English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Ama bunlar

Ama bunlar Çeviri Fransızca

6,757 parallel translation
Ama bunların hiç biri güvenmeden olmaz.
Mais rien de tout ça ne peux arriver sans confiance.
Bir askerin cesaretine, bir meleğin idrakine sahip olarak doğuyorsun, ama bunlar bir halta yaramıyor.
On naît homme avec les nerfs d'un soldat ou le savoir d'un ange, comme dirait l'autre, mais ça ne sert à rien, bordel.
- Ama bunlar imkansız.
- Mais c'est impossible. Oui.
Senin bilmediğin, bilemeyeceğin şeyler öğrendim. - Ama bunlar öğrenmemek senin suçun değil. - Jonas.
J'ai appris des choses que tu ne connais pas, que tu ne peux connaître...
Ama bunların hiçbirinin seni oraya çıkarmaması lazım. Yine de biz bir takımız.
C'est sûr qu'aucun de nous n'aura passé les qualifications, mais on est une équipe.
Ama bunlar bize göre değil, tamam mı?
Mais pas pour nous! D'accord? Je sais Cooper, j'ai merdé.
Umarım bunu söylediğim için kusuruma bakmazsın ama bunlar şimdiye kadar yediğim en iyi krepler.
Je suis pas certain que tu veuilles vraiment le savoir, mais ce sont probablement les meilleures crêpes - que j'ai jamais mangées.
Köyün çoğunu öldürmüşler ama bunları serbest bırakmışlar.
La plupart des gens sont morts. Sauf eux.
Kulağa garip geldiğini biliyorum ama bunlar çok karmaşık ürünler.
Ça paraît curieux, mais ce sont des produits complexes.
Ama bunların hiç bir kelimesi bile anlamlı değil.
Mais je crois pas à la fin du monde.
Bu çocukların manyak olduğunu biliyorum. Ama bunların birine anlamı var. Ve bu birinin kafasına girmeye çalışıyoruz.
Je sais, mais j'essaie de comprendre ce qu'ils avaient en tête.
Aptal durumuna düşmeni istemem ama bunlar cenaze töreni için.
Bon sang. Désolée de vous culpabiliser, mais c'est pour une veillée funèbre.
Bir çocuğum var. Daha bir yaşında. Ama bunları öğrenmesini istemiyorum.
Je viens d'avoir un fils, il a un an,... mais je ne veux pas qu'il sache.
Gordon hızlı ve güçlüydü, tabii. Ama bunların hiçbirini kaldıramazdı.
Gordon était rapide et fort, mais il ne pouvait pas le supporter.
Clifff Caddesinde yaklaşık bir haftadır ama bunları zaten biliyorsunuz gibi.
J'habite sur Cliff depuis une semaine, mais vous le savez déjà.
Artık yola çıkmam gerekiyor. Yolum uzun. - Ama bunlar sende kalabilir.
Je ferais bien de me mettre en route.
Ama bunları gazete okuyarak çıkaramazsın.
Mais ça ne se voit pas dans les journaux.
Rakamlarla uğraşıyordum. Camı kırmak için gereken enerjiyi temel alarak kurbana uyguladığ kuvveti, yerçekimini, yüksekliğini hesapladım. Ama şimdilik bunlar tahmini rakamlar.
J'ai joué avec des nombres, d'après l'énergie nécessaire pour briser du verre, l'élan transféré à la victime, la gravité, l'altitude, mais ce n'est qu'une estimation pour le moment.
Anlamanızın oldukça zor olduğunu biliyorum ama bütün bunlar aslında gerçek.
Mais non, après qu'on ai trouvé Cartman, J'ai mis le casque et...
Hayır, bunlar kesinlikle rapordaki fotolar ama hiç böyle doku kaybı görmedim.
Ce sont bien les photos du rapport, mais je n'ai jamais vu de perte de tissus comme celle-là auparavant.
İlk başta dikkat etmedim ama, sonra bakınca nefes borularında bunları buldum.
C'était difficile de le voir au premier abord, jusqu'à ce que j'ai regardé dans leurs trachées et j'ai trouvé ça.
Farkındayım ama aylardır birlikteyiz bunlar neden şimdi...?
Oui, mais on bosse ensemble depuis des mois, pourquoi tout à c...
Hala bakıyorum ama şimdiye dek çalınan haritaların olduğu çekmeceler bunlar.
Je continue à tout vérifier, mais jusqu'ici, c'est dans ceux-là qu'il manque des cartes.
Sanırım bunlar bilgiden sayılır ama 2004 yılında önemli olur mu?
C'est des infos, mais quel intérêt en 2014?
Bunlar Şikago İtfaiyesi daha Veronica Carlisle'yı kurtarmaya gelmeden önce oldu. - Ama evi kurtarmaya yetmedi.
Et c'était la scène plus tôt où les pompiers sont arrivés juste à temps pour sauver Veronica Carlisle, mais pas assez vite pour sauver la maison.
