English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ Y ] / Yakalandın

Yakalandın Çeviri İspanyolca

2,152 parallel translation
Sanırım yakalandın.
Ya te vieron!
Yakalandın, Alex.
La cogieron, Alex.
- Yakalandın mı peki?
- ¿ Te atraparon?
Öldün ya da yakalandın diye düşündüm. Nerelerdeydin?
Pensé que estabas muerto o que le habían capturado ¿ Dónde estuviste?
Nasıl yakalandın?
¿ Cómo lo atraparon?
O şey üzerinde aylarca çalıştın. Ve toplantı günü geldiğinde otobüsten indiğinde yağmura yakalandın bebek arabasıyla kayıp düşen... - Şimdi hatırladım.
Así que trabajaste en eso durante meses y el día de la reunión te caíste bajándote del autobús, mientras llovía a cántaros.
Yakalandın.
Dejaste que te cogieran.
Yakalandın.
Estás atrapada.
- Mikkel! - Siktir, yakalandın!
estás trincado.
Sen de mi Ohio'da oy vermeye çalışırken yakalandın?
¿ Tambien te han cogido por intentar votar en Ohio?
Sen kansere yakalandın, biz evlendik sonra öldün, dirildin.
Tuviste cáncer y nos casamos Y... moriste y viviste otra vez.
Yakalandın!
¡ Te atrapé!
Yakalandın sandım.
Pensaba que te habían pillado.
Yakalandın pislik herif!
- Te atrapamos, infeliz.
Yakalandın.
Te han pillado.
Yakalandın.
Cazado.
Yakalandın.
Usted estará fuera de todo.
Susan Delfino, yakalandın!
Susan Delfino, ¡ Eres tan mala!
Yakalandın.
Te atrapamos.
Suçüstü yakalandın.
Te pillaron in fraganti.
Çünkü onlardan farklı olarak, sen mavi ellerle yakalandın. Ve dedektif Sanchez ve Flynn şimdi onları sorguluyor.
porque al contrario que ellos, usted fue atrapado teñido de azul, y el detective Sanchez y el teniente Flynn están entrevistándolos ahora mismo.
Sen yakalandığında 15 senede çıkamazsın.
Cuando robaste el banco no saldremos por 15 años.
Çünkü arkadaşların yakalandı ve şimdi onları kurtarmamız gerekecek.
Porque tus amigos se dejaron capturar. Y ahora... iremos a rescatarlos.
Tuzağıma yakalandığın için özür dilerim.
Lamento mucho que hayas quedado atrapado en mi trampa.
Fi, Tim'in yakalandığını görmüş olma ihtimalleri var mı?
Fi, ¿ es posible que hayan visto cómo arrestan a Tim?
Damon Tim'in yakalandığını biliyor mu?
¿ Sabe Damon que cogieron a Tim?
Sadık vatandaşlarım, şehrimize büyük zarar veren isyanın sorumlusu olan mahkumların yakalandığını bilmek, eminim içinizi rahatlatacaktır.
Mis leales ciudadanos... les tranquilizará saber que los prisioneros violentos... responsables del disturbio destructivo han sido capturados.
- Ne buldun? Bu adam bir kaç ay önce ölümcül bir kansere yakalandığını söylemiş.
A este tipo le diagnosticaron un cáncer terminal hace dos meses.
" Sonra yakalandım ve küçük çükümün fotoğraflarını çektiler.
" pero me pillaron y me sacaron fotos de mi pene pequeño,
Mad Max Yeşil Bölge çıkışında yakalandı. İnternetteki görüntüde lanet boğazını kesiyorlardı.
Mad Max estaba saliendo de la Zona Verde, y ellos le cortaron la garganta, lo subieron a internet.
Burası aynı zavallı kızın hokey maskeli adama yakalandığı yer.
Esta es la parte donde la joven condenada se encuentra con el tipo de la máscara de hockey.
Annemin streptokok hastalığına yakalandığını söylediğimi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas que mi mamá pensaba que tenía algo que carcomía su piel?
O zaman mı bir hastalığa falan yakalandığını fark ettin?
¿ Así que es cuando crees que estuviste expuesto a algo?
Acayip bir hastalığa yakalandığını sanıyordum.
Pensé que había contraído alguna enfermedad rara.
Tıp öğrencilerinin, çalıştıkları hastalığa yakalandığını düşünmesini sağlayan bilindik bir durum.
Es muy común donde los estudiantes de medicina Creen que tienen la enfermedad que estudian
Dudek'in nasıl yakalandığını öğrenmek ister misiniz?
¿ Queréis saber cómo Dudek fue pillado?
Katilin yakalandığını... -... bilmek bizi çok rahatlattı.
Es un alivio saber que atraparon a la asesina.
Başka bir haber ise, sanayideki yangın giderek alevleniyor. Babamın bir kaşıntıyı ilk kez fark ettiği ve bu kaşıntı yüzünden kansere yakalandığı, daha sonra ise saçlarını ve ardından hayatını kaybettiği seneydi.
En otras noticias, el fuego industrial sigue ardiendo el año en que mi papá descubrió inicialmente una comezón que mucho después se volvió cáncer y más tarde se llevó todo su cabello y su vida.
FBI, Troyger ve diğerlerinin yakalandığı söylemek için basın toplantısı düzenliyor.
El FBI está dando la conferencia de prensa anunciando los arresto de Troyger y los demás.
Aşırı hız cezası sebebiyle yakalandığını düşünüyordum.
¿ No lo detuvieron por exceso de velocidad?
- Şüphelilerin yakalandığını onaylayın.
Sólo ven a buscarme... Confirmen que los sospechosos están bajo custodia.
Tüm ponpon kızların önünde çekerken yakalandım.
- ¿ Qué?
Dinle, sokaklarda çırılçıplak koştuğun için yakalandığın ve kefaletini ödemem sayesinde çıktığın geceyi hatırlıyor musun? Bana borçlandığını söylemiştin hani?
Escucha, ¿ recuerdas la noche que te pillaron corriendo desnuda, y te saque de la cárcel, y me dijiste que me debías una?
Watchtower'ın yakalandığını söylediğimde Oliver'ın sesi titremişti.
Oliver vaciló cuando le dije que Torre Vigía había sido secuestrada.
Sarhoş araba kullanırken yakalandışında David Berkowitz'in sosyal güvenlik numarasını kullandığını öğrendiler.
Fue expulsado en forma descortés cuando descubrieron que usaba el número de seguro social de David Berkowitz.
Babamın her seferinde uçaktaki dergide yazan hastalığa yakalandığını fark ettiniz mi?
¿ Habéis notado que papá siempre coge la enfermedad que está escrita en las revistas del avión? ¡ Oh, Dios mío!
Jersey'de oturuyor o yüzden sabah biraz tünel trafiğine yakalandım diyebiliriz. Anlarsın ya.
Podrias decir que tuve un pequeño accidente en un tunel esta mañana, si sabes a lo que me refiero.
Malaryaya yakalandığın zaman, ürperir ve titrersin ve dalağın şişer.
¡ Cuando usted tenga la malaria, póngase a temblar y temblar y su bazo se hincha.
Burnunda kaşıkla yakalandığın zaman mı?
¿ Fue el día que te encontró con una cuchara en la nariz?
Yakalandın!
¡ Atrapada!
Yakalandın.
Te cazamos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]