Yeter Çeviri İspanyolca
50,995 parallel translation
- Yeter işte.
Es suficiente.
Tamam, yeter be!
¡ De acuerdo, suficiente!
- Pek sanmıyorum ama sorman yeter.
No lo creo, pero eres dulce por preguntar.
Sen buraya getir yeter.
Tú solo tienes que hacerla venir.
- Biraz nazik olman yeter.
- Solo debes ser muy suave.
Bir şeye ihtiyacın olursa söylemen yeter, tamam mı?
Bueno. Hazme saber si alguna vez necesitas algo. ¿ De acuerdo?
Geçinip yaşayalım yeter işte.
Simplemente vivimos. - Tienes razón. - ¿ No es así?
- Eğer ki... - Yeter artık.
- Pero si cambias de opinión...
Boru hattını değiştirsek yeter demiştin.
Dijo que era solo reemplazar tuberías.
- Abla, yeter bu kadar.
Jung-hye, ya basta.
- Aman, yeter be!
¡ Ya basta!
Girişi kapatacak bir yol bulsak yeter. Tavanı çökertirsek bu oda suyla dolmaz mı?
Si bloqueamos esa entrada y destruimos el techo esa sala se convertirá en otro tanque.
Bence küçük olan bize yeter.
Nos arreglaremos con el pequeño.
Ve bu da bana yeter.
Y a mí me alcanza.
Yeter. Bunu yapmak zorundayım.
Debo hacer esto.
- Bu kadar yeter.
- Ya basta.
Pekâlâ, yeter!
¡ Ya basta!
Yeter!
¡ Basta!
Yeter!
Suficiente.
Benim yüzümden yeterince dostum zarar gördü. Artık yeter.
Ya hirieron a muchos por mí.
Pekâlâ köstebek, bu kadar yeter!
¡ Ya basta, topo! ¡ Vuelve a tu túnel o lo que sea!
- Pekâlâ, yeter!
- ¡ Bueno, basta!
Pekâlâ, yeter!
¡ Bueno, basta!
Pekâlâ. Yeter! Jim Lake diskalifiye...
Jim Lake queda descali...
Yeter. Bu kadar yeter şakacılar!
Suficiente, payasos.
Yeter, lütfen! - Seni vahşi kadın, yeter.
- ¡ Basta, mujer violenta!
Yapabileceğim bir şey olursa haber verin yeter.
Dígame qué puedo hacer.
- Durun! Yeter! - Konsey haklıydı.
El Consejo tenía razón.
Kardeşini ne zaman görmek istersen bilirsin, söyle yeter.
Cuando quieras ver a tu hermano, pídemelo.
- Pekâlâ, bu kadar yeter. Benimle gelin!
- Se acabó. ¡ Los dos conmigo!
Şimdi yeter.
Ya es suficiente por ahora.
Yeter, yeter!
¡ Basta! ¡ Basta!
- Tanrım. Bu kadar yeter, tamam mı?
- Dios, ya basta, ¿ quieres?
Yeter. Yeterince şey var.
- Suficiente, tiene suficiente.
Olay yaratma yeter. Neden herkes aynı şeyi söylüyor?
¿ Por qué todos dicen que hago eso?
Yeter.
Basta.
Tamam, yeter.
Bien, no.
Jerry, yeter.
Jerry, basta.
Tyler, yeter artık.
Tyler, hazlo.
Yeter ki buradan siktir olup gidin!
¡ Llévense su mierda de aquí!
Ama eğer kalmayı seçersen Baywatch'ın işten daha fazlası olduğunu bil yeter.
Date cuenta que los Guardianes son más que un trabajo. Son un estilo de vida.
15 bana yeter.
Me contentaría con 15.
Bu gece için ne planladığını biliyorum. - Bunu yapman gerekmediğini bil yeter.
Sé lo que planeaste para esta noche, y quiero que sepas que no tienes que hacer esto. ¿ Sí?
Sus, yeter!
¡ Silencio! ¡ Ya es suficiente!
Bu kadarı yeter çocuklar.
Deben detenerse ahora, niños.
Bu kadar oyun yeter.
Llegó tu fin.
Yeter, yeter.
Ya. Ya.
Uzaklaşın yeter.
Apúrate.
Yeter.
Basta de mierda.
Yeter.
- Basta.
Bu kadar yeter!
¡ Basta!
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66
yeter be 35
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yeter ama 52
yetersiz 30
yeter mi 66
yeter be 35