Ama olmuyor Çeviri Fransızca
1,217 parallel translation
Ama olmuyor. 13'ünüzde sadece ;
Mais non. À 13 ans, tu dis juste : " Salut, Sue.
- Sadece her şeyin güzel olacağını bilmek istedim. Ama olmuyor.
Je voulais qu'elle me dise que les choses iraient mieux.
Gloria'yı hala seviyorum, bununla mücadele ediyorum ama olmuyor.
J'aime encore Gloria, j'essaie de lutter mais j'y arrive pas.
O gün nasıl hissettiğimi... hatırlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
Comment je me sentais ce jour-là? Je ne m'en souviens pas.
Ya fazla akıllısın, ya fazla aptal, ama olmuyor işte. Çok ayıp.
Je ne sais pas où est le problème, mais ça ne peut pas marcher.
Üzgünüm Buffy. Endişelenecek bir şey yokmuş gibi yapıyorum ama olmuyor.
J'en fais trop pour te rassurer.
- Yani ben yanına gidip adamı sakinleştirmeye çalışıyorum ama olmuyor.
Je vais le voir pour essayer de le calmer, sans résultat.
Ama olmuyor. Sis son bir saat içerisinde o kadar koyulaştı ki,
Ce brouillard s'est épaissi durant cette dernière arn.
Ne zaman arkamı dönsem, birinin bağırdığını, kavga ettiğini duyuyorum ve Tanrıya lütfen başkasının çocukları olsun diye dua ediyorum, ama olmuyor.
dès que je vais quelque part, j'entend quelqun crier et se battre, et je prie dieu pour que se soit les enfants de quelqun d'autre, mais ça n'est pas le cas.
Ama olmuyor Red, olmuyor.
Mais je ne l'ai pas, Red. Vraiment pas.
- Ama öyle olmuyor.
C'est pas comme ça.
Neredeyse başaracak, olmuyor ama paçayı kurtarıyor.
Il survit pas longtemps mais assez pour raconter son histoire.
Erkek seni sikmek istediğinde her şey güzel, ama tersi olmuyor.
C'est bien quand le type il pourrait te baiser et qu'il te baise pas.
Ama bazen hayaller yeterli olmuyor, öyle değil mi Jonatharı?
Mais parfois, le fantasme ne suffit pas, hein, Jonathan?
Belki yanıIıyorumdur ama bir şeyler denemek zorundayım. Sadece izlemekle olmuyor.
Je ne peux pas rester à rien faire.
- Bunu Jack'leyken düşünebiliyordun ama benle olmuyor.
Et tu as réfléchi avec Jack.
Derin düşünceler yüzünden şarkı sözlerini unutan bir kız olmaktan nefret ederim ama bazen aşk yeterli olmuyor.
Je déteste répéter les paroles de chansons pour exprimer mes pensées. Mais parfois, l'amour ne suffit pas.
- Bütçemizin kısıtlı olduğunu biliyorum ama hayat hikayeni kendi odanda naltamak senin için bile fazla sapıkça olmuyor mu?
Je sais qu'on n'a pas de ronds. Mais raconter ta vie dans ta chambre, ce n'est pas net, non?
Bunun zor olduğunu biliyorum ama bu, Layla Briggs'in cinayeti konusunda bize yardımcı olmuyor.
Je sais que c'est pénible. Mais ça ne nous aide pas pour le meurtre de Layla.
Ama bir seks suçundan hüküm giyince, öyle bir şansınız olmuyor.
Ce qui est impossible quand on a été condamné pour agression sexuelle.
Ama Weigert aynı sabit ücreti alacak diye... bizim önerdiğimiz tedaviyi umursamayarak... benim uzman fikri almama veya pahalı testler uygulamama engel olmuyor musunuz?
Mais comme Weigert reçoit la même somme quel que soit le traitement prescrit, ça limite le recours aux spécialistes et aux examens coûteux.
Bu sahne olmuyor ama çok önemli.
la scène est très importante.
Ama ne yazık ki sadece güzel bir ses yeterli olmuyor.
Mais une belle voix ne suffit pas.
Çok tatlı bir kız, ama hiç zamanım olmuyor...
Elle est gentille avec moi, mais je n'ai pas le temps...
Tamam çok güzel bir kız, ama işte... Bazen birbirimize söyleyeceğimiz birşey olmuyor, anlıyor musun?
Elle est splendide et tout, mais il semble... que nous n'ayons pas grand-chose à nous dire l'un et l'autre?
Kaya gibi düştükleri sanılır ama öyle olmuyor.
On croit qu'ils tombent à pic, mais non. Il a touché une gargouille dans sa chute.
