Yerınde Çeviri İspanyolca
119 parallel translation
Madame Séverine Serizy yerınde mi?
¿ Está la Sra. Sèverine Sérisy?
Prof. Mandfeldt'in Dünya Astronomi Kongresi'nde yer alan... aydaki altın bolluğu hakkındaki konferansı... hayali yaklaşımıyla protestolara neden oldu. 17 Ağustos 1896, Perşembe...
El profesor Georg Manfeldt, que ayer, en el marco del Congreso Astronómico Internacional, dio una conferecncia sobre la legendaria riqueza aurífera de la Luna y que encontró el más absoluto rechazo con sus declaraciones fantásticas.
Nereye? Macon Caddesi'nde The Shanty diye bir yer varmış.
- Hay un sitio que se llama The Shanty en Macon Street.
Edwardes'ın hayatını 21 Klübü'nde tehdit eden yer sahibi onu sırtından vurduktan sonra tabancayı kara düşürdü.
El propietario que amenazó la vida de Edwardes en el Club 21... dejó caer un revólver en la nieve, después de dispararle por la espalda.
"Tıp Ansiklopedisi" nde hastalığı inkâr eden pek çokları yer almaktadır.
Muchos no la creen digna de constar en la enciclopedia médica.
Carver'ın Kombine Gösterileri'nde her zaman bir taneye daha yer var.
Variedades Carver siempre tiene sitio para alguien más.
Bir sonraki Dongama Festivali'nde yer alacağım.
Estaré en el Dongama.
Ancak uzaklardaki bir ada Yeryüzü'nde erozyona en çok maruz kalan bir yer haline geldi.
Pero una isla, muy lejos, se ha convertido en el lugar mas contaminado de la Tierra.
Gotham Şehir Hapishanesi'nde yer olmadığından duruşma gününü beklemek üzere Stonegate Hapishanesi'ne nakledileceksiniz.
No hay espacio en la Penitenciaría de Ciudad Gótica... donde aguardará por el juicio.
Rüyamda, Bering Denizi'nde bir yer vardı.
En mi sueño, el sueño-película, aparece ese lugar en el Mar de Bering.
Yaşlı kadın Los Viejos Huzurevi'nde itibarı pek de hoş olmayan hasta suistimaliyle bilinen bir yer.
La señora está presa a la fuerza en el asilo "Los Viejos" un establecimiento de mala fama donde se abusa de los pacientes.
"Howchiker" Malikanesi'nde herkese yer var.
Hay mucho sitio en la mansión.
Dünya Gücü'nde ilk atandığım yer 54. Amerikan Birliğiydi.
Verás, cuando me uní a la Fuerza de la Tierra, fui asignado en la unidad norteamericana 54.
Diğer haberler : Dünya Kubbesi'nde yer yüzü son telepat krizinde ölenlerin anısına delindi...
Hoy se preparó el terreno en la Cúpula Terrícola para un monumento dedicado a los muchos que murieron en la reciente crisis telepática incluyendo...
Onun için Rikers Cezaevi'nde bir yer ayırtın.
Que le hagan una reserva en la cárcel.
Ne bizim evde ne de Krewe Adası Oteli'nde yer kalmıştı.
No había habitaciones ni en la pensión ni en el Hotel Krewe Island.
Bourbon Caddesi'nde 24 saat boyunca açık olan bir yer var.
... hay un lugar en Bourbon.
Saat öğleden sonra 13 ve adresteki yer de Güneş Vadisi'nde ise.
Es casi la una de la tarde y hay que ir todavía al valle del sol.
Bloomfield Caddesi'nde iyi bir yer var.
Hay un Friendly's en la avenida Bloomfield.
Tüfeği hâlâ Stalingrad Tarih Müzesi'nde Nazi Almanya'sına karşı kazanılan zaferde yer etmiş üstün semboller arasında bulunmaktadır.
Su rifle aún puede verse en el Museo de Historia de Stalingrado entre los grandes símbolos de la victoria sobre la Alemania Nazi "
Rekreasyon Merkezi'nde bir yer kiraladılar. Birkaç sokak aşağıda.
Sí, alquilan un local en el Centro Recreativo, a unas cuadras de aquí.
Windy ile karşılaştım ve o bana Emden Göleti'nde uygun bir yer açıldığını ki benim kesinlikle istediğimi söylediğim bir şeydi, sen hayır demişsin.
Windy dijo que hubo una fecha disponible en el Estanque Emden... lugar que yo específicamente dije que quería, y que tú le dijiste que no.
Şükran Günü'nde ve Noel'de masada sana da bir yer ayıracağım.
Te pondremos un lugar en la mesa para el día de Acción de Gracias y Navidad.
Benim de kaldığım Northumberland Oteli'nde size yer ayırttım.
Si, muy bueno, gracias. He reservado habitación en el Hotel North Cumberland, me alojo ahí. Muy bién.
Bay Brown öğle yemeğini Harvard Kulübü'nde yer.
Mr. Brown... eh... está comiendo... en el Club Harvard.
Arthur Caddesi'nde bir yer...
- Hay un lugar en la avenida arthur- -
Sanat Tarihi Bölümü'nde bir yer açılınca işi alana kadar kafasını buna taktı.
Cuando hubo una plaza en el Depto. De Historia del Arte ella la persiguió incesantemente hasta que la contrataron.
