Yeter artık Çeviri İspanyolca
5,041 parallel translation
Siz ikiniz, yeter artık.
Ustedes, ya es suficiente.
Yeter artık!
¡ Suficiente!
Bradley Powers, cinayet komplosu kurmaktan tutuklusun. Yeter artık.
Bradley Powers, queda arrestado con cargos de conspiración para cometer un asesinato. ¿ Podrías parar, por favor?
Yeter artık!
Suficiente.
Yeter artık!
¡ Ya es suficiente!
- DiNozzo, yeter artık, tamam mı?
DiNozzo, ya vale, ¿ de acuerdo?
Yeter artık!
¡ Termínala!
Tamam, Avery. Yeter artık.
Suficiente, Avery.
Senin bu karamsar irlandalı saçmalığın yeter artık.
Suficiente de tus disparates de irlandés.
Yeter artık.
Basta.
Yeter artık, Satyakant!
Basta, Satyakant.
Yeter artık!
¡ Por favor! ¡ Déjalo ya, querido!
Tanrı aşkına, yeter artık.
Por Dios, no os pavoneéis.
Yeter artık.
Suficiente.
Yeter artık.
Ya tuve suficiente.
Yeter artık.
¡ Estoy harto de esto!
Yeter artık.
Ya basta de esta mierda.
Engel! Yeter artık! Hemen dur!
¡ Engel, ya basta!
Lütfen! Yeter artık vurma!
Por favor, ¡ deja de golpearlo!
Lütfen, yeter artık.
Por amor a Dios, cállate.
Kızımın Elena Gilbert'a yardım ettiği yeter artık.
Mi hija ya no ayudará más a Elena Gilbert.
Yeter artık, çık dışarı.
- Se acabó. ¡ Fuera!
Hank, yeter artık.
Hank, cállate.
Bay Hooper ve sınıf ikizkenarları ve paralelkenarları öğrenirken onlarla beraber olmayı ne kadar çok istediğimi tahmin edemezsin. Yeter artık.
Cómo me gustaría estar ahí con el Sr. Hooper y los chicos aprendiendo todo sobre trapecios y paralelepípedos.
- Yeter artık.
- Bien. Ya basta.
- Tamam, yeter artık!
- Bien, ya basta...
- Elena, yeter artık.
- Elena, detente.
Bonnie, yeter artık.
Bonnie, basta ya.
- Yeter artık!
Ya basta.
Lanet olsun, yeter artık!
¡ Jesús, maldita sea otra vez!
E, yeter artık.
Eso es todo. Ten.
- Yeter artık!
- ¡ Ya está!
Yeter artık.
Ya basta.
Yeter artık.
Oh, al diablo.
- Britta, yeter artık.
- Britta, lo dejamos.
Artık yeter!
¡ Suficiente!
Artık yeter, işimizin başına dönmemiz gerekiyor.
Vale, vale, creo que es hora de volver al trabajo.
Hayır, bir hapishanede 500 yıl yeter, artık buna katlanamam...
No, 500 años en una prisión es suficiente, no voy a soportar...
Artie, benim güvenliğimi düşündüğün yeter, artık bu kararı da ben alıyorum.
Artie, ya has tomado bastantes decisiones sobre mi seguridad.
Yeter, artık buradan kurtulmak istiyorum!
Ay, Dios, ¡ me quiero ir!
Artık yeter sana seminer yok. Şaşaalı sözler beyin devrelerini yakacak.
Vale, se acabaron las clases ya que tus súper discursos podrían causarte daño cerebral.
Tamam yeter, git artık!
Bien, ya vale. Venga, ¡ largo!
O bana yeter, ben doydum artık.
Estoy saciado, lleno.
Derek, bitti artık. Yeter.
Derek, se acabó.
Bunu artık yapamam. Artık yeter.
No puedo seguir haciéndolo... no puedo.
Brian, kapa çeneni! Artık yeter.
Brian, ¡ corte la mierda!
Ekip çekimlere bakıyor... ve Elvis de artık yeter diyor.
El equipo confirma que tienen lo que necesitan y Elvis nos hace saber que se ha cansado.
İnsanlar bana şimdiye kadar çok sabır gösterdiler ve artık yeter derlerse onları suçlayamam.
La gente ha sido muy paciente conmigo y... desde luego, no los culparía... si decidieron que habían tenido suficiente.
Çıktığınız yeter, artık onunla evlenmelisin.
Bien, has tenido tu tiempo, ahora deberías casarte con ella.
Pekâlâ, artık yeter.
Bueno, bien, ya hemos tenido bastante.
Neyse, yeter artık beni konuştuğumuz.
Como sea, ya basta de hablar de mí.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık git 32
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık değilsin 23
artık git 32