Ona gitmeliyim Çeviri İspanyolca
54 parallel translation
" Ona gitmeliyim.
Tengo que ir con él.
Ona gitmeliyim - o hasta ve benim yerim onun yanı.
Debo ir con él - está enfermo y mi sitio ahora está con él.
Ona gitmeliyim.
Debo ir con él.
Ona gitmeliyim.
Debo verlo.
- Harry, ona gitmeliyim.
- Lo sé. - Harry, tengo que ir con él.
Ona gitmeliyim!
Debo ir.
Ona gitmeliyim baba, bana ihtiyacı var.
- Debo ir con él, padre, me necesita.
Ona gitmeliyim.
Debo ir a verle.
Ona gitmeliyim.
Debo irme con él.
- Ona gitmeliyim.
- Tengo que ir.
Ona gitmeliyim.
Debo ir a él.
Ona gitmeliyim!
¡ Tengo que ir hasta él!
Buddley Solterton'a elveda demek gibi görünüyor. Ona gitmeliyim.
Parece que se ha acabado Buddley Solterton.
Ona gitmeliyim.
Tenía que llegar a él.
O zaman ona gitmeliyim!
¡ Entonces tendré que ir con él!
Hayır. Bence ben ona gitmeliyim.
No, creo que debemos ir con ella.
Ona gitmeliyim.
Debo ir allí.
Ona gitmeliyim.
Debo marcharme.
Ona gitmeliyim.
Tengo que ir con ella.
- Ona gitmeliyim, Lindsey.
Tengo que ir con él, Lindsey.
Evet, ona gitmeliyim.
Sí, debería ir.
Ona gitmeliyim. İyi olup olmadığını görmem lazım.
Tengo que tengo que ir a ver si ella está bien.
Bu yüzden ben ona gitmeliyim!
¡ Tendré que caminar hacia ella!
Mutlaka ona gitmeliyim.
Me desespero por poner mis manos en él.
Ben sadece gün içinde ona gitmeliyim.
Sólo tengo que tomar un día a la vez.
Ona gitmeliyim.
Tengo que acompañarla.
Ona gitmeliyim.
Tengo que ir a verlo.
Bu yüzden onanmak ve koyduğumuz kuralları onaylatmak için ona gitmeliyim.
Así que, con el fin de afirmar mi posición y convertir estas reglas en leyes irrevocables, debo acudir a él.
Ve şimdi... ona gitmeliyim.
Y ahora... tengo que acercarme a él.
Ona gitmeliyim!
¡ Tengo que ir a verla!
Ona gitmeliyim. Bana ihtiyacı var.
Debo llegar hasta él.
Ona hediye almayı unuttum. Hemen gitmeliyim.
Me olvidé de comprarle un regalo.
Hemen eve gitmeliyim ona anlatmam gereken şeyler var ve bana başını öyle sallama, genç bayan.
Me voy derecho a casa ahora mismo a contarle todo, como debí haber hecho cuando... Y no digas que no con la cabeza, jovencita.
"Ne tarafa gitmeliyim?" diye sorduğunda ona bu haritayı satıyorsunuz.
Quieren saber, "¿ Dónde puedo ir?"
Hemen eve gitmeliyim ona anlatmam gereken şeyler var ve bana başını öyle sallama, genç bayan.
Voy a marchar derecho a casa, ahora mismo... Y le contaré sólo como debí hacerlo desde el primer minuto- - Y no agites tu cabeza así damita.
Gitmeliyim. Melinda'ya sözlüsü için ona yardım edeceğime söz verdim.
Le prometí a Melinda ayudarla con su oral.
Ona iki dakika içinde dönmezsem bensiz başlamasını söyledim.Gitmeliyim
Le dije que empezara sin mí.
Gitmeliyim ve bu haberi şimdi ona vermeliyim.
Debo ir a darle la noticia ahora mismo.
Benimle gelmesi için ona yalvarmalı mıyım? Gittiği her yere ben de peşinden mi gitmeliyim?
¿ Le ruego que venga conmigo, lo sigo adonde vaya?
Ona dedim ki, evime karıma gitmeliyim diye.
Le dije que debía volver a casa con mi esposa.
Oraya gitmeliyim, ve ona, onu sevdiğimi söylemeliyim ;
Debo ir hasta allá y decirle que la amo.
Bugün kuzenimin partisine gitmeliyim. Ve sonra ona Vikram'dan bahsedeceğim.
Hoy debo ir a la fiesta de mi prima, pero luego le contaré sobre Vikram.
Ona göz kulak olmak görevim bu yüzden gitmeliyim.
Puesto que es mi negocio, debo de estar al tanto.
Gus, parlak bir ışık görüyorum. Sanırım ona doğru gitmeliyim. - Tamam, oyun oynamayı bırak, Shawn.
Gus, veo una luz brillante.
Stuart, ona her zaman katılabilirim diyor, ama İtalya, onlarla oraya gitmeliyim.
Digo, Stuart dice que puedo unirme si quiero, pero es Italia, sabes, y preferiría viajar con ellos.
Şimdi gitmeliyim. Lütfen ona iyi bakın.
¿ Cuándo tuviste tiempo para quedar embarazada?
Gitmeliyim - Marta seni ona götürmemi istedi.
Pero, Martha me pidió que te llevará a ella.
Benim de ona var. Uğrayacağımı söyledim ama şimdi gitmeliyim.
Yo le debo un favor, así que le dije que pasaría por aquí, pero me debo ir.
O zaman ona gitmeliyim.
Entonces debo ir a verlo.