Söylemeliyim Çeviri İspanyolca
7,425 parallel translation
Söylemeliyim ki Katana, biraz hayal kırıklığına uğradım.
Tengo que decir, Katana, que estoy un tanto decepcionado.
Şey, söylemeliyim ki bu hale getiren O'ydu.
Bueno, diría que ella era el motor primario.
Onlara ne kadarını söylemeliyim?
¿ Hasta dónde debo contarles?
Böyle bir genç adamı ilgi çekici bulduğumu söylemeliyim.
Debo decir que encuentro a un joven así muy interesante.
Yakınlarda, birtakım diğer eski S.H.I.E.L.D. bilimcisiyle görüşmüştük ve söylemeliyim ki, bu zamana kadar etkilenmemiştik.
Nos hemos reunido con varios antiguos científicos de S.H.I.E.L.D. recientemente, y tengo que decir, que hasta ahora, estamos... poco impresionados.
Sanırım bunu patronuma söylemeliyim
Creo que debería ir a ver a el subdirector con esto.
Ama söylemeliyim, uzayda geçirdiğim 13 aydan sonra hayattaki en önemli şeyin farkına vardım.
Pero debo decir, que después de 13 meses en el espacio, me he dado cuenta de qué es lo más importante en la vida, y...
Bu stratejiyi onaylamadığımı söylemeliyim Bay Reese.
Tengo que decírselo, Sr. Reese. No apruebo esta estrategia.
Penelope, söylemeliyim ki etkilendim.
Bueno, Penélope, debo decir que estoy impresionado.
Şunu söylemeliyim ki, tam olarak içinin de dışının da aynı olmasını seviyorum.
Bueno, tengo que decir que me gusta el hecho... de que ella es exactamente como es.
Ama ona sahiden de söylemeliyim, değil mi?
Pero realmente debería decirle, ¿ no? ¿ Qué dice la máquina?
Şunu söylemeliyim, ucuz atlattık. Çünkü seninle benim birlikte çalışmamız.
Tengo que decírtelo, siento que hemos esquivado una bala. ¿ Tú y yo trabajando juntos?
Hayır, ben size gizli bir şey söylemeliyim.
No, necesito decirle algo a usted en confianza.
Mark, sana bir şey söylemeliyim.
MIRA, MARK, TENGO QUE CONTARTE ALGO.
İkinizin geçmişteki ihtilâfları geride bıraktığınızı görmekten memnun olduğumu söylemeliyim.
Debo decir, que estoy complacido de ver que han resuelto sus diferencias.
Bir sınıfın önünde olmanın... canlandırıcı bir şey olduğunu söylemeliyim.
Bueno, tengo que decir que estar delante de una clase... es estimulante.
Şunu söylemeliyim ki...
Tengo que decir...
birinin çalındığını söylemeliyim.
compradores que una fue robada.
Ordudaki ve FBI'daki sicilinizi inceledim çok etkileyici olduklarını söylemeliyim.
He repasado su historial militar y del FBI y debo decir que son muy impresionantes.
Evet, bunun aydınlatıcı bir deneyim olduğunu söylemeliyim.
Sí, y diré que esa fue una experiencia esclarecedora.
Açıkça söylemeliyim ki kimin nereye gittiği konusunda hiçbir etkim yok.
Debería explicar... que no he influido en dónde va cada uno.
Söylemeliyim, daha önce hiçbir deneğimizde hastalığın bu kadar çabuk zuhur ettiğini görmemiştim.
Y debo decir, jamás he visto la enfermedad atacar así de rápido, en ningún sujeto en particular.
Tina... Şunu söylemeliyim, bu kaba şeyler ağzından çıkınca seni daha da çok seviyorum.
Tina, tengo que decirte que me gustas más y más con todas esas cosas groseras que salen de tu boca.
- Kenny, bir şey söylemeliyim.
Kenny, tengo que decirte...
Şunu söylemeliyim ki. Bu gece vardiyası baya sıkı.
Hey, Doogie!
Bilhassa, bu birlikteliliğin gecikmiş bir birliktelik olduğunu söylemeliyim.
Sí. Yo por lo menos, digo que hacía mucho que deberíamos.
