Sana ne Çeviri İspanyolca
35,979 parallel translation
Annem sana ne söyledi bilmiyorum ama sana kızgın değilim.
No sé lo que te dijo mamá, pero no estoy molesto contigo.
Sana ne teklif etti?
¿ Qué te ofreció?
Sana ne oldu? Kendi üzerime tükürdüm.
¿ Qué te ha pasado?
Siktir, sana ne olmuş?
Demonios, ¿ qué te pasó?
Tamam adamım o zaman sana ne kadar lazım?
Está bien, ¿ cuánto quieres?
Gregory sana ne anlattı?
Bueno, ¿ qué te ha dicho Gregory?
Sana ne oluyor böyle?
¿ Qué te pasa?
Sana ne istiyosan verir.
Podría conseguirte cualquier cosa que desees.
Sana ne söylediler bilmiyorum ama, senin arkadaşların bana geldi.
No sé qué te han contado, pero fuisteis vosotros los que acudisteis a mí.
Annen sana ne dedi?
¿ Qué te enseñó mamá?
- Sana ne...?
- ¿ Qué...?
- Jervis sana ne yapıyorsa...
Sea lo que sea que Jarvis te hiciera...
Tamam sana ne istersen vereceğim.
Mira, mira, te daré lo que quieras.
Sana ne söylediğimi ve ne gördüğümü biliyorum ama...
Sé lo que te dije y sé lo que vi, pero...
Sana ne kadara demiştim?
¿ Cuánto te dije?
Sana ne yaptı?
¿ Qué te hizo?
Sana ne olduğunu biliyoruz.
Sabemos qué te ha pasado.
Sana ne olduğumu gösterdiğim gece.
La noche que te mostré lo que era.
Sana ne oldu?
¿ Qué te ha pasado?
Çabuk çıktın. Sana ne dediler?
Saliste rápido. ¿ Qué te dijeron?
Sana ne söyledi?
¿ Qué te dijo?
Sana ne diyeceğim bak, bu iş bitti.
Te diré algo, ¡ se acabó!
Sana ne yaptıklarını da biliyorum.
Sé lo que te están haciendo.
Düşünün... Eğer başka bir kız, gelip sana yalvarsaydı..... kocasının hayatını kurtarmak için ne yapardın?
Si, en mi lugar, otra chica te hubiera buscado rogando por la vida de su esposo, entonces ¿ qué habrías hecho, Jai?
Shivangi, ne oldu sana?
Shivangi, ¿ qué te sucedió?
Fiona sana aralarında ne olduğunu anlattı mı?
¿ Te ha contado Fiona qué es lo que les pasa a esas dos?
Yeni tekliflere açık olduğumu sana düşündüren ne oldu acaba?
- Así es. ¿ Qué te hace pensar que recibiré nuevas ofertas?
Yılın dışında herhangi bir tarih de tam olarak ne yaptığımı sana söyleyebilirim, saatine kadar.
Elige cualquier día del año y sé exactamente qué haré, por hora.
Bir sürü tecrübesi var ve hastane tarafından önerilen birisi. Ve ne zamandan beri sana sormamı istiyorsun ki?
Tiene mucha experiencia, lo recomendaron en el hospital.
Ne oldu sana?
¿ Qué te pasó?
Sana hep ne derim ben?
¿ Qué he dicho siempre?
Ne diyebilirim sana, Maddie?
¿ Qué puedo decirte, Maddie?
Hakkında konuşmayı sevmiyorum ama sana sert davranmamın sebebi bu. Bir çocuğa ne yapabileceğini biliyorum ve Jack'in sana ihtiyacı var.
No me gusta hablar de eso... pero por eso soy dura contigo... porque sé lo que puede hacerle a un niño... y Jack te necesita.
Sana orada ne yaptılar?
¿ Qué te hicieron ahí?
Eğer sana bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum.
No sé lo que haría si algo te sucediera.
Tetch'e ne oldu? Sana söyledim.
Así que... ¿ qué paso con Tetch?
Sana bıçak çektim, seni kaçırdım, ne olduysa oldu.
Te ataqué con un cuchillo, te secuestré, lo que sea.
- Yani sana. - Tamam da bunun anlamı ne?
A ti.
Kutu ne iş? - Sana gelmiş.
Una entrega para ti.
Sana ne ki?
¿ Y a ti qué te importa?
Ne oldu sana böyle ya?
¿ Qué te ha pasado, hombre?
Sana şu anda gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum.
Literalmente no sé qué decirte ahora mismo.
Bir ara hatırlat da sadakat ne demek açıklayayım sana.
Recuérdame en algún momento que te refresque el significado de lealtad.
Ne oldu sana böyle?
Pensé que estabas pillando el tranquillo a esto.
Sana bu izlenimi ne verdi?
¿ Qué te hace pensar eso?
Hayatını harcadığın şeyler yüzünden sana laf etmiyorum. Ama ne zaman sana bir şey anlatmaya çalışsam gözlerini devirip, bana deli diyorsun.
Nunca me meto con lo que haces con tu vida pones los ojos en blanco y me llamas loca cada vez que intento explicarte algo.
Ne demek, arkadaşlarımız sana bir şey diyecekti ama.
No hay problema. A ellos les gustaría decirte algo.
- Sana başka ne söyledi?
- ¿ Qué más te dijo?
Ne yaptım ben sana?
¡ Estaba enfadada!
Ne yaptım sana?
- Sí, de verdad lo quiero saber.
Odadaki bütün insanlara sahip olduğunu sana düşündüren ne Joe?
¿ Qué te hace pensar que has convencido a todos en la habitación, Joe?