Anladığım kadarıyla Çeviri Fransızca
3,044 parallel translation
Ben David Taylor. Rahatsız ediyorum çünkü anladığım kadarıyla müsait bir düzeneğiniz olabilirmiş..
Je crois comprendre que vous auriez un plateau de tournage disponible.
Anladığım kadarıyla,... kendine cezalandırma yolu bakıyordun.
On dirait que tu as reçu la punition que tu cherchais.
Anladığım kadarıyla, sabıkalı biri şartlı tahliyeyle salıverildikten sonra ihtiyacı olduğu için iş bulmuş.
C'est juste un ancien détenu qui a réussi à trouver un travail, et qui parfois a faim.
Tamam anladığım kadarıyla bir at.
Heu... Ok, j'ai compris pour le cheval.
Brittany, anladığım kadarıyla Purdue Üniversitesine kabul edilmişsin?
Brittany, j'ai cru comprendre que tu avais été prise à l'université Purdue?
Anladığım kadarıyla bunun olmaması gerekmez miydi?
Donc je suppose que ce n'était pas sensé arriver?
Anladığım kadarıyla endişeleniyormuşsunuz.
- Oui... J'ai cru comprendre que vous étiez inquiète?
Anladığım kadarıyla kömürü içine koyup, sonra da çarşafın arasına yerleştiriyorlar.
Si j'ai bien compris, le charbon se place à l'intérieur, et l'ensemble se place entre les draps.
Anladığım kadarıyla, Manischewitz'i farklı insanların da eline almasını istiyorsunuz.
D'après ce que j'ai compris, vous avez essayé de mettre Manischewitz dans les mains de différents sortes de gens.
Ve anladığım kadarıyla bu konuda pek de yardıma ihtiyacın yok.
Et d'après ce que j'ai compris t'as pas forcément besoin d'aide.
Ama anladığım kadarıyla sen kardeşini yeterince tanımıyorsun.
- Moi, ce que je peux vous affirmer, c'est que vous connaissez bien mal votre frère.
Anladığım kadarıyla yaz için Lola'dan yanına taşınmasını isteyeceksin.
J'imagine que tu as décidé de demander à Lola d'emménager pour l'été.
Anladığım kadarıyla anlaşma zaten bitmiş sayılır.
Et puis, le marché est quasi-conclu.
Anladığım kadarıyla bu mal çalıntı.
Oui. Il me semble que c'est un vol.
Duyduklarımdan anladığım kadarıyla Savcı Jo birkaç vahim yanıIgıya düşmüş.
Toutes mes excuses, chef. Après vous avoir écouté, je crois que le procureur Jo a commis quelques erreurs.
Başımıza gelmedi ama anladığım kadarıyla çok acı olmalı.
Cela ne nous arrive pas souvent pour ce que j'en sais c'est une vraie merde.
Anladığım kadarıyla başka bir zaman diliminde oğlun.
Si j'ai bien compris, dans un autre temps, il l'est.
Anladığım kadarıyla ona yardım etmeyi reddetmişsin.
J'ai compris que tu refusais de l'aider.
Anladığım kadarıyla Lloyd artık doktor değil.
J'ai cru comprendre que le Dr Lowery n'est plus docteur désormais.
Anladığım kadarıyla, ikinci saldırgan da gözaltındaymış.
J'ai cru comprendre que vous avez le second agresseur en détention.
Anladığım kadarıyla Blaire ve kızınız yakın arkadaşlar.
Je comprend qu'elle et Blaire soient de très bonnes amies.
Kokudan anladığım kadarıyla söyleyebilirim ki kamyonunda esrar tüttürülmüş. Fırtınanın geçmesini beklerken.
D'après l'odeur, je dirai que quelqu'un était en train de fumer de l'herbe dans son van en attendant le passage de la tempête
Anladığım kadarıyla, evde kalmış bir öğretmensiniz, değil mi?
Vous êtes vieille fille? Maîtresse d'école, j'imagine?
Kredi kart özetlerinden anladığım kadarıyla, şehirden hiç çıkmamış.
Au vu de ses relevés de compte, il est resté à New York.
Anladığım kadarıyla bir ay önce şirketten izin almış. Neden olduğunu söylemiş miydi?
Il a pris un congé il y a un mois, savez-vous pourquoi?
Bay Quinn, anladığım kadarıyla Anahtar'ı almakla ilgileniyorsunuz.
M. Quinn, je comprends votre intérêt pour la Clé.
Anladığım kadarıyla bu bir son.
Je crois que c'est la fin.
Ama anladığım kadarıyla beni affetmek istiyorsun.
