Yapmayacak Çeviri İspanyolca
2,237 parallel translation
Belki de kimse bir daha yapmayacak.
Tal vez nadie lo vuelva a hacer.
Yani Michael seni kuklası yapmayacak öyle mi?
Entonces, ¿ Miguel no está por hacerte su títere?
Elbette yapacaksın, ama bu onu daha az düzmece yapmayacak.
Claro que lo harás, pero eso no te hará menos falsa.
Jenny Humphrey, az önce Serena van Der Woodsen'ı odasından attı ve sen hiçbir şey yapmayacak mısın?
Jenny Humphrey echo a Serena van Der Woodsen fuera de su habitación ¿ y tu no vas a hacer nada? Lo haría.
Ortak ördek nefretimiz her şeyi daha iyi yapmayacak. Tamam mı baba?
Nuestro odio por los patos no arreglará las cosas, papá.
- Kimse bunu yapmayacak.
porque nadie lo va a hacer.
Hey Glenn, babana bir giriş yapmayacak mısın?
Hey Glenn, ¿ no le darás a tu padre una entrada?
Grup seks yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?
¿ Vamos a empezar con la orgía, o qué?
Grup seks yapacak mıyız, yapmayacak mıyız?
¿ Vamos a empezar con la orgia o qué?
Bebeğim, bunu o yapmayacak.
Cariño... él no es el hombre.
Onların "İplik Törenleri" ni yapmayacak mıydın?
¿ No tendrías que haber preparado sus ceremonias?
Hiç birşey yapmayacak çünkü ona birşey söylemeyeceksin, anladın mı?
Conseguirás tu operación gratis, volverás a tu camión y te largarás de aquí. No hará nada porque no se lo vas a contar.
Bunu yapmayacak Boba.
No lo hará, Boba.
Çok fazla bir şey yapmayacak...
Él no hará mucho.
Neyse ki savcı ve banka müdürü suçlama yapmayacak.
Afortunadamente el fiscal y el presidente del banco han accedido a no presentar cargos.
Kimse ona bir şey yapmayacak Dean.
Nadie le va a hacer nada, Dean.
Hayır, Dean yapmayacak.
No, Dean, no lo va a hacer.
Yani editörün böyle bir şey yapmayacak, değil mi?
Tu editor no va a despedirte.
Hiç anlamıyorum. Bunu yapmayacak kadar iyi birisin.
No lo entiendo, eres mejor que esto.
Son günün başka birşey yapmayacak mısın?
Porque sales para la universidad este viernes.
Koç, bu konuda hiçbir şey yapmayacak mısın? - Hadi.
Entrenador, ¿ no vas a hacer nada al respecto, Eric?
Hiçbir şey yapmayacak mısın, Eric?
¿ No vas a hacer nada al respecto, Eric?
Onların elinde olduğunu doğrulayana dek kimse hamle yapmayacak.
Que nadie se mueva hasta que hayamos confirmado que los tiene.
Kahvaltı yapmayacak mısın?
¿ No tienes tiempo para desayunar?
Sörf randevunuzda sörf yapmayacak mısın?
¿ Entonces no tienes intención de surfear en tu para hacer surf?
Bir de şunu düşün, Frank bil bakalım bunu kim yapmayacak?
Pero piensa en esto ¿ sabes quién no hará eso?
Ben konuşmamı bitirene kadar kimse gelip teklif yapmayacak.
Nadie la hará antes de que termine mi exposición.
- Yapmayacak.
- No lo hará.
Vince seninle başka bir berbat film yapmayacak, eğer bunu istiyorsan tabii.
Vince no hará otro bodrio contigo, Billy, si es lo que estás pensando.
Ama, David bunu yapmayacak tabii ki.
Pero, por supuesto, David no va a hacer eso.
Kimse sana bir şey yapmayacak.
Nadie se meterá contigo.
Bir şey yapmayacak mısınız?
¿ Van a dejar que simplemente se vaya?
- Herkesin yaptığı hatayı... - Herkes aynı tuzaklara kendilerinin yapmayacak kadar akıllıyız.
Quiero decir, quiero decir, somos lo suficientemente inteligentes como para no cometer los mismos errores que todo el mundo comete.
Babamın kim olduğunu açıklamaktan başka hiçbir şey yapmayacak.
¡ No va a hacer nada hasta que no me diga quién es mi padre!
Bunu yapmayacak birini düşünemiyorum.
No puedo creer que alguien no revele un conflicto, no lo ponga por escrito.
Yapmayacak.
- No lo hará.
Onu da huzursuz edecek misin? Yoksa herif beyaz diye yapmayacak mısın?
lo vais acosar o no, ¿ porque es blanco?
Yapacak mısın yoksa yapmayacak mısın?
¿ Vas a hacer esto por mí, o no?
- Yapmayacak mıyım?
- ¿ No voy a hacerlo?
Katrine Fonsmark bir daha seninle asla röportaj yapmayacak.
- Katrine Fønsmark no volverá a entrevistarte.
Yapmayacak, bu işin, bazı insanların gösterişi olduğunu düşünüyor.
Él no lo hará, piensa que es exclusivamente vanidad. - Bien.
Böyle bir şey yapmayacak.
No va a hacer eso.
- Bunu bir daha asla yapmayacak.
- Nunca te voverán a molestar!
Durumunu bilene kadar hamleni yapmayacak kadar akıllısın.
Eres demasiado listo para hacer un movimiento sin saber adónde te lleva.
Artık hiçbir şey yapmayacak.
Ella no va a hacer nada más.
Orada bir şey yapmayacak, eğer onu istemiyorsan, söyle girsin.
No está haciendo nada de eso. Si no lo quieres allí, llámalo y dile.
Koltan madeni seni ben olmadan Bu işlerini hallettirmeden daha refah yapmayacak!
¡ Las minas de coltán no te van a hacer nada de bien sin mi en la oficina evitando que la cierren!
Yapacak mısın yapmayacak mısın?
¿ Vas a hacerlo o no?
Hayır, hayır. Hiçbirini yapmayacak mısınız?
¿ No van a hacer nada?
- Yapmayacak zaten.
Vamos.
Öyle yapmayacak kadar akıllı.
Sabe mejor que eso.
yapmayacaksın 53
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmayacak mısın 22
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmadın 55
yapmak istiyorum 29
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmaz 37
yapmazsan 25
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmam 83
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42