- Evet yoktu ama Trey'in Lance'in bunları aslında neden yaptığını öğrenince Boothe'a karşı ifade vermeyi kabul etti.
Ils ne pouvaient pas mais quand Trey a appris la vérité sur pourquoi Lance a vraiment fait tout ça, il a pris le relais et a décidé de témoigner contre Boothe.
9 yaşında olsaydım bütün bunlar harikaydı ama 9 yaşında değilim.
Si j'avais neuf ans, j'aurais aimé, mais non.
Ama insanlar neden bunları bilmiyor?
Pourquoi personne ne se souvient de ça?
Ama insanlarımız bunların hepsini ortadan kaldırmayı seçti. Renk, ırk, din. Aynılığı yaratmışlardı.
Quand nos concitoyens ont choisi de toutes les éliminer la couleur, la race, la religion, ils ont créé l'uniformité.
Ama Jonas, akıl hocalığı yapmak için bunları bilmek zorundayız.
Mais Jonas, il faut connaître ces choses pour apporter conseil.
- Biliyorum ama bütün bunlar çok fazla. Hiçbirinizi tanımıyorum.
C'est trop, je ne vous connais pas, je n'aime pas voyager...
Ama kara deliğin yörüngesindeyken, bunları doğal karşılayamayız.
Mais en orbitant autour d'un trou noir, aucune chance.
Ama bütün bunlar arasında aşk sonsuza dek sürer.
Mais pour ceux qui s'aiment, il est éternel.
Ama ben bunların hiçbirini görmedim ki Leonardo!
Je n'ai rien vu de tout ça, Leonardo!
Bunların hepsi senin için mantıklı ama ben saçmalıyorum.
Tout ça a du sens pour vous, - mais moi, je suis pas crédible.
Bütün bunlar çok ilginç... ama ödev gerçek dünyada gerçek bir kariyer seçmekti.
C'est très intéressant, mais l'exposé devait porter sur une vraie carrière, dans le vrai monde.
Öyle ama yardım amaçlı bunlar. Bak.
C'est pour une bonne cause.
Ama binlercesi bir arada olduğunda bir anda kazanç artar ama risk hâlâ azdır çünkü bunlar ipotektir!
Mais... quand on en a des milliers regroupés, la rentabilité augmente alors que le risque reste faible. Qui ne rembourserait pas sa maison?
Bunlar olsun falan demiyorum ama burada kalıp sağlığına kavuşursa kendimi çok mutlu hissederim.
Je ne doute pas de vos raisons, mais... Je serais des plus honorées s'il recouvrait la santé et s'il pouvait rester ici avec moi.
Bunları atlatmışsın ama.
Mais vous avez surmonté ça.
Bütün bunların ardındaki muhteşem paradoks gösteriyor ki araçlarımız geliştiği kadar ileriyi görebiliyoruz. Ama geleceği değil geçmişi.
Le grand paradoxe de tout ça... c'est que plus les instruments sont précis... plus on voit loin... mais pas dans le futur, dans le passé.
Bunlar katliam üç gün vardı, ama Cumartesi vidalı sona erdi...
Il y a eu 3 jours de massacre, mais le samedi fut pire...
Tamam pekala bizi dışarı çıkardığınız ve tüm bunlar için teşekkürler ama bizim gitmemiz gerekiyor.
Bon, merci de nous avoir fait sortir, mais on va y aller.
Seni tanımıyorum, hikayeni bilmiyorum, başından neler geçti hiç bir fikrim yok ve belki de bunlar senin için çok zordu ama sokaklarda yaşamak seni moral olarak otomatikman daha mutlu etmiyor, hayatım.
Je ne te connais pas. Je ne connais pas ton histoire, ça a peut-être été très dur pour toi, mais vivre dans la rue ne te donne pas automatiquement une supériorité morale.
Bunları göreceğimi sanmazdım ama oluyor işte. William Roberts Bilişsel Bilimadamı, M.I.T.
Je ne pensais pas que ça arriverait de mon vivant.
İşte böyle, tüm bunları yaparsın ama yine de ilerleyemezsin.
Tout ce boulot et ça reste indansable.
Öylesin ve sorunların da var ama yarın akşam, bunları görmezden gelmeye hazırım. - Olur.
C'est vrai et c'est pas faux, mais je passerai dessus, pour la soirée.
İkisi de ahmak bunların. Ama sen zeki bir kızsın.
Pardonnez-les tous les deux.
... ama artık bunların gerçekten önemli olduğunu düşünmüyorum.
Mais pas des façons qui me semblons maintenant les plus importantes.
Bunları şimdiye kadar çok duymuşsunuzdur ama şu Christian Longo hikâyesini sizin ağzınızdan öğrenmek istedim.
Vous devez être assailli, mais je voulais votre point de vue sur l'affaire Christian Longo.
Benim yüzümden girdik ama belki de senin yüzünden bunlar başımıza geliyor!
Mais c'est peut-être à cause de toi, tout ce bordel!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]