English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sesini duydum

Sesini duydum Çeviri İspanyolca

635 parallel translation
Sonra senin sesini duydum...
Entonces, oí tu voz...
- Silah sesini duydum ve Coleman'ın adamın başında dikildiğini gördüm.
Oí el disparo y vi a Coleman de pie junto a él.
Dün gece kayıkhaneden ayrılırken sesini duydum.
Salió con ella la noche pasada.
Hanımlar, gramofonunuzun sesini duydum ve sizin için bir sakıncası yoksa gelip tanışabileceğimi düşündüm.
He oído su gramófono, señoritas, y he pensado venir a conocerlas.
- Hayır ama arabanın sesini duydum.
- No, pero oigo el motor. - ¿ Cómo funciona?
Motorun sesini duydum.
Oí el motor.
O buraya gelir gelmez kelepçelerin sesini duydum.
Las oí en cuanto llegó.
Sesini duydum.
" Ya viene.
Az önce yukarıda sesini duydum.
Acaba de subir las escaleras.
- Beni duvara götür. galiba sesini duydum
- Llévame al muro. Creo que lo oigo.
Çöp kutusunda şıngırdayan o şişelerin sesini duydum.
Oí las botellas haciendo ruido en el cubo de la basura.
Silah sesini duydum ve onun dışarı çıkıp, Packard'a binip, gittiğini gördüm.
Oí disparos. Salió corriendo y se fue con el Packard.
Yakın çıkışında birinin sesini duydum.
Oí a alguien en la escalera de incendio.
Sesini duydum. İki elinide göremiyordum. Elinde herhangi bir şey olabilirdi.
Eso dicen, pero podía haber tenido cualquier cosa.
Bak sana diyorum, iki araba vardı. Gözlerim bağlıydı ; ama diğer motorun sesini duydum.
Te aseguro que tenían dos coches, el mío paró pero el otro siguió.
Evet ama önce küçük çanın sesini duydum. Jeff'in eğerinde taşıdığı çıngırak.
Sí, pero primero oí el cascabel que lleva Jeff en su silla.
Arabasının sesini duydum.
He oído su auto.
Sonra Ned Jr.'un sesini duydum :
Y entonces oí la voz de Ned hijo :
Sesini duydum! Nerede şimdi?
Creo que oí la voz de tu padre.
- Sesini duydum! Onu duydum!
- ¡ He oído como lo decía!
Oturma odasının yanından geçerken, içerden mahkumun sesini duydum. Bayan French'le konuşuyordu.
Cuando pasé por la sala, oí al acusado ahí adentro hablando con la señora.
Sesini duydum!
¡ Steve! He reconocido tu voz.
Hayır, vurma sesini duydum o kadar.
No, sólo oí el ruido y ya había sucedido.
Philippe bağırıyordu. Sonra da makinenin sesini duydum.
Philippe ha gritado, y luego he oído la máquina.
Christiane'ın sesini duydum.
Oí la voz de Christiane.
Klavsen sesini duydum, efendim.
Escuché la música, señor.
Ben... ben... onun sesini duydum.
La escuché.
Onu duydum. Sesini duydum.
Oí su voz.
Ama şimdi oğlumun sesini duydum... ve buna mecbur kaldım.
Mas ahora escuche la voz de el... y tengo que pedir.
Ben senin sesini duydum ve biri sana zarar verdi sandım.
Oí un grito y temí que se hubiera hecho daño.
Duyduğum en sevgi dolu olan sesi Tanrı'nın sesini duydum!
Y Dios me dijo- - Dios habla con él.
Sesini duydum ve korktum, çünkü çıplaktım ve gizlendim.
Te oí, pero como estaba desnudo, tuve miedo y me escondí.
Sonrasında, gün ağrırken bir gemimin sesini duydum.
Entonces, justo con el amanecer, oí la sirena de un barco,
Galiba araba sesini duydum.
Diría que he oído el coche.
Sesini duydum.
Te oí, ya sabes.
Ve kutsal efendimizin sesini duydum.
Y oí la voz de nuestro Señor.
Ve sesini duydum.
Y escuché su voz.
- Kapıdayken silah sesini duydum
Me detuve en el portón al oír los disparos.
- Bir kamyonetin yanında durdum ve Paulette'in sesini duydum.
- Me paro al lado de una camioneta y escucho la voz de Paulette.
Tanrı'nın asil yaratıklarının her çeşit sesini duydum.
He oído todas las voces de la más noble criatura de Dios.
- Spock'ın sesini duydum.
Chapel. -! Esperen!
Bir sabah korkunun farkına vardım. Tilki avcılarının sesini duydum. Hepsi birden zavallı tilkinin peşine düşmüştü.
"Una mañana comprendí temeroso es más seguro ir vestido como el sabueso".
Samet'in sesini duydum dışarıdan?
Escuché a Samet desde afuera.
Gün boyunca sesini de duydum.
He sido su escuchando todo el día, también.
Borunun sesini o zaman duydum.
Oí la bocina aquella vez.
" Sesini duydum, geliyor.
" Ya viene.
Bak, senin sesini duydum.
Te he oido.
Sen de seyrediyordun ha, seni pis moruk. Şey, senin sesini duydum da.
También estabas mirando, viejo verde
Buraya gelirken suyun sesini duydum.
Subiendo, oí el sonido de agua.
Silah sesini koridorun öbür ucundan duydum.
He oído el disparo desde el final del vestíbulo.
Sonra... kendi ölümümün... sesini... duydum.
Y después, oí el sonido de mi propia muerte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]