Sebebi nedir Çeviri İspanyolca
573 parallel translation
Peki, benimle görüşme isteğinizin sebebi nedir?
Bien. ¿ Cuál es la razón por la que has solicitado que venga hasta aquí?
Poe'ya duyduğunuzu bu olağanüstü ilginin sebebi nedir Dr. Vollin?
¿ Por qué su elevado interés en Poe, Dr. Vollin?
- Buraya gelmenin sebebi nedir?
- ¿ Qué haces por acá?
Ziyaretinin sebebi nedir?
¿ Qué le trae por aquí?
Beni öylece bırakıp gitmenin sebebi nedir?
¿ Cuál es la idea de huir de mí?
Gecikmenin sebebi nedir delikanlı?
¿ Por qué la demora?
- Bay Farr bu baskının sebebi nedir?
Sr. Farr, le ruego que explique esta intrusión.
Hayata gelme sebebi nedir.
¿ Cuál ha sido su motivo para tener vida?
Bu ani seyahat tutkusunun sebebi nedir?
¿ Por qué este furor viajero tan repentino?
Doktor, Helen için beslediğiniz umutlara katıldığımı biliyorsunuz ama onu bu gece aniden götürmek istemenizin sebebi nedir?
Comparto con usted la esperanza con ella, pero... ¿ por qué debe irse tan repentinamente?
Birden bire John'dan bahsetmeye başlamanın sebebi nedir?
¿ Qué te hizo comenzar a hablar de John?
- Böyle düşünmenin sebebi nedir?
- ¿ Por qué dice eso?
- Tüm bunların sebebi nedir?
¿ Por qué todo esto?
Böyle düşünmenin sebebi nedir?
¿ Por qué dice eso?
- Sebebi nedir, sorabilir miyim?
- Como cuáles, si puede saberse.
Bir kadının ile bir erkeğin ve dünyadaki diğer kadınların ve erkeklerin birbirlerine ait olduklarını bilmelerinin sebebi nedir?
¿ Qué hace que un hombre y una mujer sepan que, entre todas las demás personas, se pertenecen el uno al otro?
Bu kişilerin tespit edilmesini istemenizin sebebi nedir, hanımefendi?
¿ Para qué quiere localizar la llamada?
- Bu âni kararının sebebi nedir?
- ¿ Por qué una decisión tan repentina?
Acelenin sebebi nedir?
Cual es el apuro?
Gecikmenin sebebi nedir?
¿ Por qué tarda tanto?
Salona kaçmanın sebebi nedir, Johnny?
Johnny, ¿ qué hacías escondido en la taberna?
Ölüm sebebi nedir? Öyle ani oldu ki.
¿ Puede decirnos cómo murió?
Bu amansız kovalamacanın sebebi nedir?
Deberías dejar de perseguirle.
Hayatım, bunu düşünmenin sebebi nedir?
¿ Porqué piensas eso cariño?
- Baxter, söyle bana. Bu kadar popüler olmanın sebebi nedir?
Dígame, Baxter. ¿ Qué es lo que le hace ser tan popular?
Bu mutluluğunun sebebi nedir, anne?
¿ Por qué estás tan contenta, mamá?
- Sebebi nedir, Bay Perkins?
- ¿ Qué quiere decir, Sr. Perkins?
Huzur evlerinin yapılma sebebi nedir?
El hospicio existe, ¿ verdad?
Doğru söylediğiniz apaçık, böylesi gülünç bir hikaye uydurmanızın sebebi nedir?
Evidentemente, dice usted la verdad. Pues de lo contrario, no inventaría una historia tan ridícula.
Bize cüzamlı gibi davranmalarının sebebi nedir?
¿ Por qué nos tratan como si fuéramos la plaga?
Buraya böyle izinsiz dalmanızın sebebi nedir?
¿ cuál es el motivo de esta intrusión?
Sebebi nedir, merak ediyorum.
Me pregunto cuál será el motivo...
- Bu neşenin sebebi nedir?
- ¿ Por qué estás tan alegre?
Bunun sebebi nedir?
¿ Y eso por qué?
Gözlerinin kan bürümesinin sebebi nedir?
¿ Por qué les odia usted tanto?
Görüşmek istemenizin sebebi nedir?
Dígame, entonces, a qué ha venido.
Fontenay'e gelmek istemenin sebebi nedir?
- ¿ Por qué viene a Fontenay?
Aptallığın bir erdemlikmiş gibi davranmanızın, sebebi nedir?
Se comporta como si la estupidez fuera una virtud. ¿ Y eso por qué?
• Towns'a demiştin ya... Aptallığın bir erdemlikmiş gibi davranmanın sebebi nedir diye!
Le dijo a Towns que se comportaba como si la estupidez fuera virtud.
Hafıza kaybının sebebi nedir?
¿ Qué causa la amnesia?
Sormamda sakınca yoksa tabii... Bu kan davasının sebebi nedir?
Si puedo preguntarlo ¿ cuál es el origen de esta venganza?
Peki Bayan, bu hemşerilerimin himayesinde şahsen benimle görüşme ısrarınızın sebebi nedir acaba?
Entonces, señora, ¿ por qué estando bajo la protección de esta brigada de ciudadanos insiste en verme personalmente?
- Nedir bu kadar mutlu olmanın sebebi?
- ¿ Y por qué está tan feliz?
Bu davetsiz gelişin sebebi nedir? Size yarın görüşeceğimi haber verdim.
¿ Qué significa esta intrusión?
Bu şaşkınlığının sebebi de nedir?
¿ Por qué? ¿ Qué te sorprende tanto?
Johnny'i görmek istememin iyi bir sebebi var. - Nedir o?
Pero quería ver a ese hombre por una buena razón.
Söylesenize kuzum, nedir böyle davranışınızın sebebi bana?
Escuchad, señor. ¿ Por qué razón me tratáis así?
Bilmem nedir sebebi
No entiendo por qué
Sana bu kadar kızdığın şey nedir diye sormuştum. Sebebi... sığırların mı? Ceherry'nin sözünü ettiği sığırların kaçması mı?
¿ Es porque tu ganado.. el ganado del que Cherry me contó.. podría escaparse?
- Nedir sebebi?
- ¿ Enfermaste un día y ya está?
Johannes... hayır hayır bu delilik ve henüz... Delilik olan nedir ve sebebi?
Johannes... no, no, ésto es una locura... y sin embargo ¿ Qué es la locura y qué es la razón?
nedir 1481
nedir ki 18
nedir peki 37
nedir bu 1677
nedir bu böyle 22
nedir tüm bunlar 27
nedir bütün bunlar 31
nedir bunlar 76
nedir onlar 45
nedir o 1087
nedir ki 18
nedir peki 37
nedir bu 1677
nedir bu böyle 22
nedir tüm bunlar 27
nedir bütün bunlar 31
nedir bunlar 76
nedir onlar 45
nedir o 1087