Çok fena Çeviri İspanyolca
3,507 parallel translation
Eğer bu internetten tanıştığın kızsa beni çok fena kandırmış.
Si ella es la chica que conocí en el Internet, me estaba mintiendo tremendamente.
- Çok fena siki tuttum.
La jodí bien jodida.
Durum çok fena Ray.
Es malo Ray.
Çok fena bağlandık birbirimize.
Sí, conectamos mucho, la verdad.
Bunu yapmak için yanlış günü seçtiler Finlay... Çünkü şu an hormonlarım çok fena.
Bueno, han elegido un mal día para hacer eso, Finlay... porque me siento muy hormonal.
- Çok fena batırdık.
- Cometimos un error.
Adamda çok fena ego var, bunu kullanabiliriz.
Tiene claramente un infierno de ego, podría ser útil.
Ve inan bana, bu hafta sonu çok fena olacak.
Y créeme, es un fin de semana con la cola principal.
3 ölü var, 5 ya da 6 kişi kayıp. Mundy çok fena yaralandı.
Hay tres muertos, y cinco o seis están desaparecidos.
- Hayır dostum, başım çok fena.
¿ Estás bien, amigo?
Çok fena!
¡ Eso es asqueroso!
Bu çok fena.
Tiene muy mala pinta.
- Çok fena yaralandın.
Estas herida de veras, realmente grave.
Bobby'e söyledim, şu Caitlin'le birlikte kalan çocuğa yani. Bu koku çok fena, ev sahibini arayalım, dedim.
Le dije a Bobby, el chico que vivía con Caitlin, que hedía tanto que debíamos llamar al casero.
İşler giderek zorlaşıyordu ve onlar çok fena korkmuşlardı.
Las cosas se volvieron siniestras ellos se preocuparon y asustaron.
Biri ondan ayrılınca çok fena şeyler yapabiliyor.
No lo sé. Ella tiende a reaccionar muy mal cuando un tipo rompe con ella.
Çok fena oldum.
Estoy muy alterado.
Üzgün olduğunu biliyorum ama sana seni çok fena kızdıracak bir şey söyleyeceğim.
Mira, Sé que estas molesta, pero te voy a contar algo que va a hacer que te pongas muy, muy furiosa.
Ayrıca seni çok fena mutlu edecek bir şey de söyleyeceğim.
También voy a decirte algo que te va a hacer muy, muy feliz.
Kızım, bana çok fena çarptın.
Chica, me chocaste de frente.
Çok fena kırdın hem de.
Se termino. Joder se termino!
Çok fena.
Ugh, eso muerde.
Çok fena korkmuştuk.
Estábamos muy asustados.
Bir şey onun çok fena canını yakmıştı.
Algo lo había asustado mucho.
Çok fena oldu bu Dontel. Utanç vericiydi.
Vaya, eso fue vergonzoso.
Kızın gittiğini öğrendiğinde çok fena kızacak...
Él va a estar tan enfadado cuando descubra que ella se ha ido...
Yarınki savaş haricinde sana bir garanti vereceğimi sanıyorsan çok fena yanılıyorsun.
Si crees que voy a garantizarte algo que no sea una guerra mañana, estás muy equivocado.
Bu oyun çok zor, çok fena, çok korkutucu. Bunu anladığınız zaman teklifimize yanaşmaya daha meyilli olursunuz. İlk defa oynadığınız için biraz bilgi edinmek işinize yarar.
desagradable y asusta. estarán más que dispuestos a aceptar nuestra oferta. así que podrían aprovechar la información...
Dede çok fena çişim var. - Heykel.
Tengo muchas ganas de hacer pipí.
Götümü silemeyecek kadar yaşlı olabilirim ama dilimi çok fena kullanırım.
Quizá ya no puedo batir la salsa, pero aún puedo lamer la cuchara.
Çok fena.
Qué mal.
Hem de çok fena.
Y mucho.
Dairede yalnız kalmaktan çok fena korkmuştu.
Se asustaba mucho si se quedaba solo en casa.
Hala, bir kaç haftadır olanlardan dolayı çok fena korkuyordum.
Y aún estaba asustado por las cosas que habían pasando en las últimas semanas.
Peki, bu çok kötü, dostum, çünkü benim canım çok fena pe-jyun çekiyor... ♪ Bulgogi bütün gün.
Bueno, eso está muy mal, amigo, porque todo el día he pensado en pa-jyun con, uh... Bulgogi todo el día.
Çok fena taşlıyorum.
Rostizando tan duro.
Tanrım... Onu çok fena yığmak istiyorum.
Dios, es que... ¡ tengo tantas ganas de devolvérsela!
Aman tanrım, çok fena sıçtık.
¡ Dios mío, estamos demasiado fritas!
Bunu sana çok fena ödeteceğim.
Vas a pagarlo muy caro.
Savaşı sen istedin. Ya kazanacaksın ya da çok fena kaybedeceksin.
Si tomas parte en esa pelea, o ganas o pierdes malamente
Eğer bir daha ona dokunursanız sizi çok fena yaparım.
Si alguno de vosotros le vuelve a tocar, me pondré en plan Guantánamo con vosotros.
Bu konuşma çok fena kızışabilir.
Muy bien, saben qué, esto tal vez se caliente un poco.
- Çok fena.
Gorda.
- Adamı çok fena dövdü.
- Bueno, yo soy el que tiene el punto.
Ben bilim adamıymışım gibi davranalım ve senden ödenek almam gerekiyormuş. Çok fena şekilde.
Vamos a fingir que soy una científico y quiero una subvención... muy grande.
Çok güzel. Boyutu da fena değil.
Se ve bien. buen tamaño.
Çok fena.
Eso es asqueroso.
Çocukluğunuzdan beri çok sıkıntı çekmişsiniz. Aslında gözlem yeteneğiniz fena değil.
Mis experiencias me han enseñado un poco sobre cómo leer a la gente.
Orada çok kalıyordu ve kafayı fena halde takmıştı.
Él estaba allí mucho, empecé a estar con él.
İş bitince sana verecektim onu ama çok iyi olduğunu düşünmüyorsan- "Fena değil" iyi değil anlamına gelmiyor.
Te lo iba a dar después de esto, pero si no crees que sea bueno... "Nada mal" no significa "Nada bien". No significa "Bueno".
Çok fena!
¡ Oh, impresionante!