Plan bu Çeviri İspanyolca
9,001 parallel translation
Tüm bu zaman boyunca, çıkmak için bir plan bulmaya çalışıyordu.
Todo este tiempo, ha estado planeando una manera de salir.
Mükemmel plan bu.
Este es el plan perfecto.
Hayır, daha iyi olan plan bu. Güven bana.
No, este era un plan mejor, confía en mí.
Tekniken bu plan yasal.
- Técnicamente esto está muy bien.
Planının bu olabileceğini düşünüyorsunuz.
¿ Sabías de ese plan?
Şimdi mi? Şimdi bu örnekleri laboratuvara bırakacağım. Eve gidip ders planı çıkarmaya çalışacağım.
Dejaré las muestras en el laboratorio, iré a casa e intentaré planificar mis clases.
Açık olarak, ona burada cidden ne yaptığımı hiçbir zaman söylemedim ve bu noktada bu şekilde devam etmeyi planlıyorum.
Obviamente, nunca le dije lo que realmente estoy haciendo aquí.... y en este punto, Mi plan es mantenerlo así.
Ama bu özel bi çekim, birilerinin özel yerlerini çektiğimiz gibi.
Pero esto es una sesión privada, en plan estamos fotografiando las partes privadas de alguien.
Bu planın işe yaraması için yapılacak çok şey var sürpriz faktörü de buna dahil.
Muchas cosas tienen que salir bien para que este plan funcione, incluyendo el elemento de la sorpresa.
Planın bu mu seni küçük kurnaz Indogene?
Ni hablar. ¿ Ese es tu plan, pequeña y astuta Indogene?
B planı, bu işi halletmemiz.
El plan B es hacerlo funcionar.
Bu planı destekliyor musun?
- ¿ Tu apoyas este plan?
İşte planım bu, nihai tatil.
Este es el plan, vacaciones futuras.
Başından beri planın bu muydu?
¿ Ese fue tu plan desde el principio?
Bu planda dışarı çıkması da var mı?
¿ El plan acarrea soltarla?
- Planı anladığını sanıyordum! - Benim olanım bu değildi!
- ¡ Pensé que entendías que ese era el plan!
Bu plan işe yararsa bazı insanlar ölecek.
Si este plan funciona... algunas personas van a morir.
Başından beri Christine'in planladığı bu muydu?
¿ Ese ha sido el plan de Christine desde el principio?
Tek planım, bu kasabayı iyileştirmek.
- para seguir adelante con sus planes. - El único plan es curar a este pueblo.
Asıl plan mor taşların tonları yumurtanın içine yansıtmasını sağlmaktı bu da kubbenin kendini açması için sinyal niteliğinde olacaktı.
El plan original era que las amatistas condujeran los tonos al huevo, que actuaría como la llave, emitiendo señales a la cúpula para desbloquearla.
Ancak plan ters tepti... Bu iyi değil Meyer.
Meyer, esto no es bueno.
"Bu kasaba ikimize küçük" gibisinden mi diyorsun?
Quieres decir, en plan, "¿ esta ciudad no es lo suficientemente grande para los dos?"
Daha ziyade, bence planı bu aleti o kabloya bağlamaktı.
Más bien, creo que su plan era empalmar este aparato en él.
Daha önce söylediğim gibi, bu dahice bir plan.
Como dije antes... es un plan brillante.
Ama söylesene ya bu kez babam ve ben plan kuruyorsak?
Pero dime una cosa, ¿ qué si mi papá y yo realmente hicimos un plan?
- Gerçekten de çok kötü çocuklar. Bu kimin planıydı?
De verdad, este es el límite, chicos. ¿ Esta es la manera?
Luciano hapisten emirleri verirken şehir çapındaki bu planı Meyer Lansky ve Frank Costello yürütüyordu.
Con Luciano tomando decisiones desde la prisión,
Bill, Billy, bu Noel Özel için üzücü bir bahane... Plan zarara uğramaz.
Bill, Billy, esta triste parodia de un especial de Navidad, sin ofender...
- Bu planı sevmedim.
No estoy contento con este plan.
Cabe, bu plan işe yaramazsa bunu ona senin söylemek gerekecek.
Cabe, si esto no trabajo, entonces usted necesita para decírselo.
Bu saat Büyük Vatan Savaşı'ndaki bir memura aitti.
Correcto. Usted entiende el plan?
- Ben orada gizem yazarı dostlarımla... - Aslında benim bu akşam için planım var.
- Hice planes para esta noche.
Bu o. - Pekâlâ, planını uygulamaya başlamadan onu diğerlerinden ayırmamız gerek.
Bien, debemos aislarla antes que siga con su plan.
Tamam. Bu planın.
Bien, entonces éste es el plan.
Plânımız bu değildi, olması gereken bu değildi.
El plan no era eso. No iba a ser.
Bu hain katillerin Ma'an'a ulaşmalarını önleme planınızı konseye anlat.
Cuéntele al consejo cuál es su plan para que esos malvados asesinos no lleguen a Ma'an.
ve şöyle olur, "Neden bu kadar kafana takıyorsun ki?"
Y se pone en plan, "Bueno, ¿ por qué te importa tanto de todos modos?"
Bu mu senin planın?
Ese es tu plan?
Bu kötü bir plan.
Este es un mal plan.
Bu mu planınız?
¿ Este es el plan?
Planımız bu değildi.
Este no era el plan. - Jasper.
Planınız bu mu?
¿ Ese es su plan?
Sırf bu yüzden karada ikinci bir ekibim var.
Tengo un plan de contingencia en tierra por esta razón.
Ve hatta ajanlarımız, Protestanlarla gizli kapaklı kapılar ardında bu planı yaptığını söylüyor.
Y nuestros espías nos contaron que incluso una vez los protestantes moderados hablan de rebelión a puerta cerrada.
Belki de bu bir düşman değildi, belki de bu Elizabeth'in planı.
Tal vez no ha sido un enemigo en absoluto, pero sí la misma Isabel.
Bu olay bizim planımızdan çok daha geniş ve kapsamlı.
Pero esto tiene una envergadura y un alcance que no tenía nuestro plan.
Mary Sibley'in planı neyse o küçük aklından bir şeyler geçirdiğine eminim... Bu yemek benim amaçlarıma da hizmet edecek.
Sea cual sea la insidiosa intención de Mary Sibley... y no dudo que se pequeña y estrecha mente tiene una... la cena de esta noche debe servir también a mis propósitos.
Benim planım da bu, tatlım.
Ese es el plan, cielo.
Bu da plânın bir parçası mıydı?
Se fue sin mí. ¿ Esto era parte del plan?
Bu bir plan değil, intihar görevi.
Eso no es un plan, es una misión suicida.
Planınız bu mu?
¿ Ese es el plan?