueno, ese tipo tenía una niña siguiéndolo... y dos chicos raros. Sus...
Pekâlâ. Dante DiPaolo beni hezimete uğratsın diye dizlerine kapanamam! Olmaz, o adam bir şerefsiz.
Bueno, ¡ no voy a humillarme ante Dante DiPaolo solo para que él pueda joderme!
O adamınız değil.
No es quien buscan.
Tam olarak açıklayım, o adam hâlâ serbest dolaşıyor.
Que conste : ese tío no está descartado.
Sayın hakim, bugün o cinayetten sorumlu olabileceğini düşündüğümüz bir adamı tutukladık.
Su Señoría, hoy detuvimos a un hombre que creemos podría ser el responsable de ese asesinato...
O zaman neden bu adamı tutuklayıp...
Así que, ¿ por qué no solo detenemos este tipo?
- Anlamıyorsunuz. Kardeşim Nathan'nın iki kere şartlı tahliyesi geldi, ve iki seferde de o bayan ve yaşlı adam geldi. Kadın sürekli oğlu hakkında bir şeyler söylüyordu...
la tarjeta EBT se ajusta a la misma línea de tiempo, al igual que un trabajo consiguió en un bar de Dorchester.
Sana söylemeye çalıştım işte o bu adam.
Intenté decirle que ese es el tipo.
- Ayrıca, seni tanıdığımdan beri o var ve o kadar değerli olmasa, senin gibi bir adamın böyle bir şeye sahip olma imkanı yok.
- Sin mencionar que has tenido eso desde que te conozco y ningún tipo como tú tendría una pintura como esa a menos que significara todo para él.
- O iyi bir adam.
- Es un buen hombre.
Çoğu adam onu yapamaz. Tıpkı çoğu takımın beatbox yapmanı ya da memelerini oynatabilmeni ya da 31 çekmeni önemsemediği gibi.
No, y a la mayoría de equipos no les importa si haces ritmos mientras mueves los pezones o si te masturbas.
Ve o zamanlar ki birçok oyuncu gibi paranın sonsuza kadar kalacağını düşündüm ama sonra farkettim ki kalmıyor ben de daha iyi bir adam oldum.
Y como muchos jugadores, pensé que duraría para siempre. Ahora me doy cuenta de que no es así y soy mejor hombre por ello.
Mayo olimpiyatları adam için çok uygun değildi o kadar.
Ese desfile de tipos en interiores no era para él.
Adamı ekeceksen, ne kadar erken yaparsan o kadar iyi olur.
Está bien. Si usted va a zanja al tipo, lo mejor es hacer pronto.
Adamım, o kadar da kötü değil.
Chabón, no es para tanto.
Ya işimde çok kötüyüm Ya da Castle haklı, bu adam ölümsüz.
O soy muy mala en mi trabajo o Castle tiene razón y es inmortal.
Evet, o yaşlı kör adam kullanabiliyorsa, ben de kullanabilirim.
Si ese viejo ciego pudo usarlo, yo también.
O yüzden bu adam hakkında eminim bizden daha çok şey biliyolardır.
Para que puedan conocer más sobre él de lo que hacemos.
Sayın Başkan,... teknesine iniş yaptığımız adamın verdiği istihbarata göre füzeler Paraiso denilen adadan ya alınmış ya da orada üretilmiş.
Sr. presidente, la información del hombre cuyo barco interceptamos indica que los misiles fueron recogidos o fabricados en una pequeña isla llamada Paraíso.
Bugünkü adam olmamın nedeni O.
Ella es el motivo por el que soy el hombre que soy.
Adamınızın buraya tekrar gelmesini kaldıramam... o yüzden bir kalem al. - Kalem mi?
No puedo permitirme que ese tipo vuelva por aquí, así que coge un boli.
Sadece ağır suç işlemekle ve John'u kalan hayatı boyunca aranan bir adam haline getirmekle kalmıyorsunuz ve bir de o bunu yapmanızı istemiyor mu?
