Bunlar mı Çeviri Fransızca
21,501 parallel translation
- Sadık olduğun insanlar bunlar mı?
Ce sont à ces personnes que tu es loyal?
Bunları yaşayan ben olmalıydım.
C'etait pour moi.
Bunların hepsini bundan mı anladın?
Et vous avez compris ça avec ça?
Bunlar benim hesaplamalarım.
Ce sont mes calculs.
Kevin o Yunan psikopatla arkadaşlık etmen yeterince kötüyken şimdi bunları bana da mı yaşatacaksın?
Kevin, c'est mal assez que tu parles à ce psychopathe grec, mais maintenant tu vas me le faire revivre?
- DMV'ye gittim. Ehliyet alacak kadar büyük değilim ama sen büyüksün. Çalış diye sana bunları aldım.
Je suis pas assez vieux pour le permis, mais toi oui, donc je t'ai pris ça pour que tu étudies.
Sence ben bunları düşünmüyor muyum?
Tu crois que ça ne m'inquiète pas?
Sence bunların hepsi benim için şaka mı?
Tu crois que c'est une blague, pour moi?
Bana çok tanıdık geliyor bunlar.
Tout ceci m'est si familier.
Şimdi bunu söylemenin sırası değil ama bunlar geçince seni bu konuda uyardığımı söylemeyi hatırlatır mısın?
Ce n'est pas le moment pour le dire... mais s'il te plaît, rappelle moi plus tard de te dire que je te l'avais dis.
Tüm bunlar Scott'a yardım etmek için mi?
Tout cela pour aider Scott?
Sanırım bunlar.
Je crois que c'est ça.
Asıl sorun ödeme yapıldıktan sonra soyuldum. Elimde bir tek bunlar kaldı.
Seulement j'ai eu un problème après avoir été payé, on m'a... volé, et il ne me reste plus que ça.
Ve bazı kötü rüyalar görüp uyanıveriyor,... ve bunları bana anlatmıyor.
Et il se réveille après des cauchemars et il ne m'en parle pas.
- Evet. - Yani bence, tam da "Flash Takımı" için gereken şeyler bunlar.
Donc d'après moi, elle est faite pour la Team Flash.
Bunlar hiç antrenman yapmıyorlar mı?
Ces gars-là pratiquent-ils jamais?
Sanki birisi hayatımın sesini açmış da konuşurken kendimi duyamıyor gibiyim ve her şey çok güzel ama bunlar bir kere olur.
J'ai l'impression qu'on a augmenté le volume de ma vie et que je ne peux pas m'entendre penser, et tout a l'air si bien, mais tout arrive d'un coup.
Ama eğer beni dinlemiş olsaydın başımıza bunlar gelmezdi.
Mais si tu m'avais écouté. nous n'en serions pas là.
Bunların hepsini New York'tan mı getirdin?
T'as ramené tout ça de New York?
Senin kendi düğünün varken bütün bunları sana yaptırdığım için kendimi suçlu hissediyorum.
Je me sens coupable de te faire faire tout ça - alors que t'as ton mariage...
Bunlar bir yana, şu an hayatta olması için yapmayacağım şey yok.
que je ne ferai pas pour l'avoir à nouveau.
Eğer bunların hepsini tekrar baştan yapabilseydim her birini seninle beraber yapardım.
Tu sais, si je pouvais recommencer, je ferais tout ça avec toi.
Samantha, bunlar arkadaşlarım.
Samantha, je te présente mes amis.
Bunların hiçbirini başaramadım.
J'ai manqué de faire ça avec toi.
Bu harita, daha derin gerçekleri saklıyor. Sen bunları getirmeden önce, çözemediğim sırları barındırıyor.
Cette carte contient une vérité plus profonde, secrets que je ne pouvais découvrir sans plus d'informations jusqu'à ce que vous m'apportiez ceci.
Bütün bunları itiraf ederek kariyerimi çöpe atıyorum hatta belki de hayatımı bile çöpe atıyorum.
