Ama öte yandan Çeviri Fransızca
131 parallel translation
Yani, bir yandan hapiste kalmak istiyorum ama öte yandan, bir kişiye düşündüğü gibi biri olmadığımı ispatlamak için serbest kalmak istiyorum.
Mais d'un autre côté, je voudrais être relâché. Pour pouvoir prouver à une certaine personne, que je ne suis pas tout à fait ce qu'elle croit! Ah!
Ama öte yandan onun da...
Mais on ne peut le laisser...
- Ama öte yandan -
- Maintenant, d'un autre côté...
Ama öte yandan şahit olduğum diğer ölümlerdeki tüm iç çekişlerde... Gördüğüm tek şey günahlardı,... günahlar... hep günahlar.
Par contre, quand je pense aux derniers souffles que j'ai recueillis, je ne vois que péché, péché, encore et toujours.
Ama öte yandan, bunun işe bitirmeye yetmeyeceğini düşünmüşte olabilir.
Il a peut-être pensé que ses réserves ne suffiraient pas.
Ben hiç bunu istemem. Ama öte yandan ülkenize gelip oradaki özel insanlarla tanışıp oraları görmeyi çok isterim.
Personnellement, ce n'est pas mon cas, mais c'est parce que j'ai eu la chance de visiter votre pays et d'y rencontrer des gens merveilleux.
Ama öte yandan eminim ki, Teğmen Cantrell onun tanıklığına aldırmayacaktır.
Quand bien même, je suis sûr que le lieutenant Cantrell n'ose pas le faire témoigner.
Ama öte yandan Tex'ten şüpheleniyorsan katilin öteki adam, Gideon olması gerekir.
Et si par ailleurs vous soupçonnez Tex, alors ce doit être l'autre... Gideon.
Bir açıdan komik, ama öte yandan bakılırsa hiç komik değil.
C'est comique, dans un sens!
Ama öte yandan, hiçbir şeyi yok.
D'un autre côté, il n'a absolument rien...
Ama öte yandan, kaçabilir de tabii.
Peut-être que si après tout.
Ama öte yandan, tasfiye kararının iyi bi fikir olmadığını nasıl bilebiliriz ki?
Comment être sur que la décision de conserver l'ENI, était bonne?
May büyük bir bilim insanı, ama öte yandan da yıkıcı eğilimleri var.
Malgré toute sa science, May a des tendances destructrices.
Ama öte yandan, neden beyefendice Bay Wicks ile gelmedi?
Dans ce cas, il serait rentré sans faire d'histoires, avec Wicks!
Ama öte yandan... belki de aşılabilir.
D'un autre côté... on peut peut-être.
Ama öte yandan, bir sebebim var.
Par contre, moi, j'en ai une.
Ama öte yandan ya Bay Tuvalet Adam varsa?
Mais s'il existait, ce bonhomme Toilette?
Ama öte yandan, gerçek, asla kolay değildir.
Enfin... la vérité n'est jamais facile a dire.
Birkaç mil Avrupa toprağı kazanmış ama öte yandan pırıl pırıl insanları da kaybetmiştik.
On a gagné quelques kilomètres sur le territoire européen... mais on a perdu les pères de futures générations de génies.
Ama öte yandan İsa'ya inanmayan birisin.
Mais d'un autre côté, tu pourrais être l'Antéchrist.
İçimden bir ses diğerleriyle böyle değil diyor Dax ve sen veya sen ve Şef O'Brien arasında ama öte yandan onların dininde saygı duyulan biri değilsin.
J'ai le sentiment que ce n'est pas comme ça avec Dax ou avec le chef O'Brien. Mais vous n'êtes pas une figure religieuse à leurs yeux.
Ama öte yandan, bu adamın var olduğuna dair hiçbir kayıt yok.
Mais il n'y a aucune autre preuve de son existence.
Ama öte yandan, burada olduğumu inkar edemem.
Mais d'un autre côté... je suis indéniablement là.
- Tamam ama öte yandan sekizinci sınıftayken boru çalmıştım ama kimse benimle ilgilenmemişti.
- A mon niveau, il y a le cornet, et je ne suis pas sexy.
Serbest kaldığımızda çok mutluyduk ama öte yandan... gerçekten çok üzgündük çünkü hayatta kalan son insanlardan biri olduğumu fark ettim.
A la libération, nous étions très heureux, mais en même temps, très tristes. J'avais conscience d'être un des derniers survivants.
Ama öte yandan...
Si, en revanche...
Ama öte yandan, anahtarlar... Anahtarlar çok değerlidir.
Mais les Clefs, par contre, les Clefs valent un maximum.
Ama öte yandan da bir şeylerin bozulmasını göze almazsam da yazamayacağım.