No solo queréis cometer múltiples delitos y convertir a John en un hombre perseguido durante el resto de su vida, si no que, ¿ en realidad él no quiere que lo hagáis?
Yani, eğer D.E.A., FBI, Ve Meksika hükümeti adamı bulmıyorsa, o zaman bizim bulma şansımız nedir?
Si ni la DEA, el FBI o México lo encontraron... - ¿ qué posibilidad tenemos?
O eski adam 2 yıl önce Penny'le birlikte öldü.
Ese tío murió hace dos años con Penny.
O kötü adam değildi.
Él... No era un villano.
Adamım ya.Seni gördüğümüze o kadar çok sevindik ki.
Dios, qué gusto verte.
Fakat canavarlar ise bir adamın sanatsal başyapıtını yok ettiler. Hollywood şarlatanlıklarına artık son, gizem çözücülerin iş başı yapma zamanı.
Es una cosa que un fantasma vuelva a la vida y persiga a los vivos, o que los monstruos amenacen y aterroricen a los inocentes, pero cuando arruinan la obra maestra artística de un hombre, es hora de dejar de ser imitadores de Hollywood
O iyi bir adam ve onu seviyorum.
Es un buen tipo, y lo amo.
İşlediği diğer bir suç onu aklayan bir adamın ya da işlemediği suçu itiraf eden birinin davasına mı bakacaksınız.
¿ Quieres exonerar a un tipo que su coartada era otro crimen o vender que alguien confesó un crimen que no cometió?
Bak adamım, biraz sakin olman lazım yoksa seni pataklarım!
Mira, tío, creo que necesitas calmarte. ¡ O voy a tener que darte una hostia!
Biliyorsun, o kuruldaki her adam senin gerçekleri söylemediğini anlayabilirler, ve bu da güvenilirliğini azaltır.
¿ Sabes? Todos los de ese tribunal pueden ver que no estás diciendo la verdad, y eso hace que no confíen en ti.
Yani, demem o ki adam iyi çaktı...
- Acaba de ganar. - Levántate.
O kadından bahsedilince gerçekten endişelenen bir adam.
Un tipo que se pone muy nervioso cuando le pregunto sobre la mujer.
Bunun olmadığını bile bile o üç adamın, tecavüzle suçlanmasına izin verdin.
Dejó que tres hombres fueran acusados de una violación que usted estaba bastante segura de que no había pasado.
Bakmak için gittiğimde, o kız kaçıyordu bu adamın yüzü de kanlar içindeydi.
Cuando fui a ver, ellas huían.. .. y el rostro de él estaba cubierto de sangre.
Nate bana iş verdi, çünkü o iyi bir adam.
Nate me dio trabajo porque es un buen tipo.
Belki de kundakçıyı, suikastçıyı ya da küçülen adamı tercih edersin.
¿ O tal vez prefieras al pirómano, a la asesina o al increíble hombre que se encoge?
O haberci adam vardı ya bunlar görev emirleri.
Ese sujeto, el despachado, estas son sus órdenes.
Bu adam ya görev sürem boyunca gördüğüm en cesur adam ya da en aptalı.
Ese caballero o es el hombre más valiente que he tenido en mi filas o el más tonto.
o adamlar 16
o adam kim 31
o adam kimdi 18
adam 944
adamı 23
adama 80
adams 109
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
o adam kim 31
o adam kimdi 18
adam 944
adamı 23
adama 80
adams 109
adamım 2484
adamim 23
adamın 29
adam ol 18
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adam haklı 53
adamın biri 39
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam nerede 23
adamlar 55
adamım benim 32
adamlarım 38
adam haklı 53
adamın biri 39
adamımsın 21
adam deli 37
adam kim 19
adam nerede 23
adam öldü 39
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27
adama bak 17
adamımız o 17
adam kaçırma 35
adamı rahat bırak 23
adam ölmüş 24
adam değil 16
adamı duydun 40
adam mı 39
adamı duydunuz 27