Önemli bir şey mi Çeviri İspanyolca
553 parallel translation
Önemli bir şey mi?
- ¿ Es algo importante?
- Önemli bir şey mi vardı?
- Qué pena. - ¿ Es un asunto importante?
- Önemli bir şey mi?
- ¿ Es importante?
- Bu önemli bir şey mi?
- ¿ Es importante?
Önemli bir şey mi?
Asegúrate de que sea algo serio.
Önemli bir şey mi?
Estoy malherido, ¿ eh?
- Önemli bir şey mi?
- ¿ Nada grave?
Neden, bir yerlerde önemli bir şey mi oluyor?
¿ Por qué? ¿ Se celebra algo en algún lado?
Hem de hiç. Çok önemli bir şey mi Jeff?
Ni una palabra. ¿ Es algo muy importante?
Önemli bir şey mi bilmiyorum, bakalım sen ne düşüneceksin.
No sé si es importante, míralo tú.
Önemli bir şey mi?
¿ A estas horas?
Bu randevunuz sadece bir randevu mu? Yoksa önemli bir şey mi?
Esa cita, ¿ es... sólo una cita, o es algo serio?
Önemli bir şey mi?
- ¿ Es en serio...?
Kahvaltı ediyor. Önemli bir şey mi? Evet.
Está desayunando. ¿ Es importante?
Önemli bir şey mi?
¿ Algo duro?
Aşkım, önemli bir şey mi?
¿ Es algo importante?
Yoksa yapacağı daha önemli bir şey mi vardı?
o tenia algo mas importante que hacer?
Önemli bir şey mi?
¿ Algo grave?
Önemli bir şey mi vardı?
¿ Era algo importante?
Burada olma sebebim çok önemli bir şey için.
Déjame explicarte el motivo de mi visita.
- Bu çok önemli bir şey, değil mi? - Merhaba, Molly.
Claro eso es tan importante
Çalışmam... bilim dünyasında önemli yere sahip bir şey.
A mi obra, como excepcional en el mundo de la ciencia.
Mektubumda önemli bir şey var mı, Anise?
¿ Algo en mi correo Anise?
Başarısız olabiliriz, eğer öyle bir şey olursa... ve hayatta kalabilirsem... elimdeki bilgileri ve bu önemli görevi bir başkasına devretmeye çalışacağım.
Podría fallar y, si falla... y estoy todavía vivo, intentaré pasar Ia información, mi misión a otra persona.
Önemli hissetmesini sağlamak sizce iyi bir şey mi?
¿ Cree que será bueno dejar que se sienta importante?
Önemli bir şey mi ki?
- ¡ Puedes apostar que sí!
Şu anda önemli olan şey benim planımdan bir nebze sapma olmaması. Ve panik yapma... yoksa katiller tarafından en sık yapılan hatayı yaparsın.
Lo importante es no desviarme un ápice de mi plan, dejarme llevar por el pánico ni caer en los típicos errores.
- Bu telgraf yanlışlıkla bizim dairemize teslim edilmiş de önemli bir şey olabileceğini düşündüm.
Este telegrama estaba en mi buzón.
Önemli bir şey mi var?
¿ por qué lo hace?
Başıma gelen en önemli şey Christine adında küçük bir kız.
Mi mayor suerte fue una niña llamada Christine.
En önemli şey bir ödül koymak, öyle değil mi, Sam?
Lo más importante es el ofrecer una recompensa, ¿ verdad, Sam?
Ben yokken önemli bir şey oldu mu?
¿ Ha pasado algo importante en mi ausencia?
Çok önemli bir şey olmadığını düşünüyorsunuz, değil mi?
¿ Piensa que no es gran cosa.. no?
İyi akşamlar! Önemli bir şey mi?
¿ Algo importante?
Bir kez bile bu kamptan önemli bir şey unutmuşum hissi olmadan ayrılamadım mesela kafa derim.
Pero le diré que nunca he salido de ese campamento sin la sensación de dejarme algo importante mi cabellera, por ejemplo.
Önemli bir şey değil. Ekibimi kurtarmak için el bombasının üzerine atladım.
Salté sobre una granada para salvar a mi pelotón.
Kızımı öldürdün ve benim için daha önemli bir şey yok. Bir şey biliyor olsaydım sana söylerdim.
¡ Usted mató a mi hija y ya no me importa nada... si supiera algo se lo diría!
Ve benim için gemimden çok daha önemli bir şey olamaz.
Y nada es más importante que mi nave.
Bir sürü önemli şeyimi yitirdim. İşim, geleceğim, önemli sayılan her şey, ama aldırmıyorum. Çünkü, artık çukur kazmak zorunda kalsam da, harika bir gün geçirmiş bir kazıcı olurum.
He perdido muchas cosas : mi empleo, mi futuro, lo que se considera importante, pero no me importa, porque, aunque tenga que cavar zanjas el resto de mi vida, seré un peón que pasó un día maravilloso.
Ülkemiz için ne kadar önemli bir şey, öyle değil mi?
Qué suerte para nuestro país, ¿ verdad?
Sence bu benim için önemli bir şey değil mi?
¿ Crees que no siento nada?
Önemli bir şey keşfettin mi?
Descubrió algo importante, ¿ no?
Herhangi bir şey ters giderse eğer, benim hatam, senin hatan, farketmez, önemli değil.
si cualquier cosa va mal, su culpa, mi culpa, la culpa de nadie no importan
Keyfiniz mi kaçtı? - Önemli bir şey değildi.
- ¿ Se ha encontrado mal?
Nerede mi? Gerçekten önemli bir şey için mi?
¿ Es muy importante?
- Keyfiniz mi kaçtı? - Önemli bir şey değildi.
- ¿ Se ha encontrado mal?
Ne önemli bir şey, değil mi?
Qué bien.
Bu kadar yılda birbirimize önemli bir şey söyledik mi?
¿ Que hemos hecho de importancia todos estos años juntos?
Etrafta benim egomdan daha önemli bir şey varsa, yakalanmasını ve vurulmasını istiyorum!
Si hay algo más importante que mi ego rondando por aquí ¡ Lo quiero frío y tiroteado ahora mismo!
Bu önemli bir şey değil mi?
Eso sí que es algo.
Bu önemli bir şey değil mi?
¿ No es extraordinario?
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli bir şey yok 63
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
bir şey mi oldu 310
bir şey mi dedin 72
bir şey mi var 142
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli bir şey yok 63
önemli biri 16
önemli bir şey değildi 36
bir şey mi oldu 310
bir şey mi dedin 72
bir şey mi var 142
bir şey mi dediniz 20
bir şey mi istiyorsun 41
bir şey mi arıyorsunuz 20
bir şey mi arıyorsun 34
bir şey mi söyledin 19
bir şey mi kaybettin 25
bir şey mi gördün 20
bir şey mi unuttun 31
bir şey mi istedin 17
bir şey mi 21
bir şey mi istiyorsun 41
bir şey mi arıyorsunuz 20
bir şey mi arıyorsun 34
bir şey mi söyledin 19
bir şey mi kaybettin 25
bir şey mi gördün 20
bir şey mi unuttun 31
bir şey mi istedin 17
bir şey mi 21
bir şey mi kaçırdım 29
bir şey mi buldun 32
şey mi 23
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli olan 207
önemli mi 77
bir şey mi buldun 32
şey mi 23
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli değil mi 21
önemli olan bu 110
önemli olan 207
önemli mi 77