En disant toutes ces choses, Je mets en péril ma carrière et peut-être ma vie.
Bütün bunları ardımda bıraktığımı sanıyordum.
Je pensais avoir laissé tout ça derrière moi.
John onu suçundan bağışlayacak birini arıyordu tüm bunların onun suçu olmadığını söyleyecek birini ama ben yapamadım.
John cherchait quelqu'un pour l'absoudre, le rassurer, que ce qu'il s'est passé n'était pas sa faute, et je ne pouvais pas.
Başlamadan önce bunlar normal çocuklar mı yoksa geri olan cinslerden mi?
Avant de commencer, ce sont les enfants normaux ou les "dur dur"?
Onların bana tüm bunlar yaşanmadan önceki gibi davranmalarını nasıl sağlarım? - Sağlayamazsın.
Comment faire pour qu'ils me voient comme avant?
Yani bunları mı?
Vous voulez dire ces cookies là?
Bunlar Bay Jackson, Zaman Korsanları oluyor.
Ce sont, M. Jackson, des pirates temporels.
Bunlar yeni komşularımız, Curtis ve Gail.
Ce sont nos nouveaux voisins, Curtis et Gail.
Bunları bir kenara bıralım.
Laissons cela de côté pour le moment.
Senin de bildiğin gibi, aşkım, bunlar sonsuza kadar bir kenara bırakılamaz.
Mais comme tu le sais très bien, mon amour, de tels problèmes ne peuvent être mis de côté pour toujours.
Ruhunu, ailemizi ve mirasımı yok etmene engel olmak için buradayız. Bunların hepsi rahminde savunmasız bir fetüs olarak duruyor.
On est ici pour t'empêcher de détruire ton âme, cette famille, et mon héritage, qui vit sous la forme d'un fœtus sans défense, dans ton utérus.
Bunları kullanacak mısın gerçekten?
Tu veux vraiment utiliser ceux-ci?
- Bunları kullandın mı?
- Et tu les as utilisées?
Günahlarım için kötü şeyler yaptım. Bunları benden isteyen kişinin iyi ve dürüst biri olduğunu biliyordum. Ama o kişi Wulfing'lerin kendi kız kardeşine...
J'ai fait de mauvaises choses dans ma vie, sachant que celui qui me les demandait était bon et franc, mais cet homme n'aurait jamais permis que les Wulfing
Atalarım beni affetsin ama bunlar kan bağından daha güçlü.
Puissent les ancêtres me pardonner mais, c'est plus fort que le sang.
Atalarım beni affetsin ama bunlar kan bağından daha güçlü.
Que les ancêtres pardonnez-moi, mais c'est plus fort que le sang.
Keşke bunları hastaneye sürüklemek zorunda olmasaydım.
J'aimerais ne pas avoir à rapporter tout ça à l'hôpital.
Büyükanne Jean'e uyup yerlerde sürünmeselerdi bunların...
Ça ne serait pas arrivé si je ne m'étais pas roulée par terre
Gazeteyi inceleyip bunlar gibi başka ölüm ilanı var mı diye bakabilir misin?
Peux-tu regardé dans le journal s'il y a d'autres rubriques nécrologiques qui suivent le même modèle?
Seni bu işe bulaştırdığım için kusura bakma ama bunları ona verir misin?
Écoute, je suis désolé de te mettre au centre, mais pourrais-tu lui donner ça de ma part s'il te plaît?
Burada, bana bunları anlattığından haberi var mı?
Il sait que tu es là, à me raconter tout ça?
Bunlar, haklarında bir şey bilmeden birlikte iş yaptığım insanlar.
Et ce sont ces personnes avec qui je suis entré en affaires avant que je les connaisse mieux.
Bunların bayağı yardımı dokunacak.
Ça va vraiment aider.
Bunları not alacağım.
Je vais tout noter.
Bunların hepsi bizim çocuklarımız.
Ce sont tous nos enfants.
- Bunlar olurken mı?
À un moment comme ça?