Old Çeviri İspanyolca
1,599 parallel translation
"Old School" u düşünüyordum. ( EN :
Estaba considerando "Vieja Escuela"
- Old School mu?
¿ "Vieja Escuela"?
Nihayet döndüğünde "Old Spice" ve esrar kokuyordu.
Y cuando finalmente volvió apestaba a "Old Spice".
Müzikallerden nefret ederim.
¢ Ü "Life is a Cabaret, old chum." ¢ Ü
James Whittaker Wright Londra Ağır Ceza Mahkemesince 15 yıl cezaya çarptırılmış.
James Whittaker Wright fue sentenciado a 15 años de trabajos en Old Bailey.
1983 yılında Körfez'deki ortam büyümekteydi. Metal Mondays adı verilen geceler eski Waldorf'ta yapılıyordu.
La escena en 1983 pasaba por un show llamado'Metal Monday'que estaba en Old Waldorf
Jersey'de Old Bridge Militia adında bir hayran kitlesi vard.
En Jersey hay una grupo de Metalheads llamado Old Bringe Milicia.
Old Bridge Militia, birbirine bağlı ve müziği içinde hisseden bir grup insandı.
El Old Bringe Militia fue un grupo de personas Me sentía la música. Sentir en el corazón y en todo el cuerpo.
Old Spice.
Old Spice.
Sanırım Old Highway diye bir yer. Tamam?
A un costado de un camino llamado Vieja Carretera, creo. ¿ Me escucha?
Sanırım Old Highway diye bir yer.
A un costado de un camino llamado Vieja Carretera, creo.
Ih, dışarı çıkmamın ve daha kalalabalık gelmenin doğru oldıuğunu düşündüm.
Imaginé que sería mejor irse, y llamar a los pistolas grandes.
Af edersiniz. Size hiç söyleyen old...
Disculpa, ¿ alguna vez te han dicho?
Eski posta yolunda biraz desteğe ihtiyacım var.
Necesito refuerzos en Old Post Road.
Eski posta yolunda biraz desteğe ihtiyacım var.
Necesito refuerzos en el camino de Old Post Road.
We started living in an old house
Empezamos viviendo en una casa vieja
~ And you hear the old song With the wonderful line ~ nbsp
Y escuchas la vieja canción Con una línea maravillosa
Eski Çamurlu Nehir Köprüsü'nü yeniden yapmak için para toplamak için yarından sonraki gün orgu yarışı yapacağız.
Pasado mañana hay una competición de punto para recaudar fondos y reconstruir el puente del río Old Muddy. - ¿ Qué le pasa?
- Eski mekânımız.
The old stomping ground.
Bu Beemster. Ve bu da Old Amsterdam.
Este es el Beemster y este es el Old Amsterdam.
Bir kadın vardı tümgün soğuk bahçede otururdu "Ali Babanın bir çiftliği var" ın sözlerini fısıldardı tekrar, tekrar, tekrar.
Había una mujer que estaba todo el día sentada inmóvil en el jardín susurrando la canción "old macdonald had a farm" una y otra y otra vez...
Old school.
De lo antiguo. Kid'n Play.
1621 Water caddesindeki Eski Henderson'dan bir başka... başka bir Dell çocuğu için mahkeme emri şimdi geldi.
Una orden judicial para otro de los hijos de Dell en Old Henderson el 1621 de la calle Water acaba de llegar
yani bu da Old Lake yolunun 44. km tabelası.
Eso significa que es Old Lake Road, en la milla 44.
Evet... Kappa Tau evindeki sarhoş gecelere Ve seni kafası güzel görme şansını yakalayabilmenin ya da Old School'u 900üncü kez izlediğini görebilmenin verdiği heyecan..
Si, esas noches ebria en la casa Kappa Tau, teniendo la oportunidad de verte drogado o ver Old School por 900 vez.
Old Spice mı sıktın sen?
¿ Estás usando Old Spice?
Evet. Ultra.
Old Track.
Ben Bayan Emmeline Walcott, ve eski 42 değirmen yolundayım.
Soy la Sra. Emmeline Walcott, y estoy en el camino Old Mill número 42.
Çeviren : SWATcagdas
BURN NOTICE 1x04 "Old friends"
You'll have a gay, old time!
¡ La pasará muy bien!
Çeviren : SWATcagdas
Burn Notice - 1x03 "Old fight or flight"
b ) Ama eski bilgisayarlara dokunmam.
Me faltan habilidades y los ordenadores B.Old me dan dolor de cabeza.
- Ve baharat gibi.
- Y una pinta de Old Spice.
Mona hafta sonu anne babasıyla Old Seabrook'a gidecek.
Mona quiere pasar el fin de semana en Old Saybrook con la familia política.
Viski kokteyli.
Old Fashioned.
Old Gold Man, ha?
Fuma Old Gold, verdad?
Sana bir soru sorabilir miyim? Neden Old Gold içiyorsun?
¿ Puedo preguntarle por qué fuma Old Gold?
Aynısından. Eski-moda, lütfen.
Un Old-fashioned, por favor.
Neden, yani, neden Old Gold?
Quiero decir... ¿ Por qué Old Gold?
Pekala, diyelim, yarın bir tütün zararlısı gelip gezegendeki bütün Old Gold'ları yedi.
Supongamos que mañana un gorgojo del tabaco se come hasta el último Old Gold del planeta.
"Old Gearhead"
"Old Gearhead."
Ona, benim mağazama gidip seksi bir şeyler almasını söylemiş.
Le dijo que fuese a Old Gearhead, y se llevase algo sexy.
Marka derken "Miser's Choice" ve "Day-Old Delights" gibi mi?
Marcas como "masies choice" y "day out delight".
"Grumpy Old Men"
Dos viejos gruñones.
Sinatra şarkısı.Söylemezsen olmaz.
Sinatra, you got to sing alone. Quiero decir, es Old Blue Eyes.
Ama senin baban kefaletini ödedi o yüzden haftada bir kez arabanı 24. Old Farm Yolu'nda sürüp olay yerine geliyorsun. Sırf kendini nasıl bir pislik olarak gördüğünü kendi kendine hatırlatmak, kafanda taze tutmak için.
Pero en tu caso, tu viejo pagó los platos rotos y ahora tú conduces por la ruta 24 una vez por semana sólo para acordarte, para tener presente que crees que eres una porquería.
OLD 24 6 : 00
VIEJA RUTA 24 6 : 00
İkna edebilirsen Çin Mahallesi'ndeki eski St. Mary Kilisesi iyi olur.
Si se presenta la oportunidad, sugieran la Old St. Mary's Church del barrio chino.
Eski ütü!
Old iron!
# Bu kadar susamış olmasaydım # # Seve seve gözyaşı dökerdim # # Bu sabah uyandım #
I'd be likely to cry woke up this morning got this old dress left woke up this morning this old rag is all gonna cut it into curtains and show the world how I look best
Old Gold'larımdan memnunum.
Me encantan mis Old Gold.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25