Sandım ki Çeviri İspanyolca
1,428 parallel translation
- Sandım ki, benim...
- Pensé que el pésame era...
Ben sandım ki...
- Mi - Yo pensé -
"Ya" der kral, "ben de sandım ki,'ben bir geyiğim'diyor."
"Ah", dice el rey. "Creí que dijo :'Soy un alce"'.
"Şahit yok," diyip duruyordu, ama ben ben sandım ki, onu dışarıda bekletirsem, o o vazgeçer ve onları orada bağlı bırakırız.
Él repetía : "Sin testigos"... pero pensé que si yo era más paciente, él... él cedería y los dejaríamos atados ahí.
Ama Bir an için sandım ki...
Pero pensé por un momento- -
Seni göremeyince, sandım ki...
Pensé que estuvieras... No te veía. Creí que...
Ne? Sandım ki -
Yo creía...
İşteydim ve birden sandım ki, belki buraya gelirler diye düşündüm.
Lo único es que estaba en el trabajo y de repente pensé que quizá, quizá iban a venir a buscarme acá.
Tanrım, Veronica. Sandım ki sen...
Por dios, Verónica, pensé que estabas buscando...
Evet, evet, sandım ki o...
Sí, sí, sólo imaginé que ella- -
- Hayır. Sandım ki..
- No, pensé...
Sandım ki... 3 çocuğu var.
Lo siento. Pensé que... Tiene tres hijos.
Sandım ki... Bir şey...
Creí que algo...
Sadece sandım ki, bana...
Sólo pensé, tú sabes, que tú...
Pencereyi açık görünce sandım ki...
Vi que la ventana estaba abierta, pensé que quizá...
"Ya," der kral, "ben de sandım ki,'ben bir geyiğim'diyor."
" "Ah" ", dice el rey. " "Creí que dijo :" Soy un alce " " ".
Sandım ki... Şapkanız. Red Sox.
Sólo lo asumí por tu gorra de los Red Sox.
Sandım ki - Baba?
- Ah, papá.
"Sandım ki O beni soymak" ya da öldürmek için geldi. Bu yüzden onu vurdum. "
Pensé que estaba allí para robarme o matarme entonces le disparé ".
Sandım ki... kadın ölmüştür.
Yo pensé... Creí que estaba muerta.
Sandım ki bir gün bunları atlatacak.
Pensé que lo superaría un dia.
- Sandım ki... - Onu geri alacağımızı söylemiştin.
Pense.... / Dijiste que asi es como regresarla.
Sandım ki... burada olmak istemediğinden, bahane yaratıyor.
Y pensé... Si ella no quiere estar aquí, quiere dificultármelo a mi.
- Ben sandım ki...
- Creí haber dicho- -
Sandım ki...
Pensé que - -
Sandım ki istediğin şey...
Creí que querías...
Ben sandım ki onlara en azından birazını ödersem... Ama yeterli olmadı. Onlar... daha fazlasını istediler.
Pensé que si al menos les pagaba algo pero no fue sufuciente.
Sonra, sandım ki, bu çocuk... Yani durumu yanlış anlamışım.
Y pensé que había visto a ese chico juzgué mal la situación.
Sandım ki... O gülmeler neydi?
Sólo risas
- Ben sandım ki...
- Pensé que eran...
- Özür dilerim. Ben sandım ki...
- Lo siento, pensé -
Seni dinlemediğim için üzgünüm ama sandım ki sen...
Siento no haberte escuchado, pero pensé que estabas...
Ben sandım ki...
Lo siento, creí que estaba...
Sandım ki...
Yo creía...
Ben - ben sandım ki siz ikiniz birlikte -... ben...
Es que pensé que Uds. eran novios.
Manderlay'de mücevher ve elbette ki para bulunmuyordu. Mucizevi bir şekilde neşeli melodilerine devam etmekte olan şöminenin üstündeki, zarif saatin de, Hanımın sandığının aksine, İsviçre malı olmadığı, aslında yörede yapılmış, değersiz bir kopya olduğu ortaya çıkmıştı.
En Manderlay no existían los objetos de valor, y mucho menos el dinero, ya que resultó que el elegante reloj que milagrosamente continuaba funcionando sobre la repisa no era suizo, como creía la señora, sino una copia local que no valía casi nada.
Tabii ki seni Alice sandım!
Claro que pensé que eras Alice.
- Tanrım, sandım ki...
- Dios mío, como lo siento...
o kadar gerçekçi oynadım ki beni bir ara köpek sandılar ben bir cinayet işleyebilirmiyim, Sumi.
El director y los profesores aún me tratan como a un perro. Déjame matarlo, Sumi. Solo una vez.
Öyle yaralarla uyandım ki, Tanrı'nın beni ziyaret ettiğini sandım.
Oh, muchacho. Sali con llagas que fueron tan malas, verdaderamente yo creía que tenía una visitación del Señor.
Bende hayatında ki ilk Nick olacağımı sandım.
Y yo que creía que iba a ser el primer Nick de tu vida.
Ben de sandım ki...
Pensé...
Sandım ki...
Pensé...
Öyle hızlı iyileşti ki, makinelerin bozuk olduğunu sandım.
Reaccionó tan pronto que pensé que las máquinas no estaban funcionando.
Sandım ki sen...
- Pensé que ibas a...
Ölene kadar onla olurum sandım. Ya da dırdır edip beni ki normalde insanlar nefes harcamaz buna, beni toprağa gömene dek.
Creí que estaría con ella hasta ser quemado o hasta que me llevara a la tumba con su charla sobre idioteces que a la gente le importan una mierda.
Tabii ki hissettim, seninle kavga ettiğim için olduğunu sandım.
Mira, ¿ dónde estamos?
Sandım ki...
Creí...
Sandım ki...
Y en lugar de eso...
O sıralar öyle kibirliydim ki... bunun öylesine geçici bir moda olacağını sandım ve ben...
Era demasiado arrogante. Pensé que era una moda pasajera que nos venía del otro lado del Atlántico.
- Şey... Bu... Ben sandım ki...
- Creo que nos fue bien.