English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Söyleyin

Söyleyin Çeviri İspanyolca

15,415 parallel translation
Neyle karşı karşıyayız? Bir babadan diğerine, söyleyin.
Dígamelo, de padre a padre.
Söyleyin.
Díganme.
Söyleyin Bay hımmm...
Dime, señor...
Söyleyin, Bay Buckley,
Dime, Sr. Buckley,
Onun hakkında topladığım her kanıtı vereceğimi söyleyin.
Dile que le daré todo lo que he estado recopilando, todas las pruebas en su contra. ¡ Llámale!
Bunun anlamsız olduğunu söyleyin.
Dígame que no fue involuntario.
Söyleyin bana, bu çocuğu daha önce hiç gördünüz mü?
Dígame, ¿ ha visto a este chico antes?
Kilise dışında çalışan bir gurup tanıyorsanız lütfen söyleyin.
Si conoce a un grupo que esté actuando fuera de esta parroquia, cuéntemelo.
Lütfen ona söyleyin, ona ihtiyacımız var.
* * Por favor, decidle que necesitamos que vuelva a casa *
O amcık ağızlı homolara taşaklarımı yalamalarını söyleyin!
¡ Decidle a esos maricas homosexuales que me chupen las pelotas!
Ve Çin başbakanına da taşaklarımı yalayabileceğini söyleyin!
¡ Y decidle al primer ministro de China que me chupe las pelotas!
Onu arayın ve bunu söyleyin.
Llámelo y dígaselo.
Birazdan geleceğimi söyleyin, lütfen.
Diles que ya subo, por favor.
Siz söyleyin, Dr. Lorenson.
Diganos, Dr. Lorenson.
Hemen gelmesini söyleyin.
Tiene que estar aquí.
Söyleyin.
Dígamelo.
Yönetim Kurulu'ndan soru soran olursa beni aramalarını söyleyin.
Si alguno de los miembros de la junta tiene alguna pregunta, que contacten conmigo directamente.
Söyleyin bana, müzik sizin için ne ifade ediyor?
- Dime, ¿ qué significa la música para usted?
- Döndüğümde söyleyin.
Puedes decírmelo cuando regrese.
Bu yayını duyuyorsanız kargomuza görevin iptal olduğunu söyleyin.
Si puedes oír esta transmisión dile al paquete que aborte la misión.
Söyleyin bakalım sizi California'ya hangi rüzgar attı?
Entonces, ¿ qué os trae a California?
- Bana seks yapmadığınızı söyleyin.
Decidme que no habéis tenido sexo todavía.
- Söyleyin bana.
- Díganme.
Gidip efendinize beni kendisinin yakalamasını söyleyin.
Díganle a su Maestro que venga a buscarme él mismo.
Söyleyin yeter.
Sólo dígame.
- Söyleyin adam gibi davransın.
Asegúrate de decirle.
Neler olduğunu söyleyin.
Dígame lo que está pasando.
- Buyurun söyleyin.
Sí, dígame.
Lütfen parolayı söyleyin.
Por favor dígame la contraseña.
Söyleyin, daha önce hiç...
Así que, dime has estado...
- Döndüğümde söyleyin.
Bien. Puedes decirme cuando regrese.
Dava kararını söyleyin.
Dígame el veredicto.
Pekâlâ. Ne olur başka şüphelilerin de olduğunu söyleyin.
Entonces... por favor díganos que esos no son los únicos sospechosos potenciales que tienen.
Şüpheli cephesinde ilerleme kaydettiğinizi söyleyin bari.
¿ Saben? Al menos díganme que han logrado algún avance en la parte del sospechoso.
Kaptana inmesi gerektiğini söyleyin!
¡ No, no, no! ¡ Dígale que tenemos que aterrizar!
Kaptana derhal inmemiz gerektiğini söyleyin. Kocamın doktora ihtiyacı var. Lütfen?
Dígale que tenemos que aterrizar ya. ¡ Mi esposo necesita un médico, por favor!
Ona Ezra Bridger'ın jeneratörlerini bulduğunu söyleyin.
Decidle que Ezra Bridger ha encontrado sus generadores.
Haklı olduğumu söyleyin, anlayacaktır.
Dile que yo tenia razón. El sabrá lo que significa.
Şimdi bana bunun ne olduğunu söyleyin?
Bien, ¿ alguien de la clase puede decirme qué es eso?
Lütfen adınızı söyleyin!
¡ Por favor dime tu nombre!
İyi olacağını söyleyin.
Dime que va a estar bien!
Bana nerede olacağını söyleyin ve kalbinin koparılmasını ne kadar kanlı sevdiğini görürüz.
Dime dónde estará y veremos lo que le gusta que le arranquen el corazón.
Çocuğunu yetiştirme şekliyle ilgili birine birşey söylecekseniz, bana söyleyin!
¡ Si tienes algo que decir sobre cómo crío a mi hijo, me lo dices a mí!
Denetçiyle görüşmesini söyleyin.
Decirle al encuentro de su auditor.
Lütfen söyleyin, efendim.
Sólo dime, señor.
Ne biliyorsanız söyleyin, lütfen.
Por favor dígame lo que sabe.
Hanımlar merdivenden iniyorum da, önümde bir şey varsa söyleyin.
Aquí arriba señoritas, bajando las escaleras. Hazme saber si hay algo en mi camino.
Sadece nereye gideceğimi söyleyin.
Solo dime adónde ir.
Kraliçeye "Naber" dediğimi söyleyin.
Estoy Ray. Dile a la reina le dije : "¿ Qué pasa?"
Bu hırsızlığın nasıl yaşandığını söyleyin bakalım.
- Así que sí. - Dime cómo todo este robo fue abajo.
Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz kadınlara bunun kocanızın bez değiştirmesinin tek yolu olduğunu söyleyin.
Decirle a las mujeres que esta es una forma de hacer que los papás cambien los pañales.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]