İki erkek ve bir kız gecelerce aynı çadırda kalıyorlar, ama aralarında hiçbir sex ilişkisi olmuyor.
Deux mecs et une fille sous la tente, nuit après nuit, et pas de sexe?
Bak koçum, belli olmuyor ama, benim bir tek kulağımın arkası kaldı.
- Ecoute, ça se voit pas, mais moi aussi j'ai souffert.
Turplar güneşli havada kurutulmalı. Ama sağ olsun hava da hiç yardımcı olmuyor.
Il faut bien les sécher au soleil, mais le temps ne s'y prête pas aujourd'hui!
Uykumdayken, kaybolup gidiyorum kimse beni fark edemiyor. Ama hiçbir şey değişmiyor. Kaybolup gitsem de değişen hiçbir şey olmuyor.
Peut-être vais-je disparaître peu à peu dans mon sommeil, si personne ne s'en rend compte rien ne changera même si je disparais.
Ama emin olduğun bir şey varsa oda şu bazı şeyler hiçte niyet etiğimiz gibi olmuyor.
Et les choses ne se passent pas toujours comme on le prévoit.
Pekala, belki rüyalarında ki düğün olmuyor olabilir ama rüyalarında ki adamla evleniyorsun.
Tu n'as peut-être pas ton mariage idéal, mais tu as le mec idéal.
Ama öyle olmuyor işte!
C'est trop facile.
Ne yaptığından emin değilim ama hiç faydası olmuyor.
Non! ça ne va pas régler le problème.
Kelimeler ve konuşmalar çok güzel. Ama sonuçta bir şey olmuyor.
Les beaux discours ne mènent finalement à rien.
Kolay olmuyor, ama 36 hastayı birden idare etmek de öyle.
Pas évident, mais s'occuper de 36 patients non plus.
Buraya gelmene sevindiğimizi bilirsin ama Bobby'nin çalışması gerekiyor ve senin de onun üzerinde olumlu bir etkin olmuyor.
Tu sais qu'on adore ça quand tu passes, Ray, mais Bobby doit étudier. Et tu n'as pas une très bonne influence sur lui.
Aramızda kronolojik bir yaş farkı olduğu doğru. Ama bu hiç belli olmuyor, çünkü o çok olgun bir kız.
La différence d'âge existe... mais je ne l'ai jamais remarquée parce qu'elle est très mûre.
Yani temeli oluyor ama hiç ekstra olmuyor.
J'aurais sûrement plus droit aux petites douceurs.
Ben de ezilmiş olarak senin hayalarını istiyorum. Ama insanın hayatta her istediği olmuyor.
J'aimerais vos couilles dans un mixer mais c'est une chienne de vie.
Patlama olsa çok güzel olurdu, ama her istediğinde olmuyor
Dommage, y a pas eu d'explosion.
Lanet gardiyanlar, burada beklememi söylediler ve burada bekliyorum, ama bir bok olmuyor.
Ces putains de garde-chiourmes, ils me disent d'attendre ici et j'attends ici, et rien.
Yaşamak birşey, Ama fantazi yaşamak... biraz sorunlu olmuyor mu, Sence de değil mi?
- Avoir une vie est une chose... mais aussi fantasque c'est un peu troublant, non?
Ama, Zeyna, bazen başka çaremiz olmuyor daha etkili bir yöntem bulamazsak tabii.
Mais il arrive qu'on n'ait pas le choix en attendant de trouver mieux.
Bu harika, bu harika, ama biliyorsun saatin 2 buçuk olduğunu hesaba katarsan bütün gün olmuyor.
C'est une très bonne idée mais aujourd'hui, ça ne fera pas une journée entière. Il est 14h30.
- Tabi, böyle fark çok kolay anlaşılıyor.. ... ama filmde hiç belli olmuyor. - Dimi?
La différence se voit ici, mais à l'écran... la ressemblance sera frappante!
Küçük bir oğlum var ama sorun olmuyor.
Un petit garçon, mais c'est pas grave.
Şu an ki ev arkadaşı da iyi ama, aynı olmuyor.
L'autre fille, je l'aime bien, mais c'est pas pareil.
Ama yine de olmuyor işte.
- Mais ça ne marche pas.
- Ama sonuç her zaman pek hoş olmuyor. - Bir de beni dene.
- Souvent, le résultat n'est pas agréable.
Her zaman böyle olmuyor... ama bu da yetiyor.
Pas tout le temps, mais... ça suffit.
olmuyor 171
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama o 292
ama olsun 39
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama onun 17
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama önemli değil 67