English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yakaladın

Yakaladın Çeviri İspanyolca

7,344 parallel translation
Ajan Parker, beni hazırlıksız yakaladınız.
Agente Parker, me ha dejado actuar a ciegas en esto.
Yani, eğer istediğin oysa, yanlış adamı yakaladın!
Así que, si se trata de eso... ¡ tienes al tipo equivocado!
Yanlış adamı yakaladın, yemin ederim!
¡ Tienes al tipo equivocado, lo juro!
Ben sadece... adamları yakaladınız mı?
Es que... ¿ conoce a los chicos?
Yakaladın beni.
Vale. Culpable.
Peki beni yakaladın. Bunu normalde kimseye söylemem ama benim Tanrı vergisi bir yeteneğim var.
Normalmente no me gusta contarle esto a la gente, pero tengo un don.
İyi yakaladın beni.
Ahí me has pillado.
Beni iyi yakaladınız.
De acuerdo, sí, me habéis pillado bien.
Bizi yakaladınız.
Nos tienes.
Beni yakaladın.
Me has pillado.
Yakaladınız mı?
¿ Le habeís cogido?
Pekâlâ Hydra, pekâlâ. Bizi yakaladınız.
Está bien, está bien, HYDRA, nos tienes.
Beni yakaladın.
Me descubriste.
- Yakaladın be!
- ¡ Lo atrapaste carajo!
Conrad'ın katilini mi yakaladınız?
¿ Habéis cogido al asesino de Conrad?
İki kilo kokaini nerede yakaladınız, -... memur Sprayberry?
¿ Dónde encontró los dos kilos de cocaína,
Ama... beni yakaladın.
Pero... me habéis pillado.
Beni yakaladın, bir oğlum var.
Me atrapaste. Tengo un hijo.
Yakaladınız mı?
¿ Qué estás haciendo?
Yakaladın mı onu?
¿ Te encuentras bien?
Pratik yaparken yakaladın beni.
Me atrapaste practicando un poco.
Beni savunma halinde yakaladın.
Me has cogido de un humor reflexivo.
Bakın, beni yakaladınız.
Mirad, ya me habéis pillado, ¿ vale?
Yanlış adamı yakaladın.
Te has equivocado de hombre.
Evet, yakaladın ama senin Tito oğlan kaçıyor.
Sí, me tienes, pero tu chico Tito se escapa.
İyi yakaladın Sanjeet.
Buen descubrimiento, Sanjeet.
İyi yakaladın, Phil.
Bien visto, Phil.
ohhh, Yakaladın bizi!
- Ah... ¡ Oh, nos tienes!
Yakaladınız mı?
¿ Lo atraparon?
Henüz sadece bu balığı mı yakaladın?
¿ Ya pescó al pez?
Hızlandırılmış çekimli makinenle bunu da yakaladın mı?
¿ Grabaste eso con tu cámara a intervalos?
Daha sonra, Sochi'nin dışındaki bir hapishanede bir çalışanınızla hapis hücresi paylaşma fırsatını yakaladım, Yevgeny Bushkin...
Después tuve la fortuna de compartir una celda en la cárcel cerca de Sochi con un compañero de ustedes Yevgeny Bushkin...
Ama bakışını tekrar yakaladığında risk almaktan kaç senin ne halt olduğunu anlamadan önce.
Pero cuando reinventas completamente tu estilo, corres el riesgo de que la gente no sepa quién demonios eres.
Grant'i yakalık, amcasını yakaladık, tetikçiyi yakaladık.
Tenemos a Grant, a su tío, y al tirador.
Robertson'ın bilgisayarı üzerinden kalkandaki imlerin yakaladığı bir hareket var mı diye bakmak için Immersion sunucusuna ulaştım.
Accedí al servidor de Immersion, a través del ordenador de Robertson, a ver si había datos capturados por los marcadores del escudo.
Ayrıca saldırganın dalgaları yakaladığı yerle ilgili bir fikrim var.
Y creo que tengo una ligera idea de a dónde va nuestra tiradora.
Beckers'ı sınırda yakaladık.
Llevamos a Beckers a la frontera.
Alışveriş yapıyordum, manyağın biri beni yakaladı.
Estaba de compras y un loco me agarró.
Hokage-dono'nun yakaladığı Biju'ların diğer köylere de dağıtılması bu anlaşmanın imzalanması için şart.
Los términos del acuerdo son que distribuiremos entre las aldeas los Bijuus que reunió Hokage-dono.
Kafatası'nı yakaladığımızda ona bir GPS etiketi yerleştirmiştim ama Kış Askeri onu etkisizleştirmiş olmalı.
Planté una etiqueta GPS en Skull cuando capturamos a él, Pero el soldado de invierno debe haberla deshabilitadó.
Demek istediğim şey, polisler Eric'in katilini aramıyorlar çünkü zaten yakaladıklarını sanıyorlar.
El asunto es éste... los policías no están buscando al asesino de Eric... porque creen que ya lo tienen.
Yakaladım! Yoğun çalışmalarınızdan dolayı, sizleri tebrik ederim.
¡ Te tengo! Enhorabuena a todos por vuestro duro trabajo.
Güzel yakaladın, Abbs.
Muy bien visto, Abbs.
Yakaladığınıza emin olun.
¡ Ocúpate de esa sangre!
Yakaladın!
¡ Oh!
İşgalcinin yardakçısını yakaladık.
- Atrapamos al cómplice del robo.
Yakaladığınızı söylediniz. Ne mi olacak?
Pensaba que lo habías atrapado.
Şu Lee Ho Jung, bir şey çalmaya çalışırken yakaladığın için yalan söylüyor olmasın?
Esa Lee Ho Jung. ¿ Estás segura que no estaba mintiendo porque la atrapaste robando?
Karısını aldatırken yakaladı.
Descubrió que su mujer le engañaba desde hacía tiempo.
Ne zaman bu aydınlık ve karanlık şeritleri girişim dalga desenini görürseniz dalgasal bir davranışı yakaladığınıza emin olabilirsiniz.
donde sea que veas este patrón de luz y sombras, es la firma de un patrón de ondas, puedes sin lugar a dudas afirmar que tienes un patrón similar al de una onda.
Tuzakla yakaladıktan sonra ormana bırakacak mısın?
Cuando la atrapes, ¿ la vas a soltar en el bosque?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]