D'accord. Ce que j'ai entendu... C'est que tu veux me pardonner, mais que tu as juste besoin d'un peu plus de temps.
Anladığım kadarıyla benim tutukluluk davamla sen ilgileniyorsun.
J'ai cru comprendre que vous vous occupiez de mon affaire de garde.
Ama anladığım kadarıyla bunlar Arapça harfler ve rakamlardan oluşuyor.
C'est un mélange bizarre d'anglais et d'arabe.
Anladığım kadarıyla şakaya kurban gitmişsin.
Il semblerait qu'on vous ait fait une blague.
Gerçekler senin cezalandırılman gerektiğini söylüyor ki anladığım kadarıyla bu şartlı tahliyenin ihlâli anlamına gelir.
Les faits disent que vous devriez être suspendu, ce qui, d'après ce que j'ai compris, voudrait dire une annulation de votre liberté surveillée.
Anladığım kadarıyla hokey hayranı değilsin. Hayranıyım.
- Vous n'aimez pas le hockey?
Konuştunuz mu? Onu muayene ettim. Anladığım kadarıyla görünen bir tehlike yok.
Je l'ai examinée aussi loin que je peux le dire, elle n'est pas en danger immédiat mais nous avons besoin de découvrir comment cela est arrivé.
Anladığım kadarıyla Doktor Robert Banks'in ölümünü soruşturuyorsunuz.
Vous enquêtez sur la mort du docteur Robert Banks.
Sayın Yargıç, anladığım kadarıyla SPK bizim sunuculara erişmemizi istemedi.
Votre Honneur, je croyais que la SEC n'était pas encline à nous permettre d'accéder aux serveurs.
Anladığım kadarıyla çelik yelekli altı kişilik bir ekipleri var.
Et de ce que j'ai compris, Il va y avoir une équipe de six hommes avec des gilets pare-balles.
- Anladığım kadarıyla, şiddet iddanıza karşı bir şahidiniz yok.
- Que pouvez-vous faire? - Rien.
Anladığım kadarıyla burada bazı kültürel farklılıklar var.
On n'a pas la même culture.
Anladığım kadarıyla Nelson Granger'ın arkadaşıymışsın.
J'ai cru comprendre que vous étiez ami avec Nelson Granger.
Tepkilerinizden anladığım kadarıyla, hiçbiriniz yapmamış.
À en juger par vos réactions, c'est aucun d'entre vous.
Anladığım kadarıyla Tara'ya ikinci bir şans vermişsin.
La façon dont je le vois, tu as donné à Tara une seconde chance.
İyi. Anladığım kadarıyla ikimizin parası güzel bir daireye yetmiyordu, öyle mi?
On pouvait pas se permettre le bel appart à deux?
- Görgü tanıklarıyla konuşuyoruz ama anladığım kadarıyla o kargaşada katil binadan çıkıp kaybolmuş. Tamam.
Euh, on demande aux témoins, mais on dirait que notre suspect s'est glissé hors de l'immeuble pendant la confusion.
Anladığım kadarıyla yakın zamanda ziyaretçilerin olmuş.
Je comprends que tu as eu quelques visiteurs récemment.
Anladığım kadarıyla Mags Bennett eski bir borcu hatırlatmış bu yüzenden de onun oğlu Dickie yerine senin torunun Jed hapiste çürüyormuş.
très bien, alors. Je comprend ce que Mags Bennett appelle une vieille dette.. Pourquoi ton Jed dépérit derrière un comptoir et pas elle Dickie
Anladığım kadarıyla arkadaşım Brady Hughes'ı araştırıyormuşsun.
Je comprend que vous avez été fouiner du côté de mon ami Brady Hughes. - Raylan : Brady Hughes?
- Anladığım kadarıyla 1-2 güne.
Demain ou après demain d'après ce que j'ai compris.
Anladığımız kadarıyla o da Charles Flyte gibi son anda eklenenlerden.
D'après ce que j'ai compris, il était dans les derniers arrivés, comme Charles. ROS :
Kahvaltıdan sonra yere düştüğü gibi bir gerçek var Bayan Andrews'in anladığı kadarıyla yuttuğu bir şey var mıymış?
Et les faits ayant eu lieu après le petit déjeuner, il pourrait s'agir d'une substance qu'il aurait ingérée.
Anladığımız kadarıyla 50 kilodan fazla toplamış olsa gerek.
Autant qu'on puisse en dire, il en a déjà récupéré au moins 50 kg.
anladım 3457
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladım efendim 33
anladım ki 24
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladınız mı 673
anladın mı şimdi 18
anladım efendim 33
anladım ki 24