Şunu söylemeliyim ki, mikroplarla daha fazla zaman geçirdikçe, böyle bir şey bana da mantıklı gelmeye başladı.
Bueno, he de decir, que cuanto más tiempo paso rodeada de patógenos, más sentido tiene todo esto.
Şunun üzerinden gittik, söylemeliyim ki geçen gün bana verdiğin hastalık listesi oldukça kapsamlıydı ve dikkatli bir incelemeden sonra profesör ve ben aynı kanıya vardık.
Pasamos por lo que, debo decir, una lista muy amplia de las enfermedades que me diste... antes de la reunión de hoy del otro día. Y después de cuidadosas consideraciones. el profesor y yo tenemos la misma opinión.
Siz hayvanat bahçesi karşıtları için orayı ziyaret etmenin pek de faydanıza olmayacağını söylemeliyim.
Para todos los que se oponen al zoológico, no es bueno para sus intereses... que los vean visitando el lugar.
Üzülerek söylemeliyim ki, açılışımızın ertelenmesi gerekti.
Lamento informar que nuestra apertura ha tenido que ser retrasada.
Orada ve golf çantamın yan cebinde kesinlikle köfteli sandviç olmadığını sana söylemeliyim.
Les diré donde definitivamente no hay submarinos de albóndigas el bolsillo de un lado de mi bolso de golf.
- Sana bir şey söylemeliyim.
- Tengo que decirte algo.
Charlie'nin kalp krizine katkım olmuş olabileceğini söylemeliyim.
Debo decirle que quizás contribuyera al infarto de Charlie
# Söylemeliyim Onu seviyorum #
Y decirle que la quiero mucho
Cleveland, eski çeteyi yeniden bir arada görmenin harika olduğunu söylemeliyim.
Vos sabes, Cleveland, tengo que decir, es genial tener la vieja banda de regreso
Tüm saygımla beraber,... sana Tommy'nin iş ilişkilerini senden daha iyi bildiğimi söylemeliyim.
Con el debido respeto, diría que conozco los asuntos de Tommy mejor que usted.
Onlara söylemeliyim.
Se lo tengo que contar a ellos.
Söylemeliyim : Listem için röportaj yaptığım teknoloji dalında... -... en yakışıklı erkek sensin.
He que decir que eres el técnico más guapo que he entrevistado nunca para la lista.
- Ben de söylemeliyim ki :
Oh, bueno, qué puedo decir.
Söylemeliyim bu pek...
Bueno, debo decir que sería un bonito...
Sana söylemeden önce ona söylemeliyim. Sen de öyle düşünmüyor musun?
Bueno, creo que debería decírselo a él antes que a ti. ¿ No estás de acuerdo?
Sizi burada gördüğüme şaşırdığımı söylemeliyim.
Debo confesar que me sorprende verla aquí.
Çünkü sana söylemeliyim ki bir kaç kez fırsatım oldu.
Porque déjame decirte, que he tenido algo así como varias oportunidades.
Şunu söylemeliyim ki, en azından dürüstsünüz.
AL menos, es sincero, eso se lo concedo.
Önce Bob'a söylemeliyim.
- Primero debo decírselo a Bob.
O buraya gelmeden önce sana bir şey söylemeliyim.
Tengo que contarte esto rápido antes de que llegue.
Söylemeliyim hiç de hayal ettiğim gibi biri değil.
Y debo decir, no es para nada lo que me imaginaba.
Ama şunu söylemeliyim lordum.
Pero debo decir esto, milord.
Evet daha önce de düşük seviyeli karalar almıştım ama şunu söylemeliyim ki bu sefer işe yaramıştı.
Sí, he tenido algunas epifanías de nivel bajo antes, pero tengo que decirlo, superé eso totalmente.
Hayatının ne olacağına karar vermeden önce... Sana bir şey söylemeliyim Tawney.
Antes de que decidas lo que harás con tu vida necesito decirte algo, Tawney.
Seni burada gördügüme SaSirdigimi söylemeliyim.
Debo decir que estoy sorprendido de veros a todas aquí.
söylemeliyim ki 66
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyle bana 1105
söyleme 186
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305
söyle ona 443
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söyleyin bana 123
söylediğim gibi 241
söyledin mi 33
söylemedi 153
söyleyemem 305