Mais sans ce bouleversement, je n'atteindrai pas le crayon.
Kaçamak yaptığı yerden hoşlanmadım ama öte yandan felaket de değil.
J'ai mon mot à dire... sur le bain où il veut patauger, mais à part ça...
Kabul ediyorum başlangıçta sana karşı biraz serttim ama öte yandan sen de biliyorsun ki çok önemli bir konumdasın.
J'y ai été fort avec vous, au départ, mais comme vous le savez, vous pouvez m'être très utile.
Evet ama öte yandan, o senin kocan. Ona bağlı kalacağına dair yemin ettin.
Mais d'un autre côté, c'est ton mari, et tu as fait le voeu de lui rester fidèle.
Ama öte yandan kimse ona söylemezse...
Cependant, si personne ne lui dit.
Orta kısımlarda gösterinin biraz abartı olmasından korkuyordum ama öte yandan finalde...
Certes la partie du milieu était moyenne, mais ce final...
Ama öte yandan, Mona Lisa'yı yiyemezsin.
Mais il faut dire qu'on ne peut pas manger La Joconde.
Ama öte yandan... sen, ben çatı katı.
Mais d'un autre côté... toi, moi, le toit.
Onun bu işi yapmış olabileceğine inanmak istemiyorum. ama öte yandan çokta mantıklı gelmiyor mu?
Je ne peux pas croire que c'est lui, mais c'est la seule réponse logique.
" Ama öte yandan Afrika, benim zevkime göre biraz fazla geniş.
L'Afrique est un peu trop large à mon goût.
Ama öte yandan, senin de senaryoyu okumanı istiyorum.
En revanche, j'aimerais que tu le lises.
Ama öte yandan, bizde tam adam asmalık bir jüri var.
Mais du côté positif, nous avons aussi un Jury Indécis.
Ama öte yandan bu çok insanca bir davranış.
Mais encore une fois... C'est tellement humain.
Öte yandan, ne olduklarını düşünemiyorum bile ama eminim birşeyler vardır. Şimdi, hava durumu ve...
Je ne sais pas exactement quoi, mais enfin... passons à la météo!
Ama öte yandan, o bir para kaynağı.
Il est riche.
Öte yandan benim içimdeki hayatı hiç suçluluk duymadan kurutuyorsun, ama bu başka bir toplantı konusu.
Tu as détruit ma vie sans aucun remord, mais c'est une autre histoire.
Ama, öte yandan... hala böyle bir şey yapabilecek biriysen... o zaman neden özür dilemek istemediğini anlayabilirim.
Maintenant, d'un autre côté, Si t'es toujours le même style de gars qui referait un truc comme ça, Alors je comprendrais que tu ne veuilles pas t'excuser.
bulutlar öylesine sakindir ki seyrek görülse de insana yine de hoş gelir ama acele etmeyelim ve daha dikkatli bakılırsa öte yandan henüz tamamlanmamış ama yine de Çokbilmişler Antropopopometri Akakakademisince ödüllendirilen insanı araştırma konusu yapan
au firmament c'est à dire foudroyer l'enfer vers les cieux si bleus encore calmes si calmes d'un calme que même si l'intermittent est mieux que rien mais pas si vite et considérant ce qui est plus qu'un résultat des travaux inachevés couronnés par
Ama öte yandan, daha farklı davranmanı beklerdim.
Même si j'espérais mieux de toi.
Öte yandan biliyoruz ki sabık dedektife ölüm vuruşu yapıldı. Ama bu zaman kadar cinayet silahı ile ilgili bir şey duymadım.
Et d'autre part, nous savons que la victime a été tuée par balle, mais jusqu'à présent, je n'ai toujours pas entendu parler de cet arme.
BGS özellikle striptizcilerde had safhada görülüyor. Ama onlar o koca silikonları kendi istekleriyle taktırıyorlar. Öte yandan sizinkiler gayet doğal görünüyor.
Le SMM touche particulièrement les strip-teaseuses, mais elles le provoquent avec leurs énormes implants.
Ama sadâkatını ve Liang'ı savunmak için yaptıklarını düşününce... Öte yandan Liang'ı savunmak yabancılara kalmamalı!
Mais eu égard à ta loyauté et au travail accompli au service de Liang... et eu égard au fait que... la protection de la cité ne saurait désormais être confiée à des étrangers,
Ama duygusallığı öte yandan onun zayıflığı.
Mais ses émotions représentent aussi sa... faiblesse.
Yük taşıma kısmını değil ama, öte yandan bu ücretsiz...
Je parle pas de l'influence mais de... D'un autre côté, si c'est gratuit...
öte yandan 161
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama olmaz 38
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51