Grand Caddesi'nde polise ayrı yer yok mu?
¿ La policía no tiene lugar para estacionar?
Benim de mermim bitmişti. Teksas Masumiyet Projesi'nde yer almıştım.
No tiene un derecho constitucional al tratamiento experimental.
Ayrıca Chatley Oteli'nde yer ayırttım.
Y tengo una reserva en Chatley Resort.
Evet. Şehir merkezindeki Bellandi Galerisi'nde. Jimmy'nin çalıştığı yer.
Si, est en la galeria Bellandi, en el centro, donde estaba Jimmy.
Rampart Caddesi'nde bir yer.
- Es en Rampart.
Her ikimizde senin Beyzbol Müzesi'nde bir efsane olarak yer almanı istiyoruz.
Ambos queremos verte entrar al salón de la fama.
Ve yerel bir yıIdızım. Biliyorsun ki, New York Times'ın En Çok Satanlar Listesi'nde 97.sırada yer alan bir kitabım var.
Y soy toda una celebridad local con un libro que está número 97 en la lista de los más vendidos del New York Times.
Davis, Krallar Vadisi'nde yer alan tüm mezarları bulma niyetinde olduğunu söyledi.
Davis dice que intentó descubrir cada tumba en el Valle de los Reyes.
Strom Thurmond, Senato'nun İç Güvenlik Alt Komitesi'nde yer alan bir Cumhuriyetçi Senatör'dü. Lennon'ın, ulusal konser turu için Jerry Rubin, Abbie Hoffman ve diğerleriyle yaptığı planlar konusunda bilgi almıştı.
Strom Thurmond era un senador republicano del Subcomité de Seguridad Interna del Senado y había recibido información de que Lennon y Jerry Rubin planeaban con Abbie Hoffman y otra gente, hacer esa gira nacional.
Jack'ten, şu an bulundukları yer olan Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini... -... yaymakta yardım etmesini bekliyorlar. - İyi ya, tutuklayın işte onları.
Están esperando que Jack los ayude a liberar un recipiente de gas neural Sentox en el centro comercial Sunrise Hills donde están ahora.
Bugünkü Hayalet-Takip Programı'nda, bazı hayaletlerin konuştuğu iddiaları yer aldı. Ve Westminster Köprüsü'nde nizamlı bir şekilde toplandıkları görülüyor.
En la vigilancia fantasma de hoy afirman que algunos fantasmas están empezando a hablar y parecen estar reuniéndose en una formación regular alrededor del Puente Westminster.
Şu ufak olanın o kıyafetle gideceği bir yer yok.
La chiquita est � arreglada sin tener ad � nde ir.
- Bu gögsü buldugumuz yer New England'taki Smith Körfezi'nde, çekilen selin altı.
Hallamos este arcón en un desagüe en Smith Cove en Nueva Inglaterra.
New York Şehri'nde bir bomba patlamışsa, olmamız gereken yer burasıdır.
Si una bomba explota en New York City, Nos pagan para estar aquí.
Bu konuya Parade Dergisi'nde yer veriyoruz.
Tenemos este número de la Revista Desfile.
İlkin, birçok gökbilimci bu gamma-ışını patlamalarının Samanyolu Galaksisi'nde yer alması gerektiğini düşündü. Çünkü çok parlaktılar.
Al principio la mayoría de los astrónomos creían que esos estallidos de rayos gamma se producían en nuestra propia galaxia, la Vía Láctea por ser tan brillantes.
Şimdilerde seçkin bir astronom ve uzay ressamı olan Hartmann, 60'ların başında, Arizona Üniversitesi'nde bir öğrenciydi ve aydaki kraterlerin haritalandırılması projesinde yer almıştı.
Ahora un distinguido astrónomo y pintor de imágenes espaciales a principios de los 60, Hartmann era un estudiante de postgrado en la Universidad de Arizona que participaba en un proyecto para cartografiar los cráteres de la Luna.
Dev bir azmin ardından. burası, Güneş Sistemi'nde özel bir yer oldu. Okyanuslara, karalara ve hayata güç verdi.
Luego de una tremenda perseverancia se convirtió en un lugar especial en el sistema solar capaz de sostener océanos, tierra y vida.
Dünya artık Güneş Sistemi'nde insanların yaşaması için en iyi yer.
El planeta Tierra ahora posee el mejor terreno para la humanidad en el sistema solar.
Bayan Rosebud'un Zıpzıp Bebekleri'nde yer aldığım zamanlara Ritz'de içkiler böyle karıştırılırdı.
Así Io preparaban en el Ritz... cuando era parte de las Bellas Saltarinas de la Srta. Rosebud.
Neşe Çayırları'nın ilerisinde, Mutluluk Vadisi'nde yer aldığını söyledi.
Me dijo que está pasando los Prados de Alegría y el Valle de la Satisfacción.
NEVADA ÇÖLÜ'NDE BİR YER
EN ALGÚN LUGAR DEL DESIERTO DE NEVADA.
Annem İskoçya'daki St Andrews Üniversitesi'nde yardımcı kütüphane görevlisi olmam için bir yer ayarlamıştı.
Madre lo había arreglado para que fuese ayudante en la biblioteca de la Universidad de St. Andrew en Escocia.
NEVADA ÇÖLÜ'NDE BİR YER
EN ALGÚN LUGAR DEL DESIERTO DE NEVADA