English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Anlıyor

Anlıyor Çeviri Fransızca

14,563 parallel translation
Scotty'nin bize ihtiyacı var anlıyor musunuz?
Scotty a besoin de nous, tu comprends ce que je dis?
Colleen, aklıma girmişti, anlıyor musunuz?
Colleen, elle entrait dans ma tête, vous voyez?
Anlıyor musun?
Vous comprenez?
En azından, pislik bir bağımlı olduğunu anlıyor.
Au moins cette ordure a compris qu'il est accro.
O tarz şeylerden anlıyor.
Il s'y connaît.
Sürekli yanında olacağım. Anlıyor musun?
Je serai toujours là.
Anlıyor musun?
Tu sais?
- Bunun ne demek olduğunu anlıyor musun?
- Vois-tu ce que ça veut dire?
Bunun ne kadar harika bir şey olduğunu anlıyor musun?
Tu comprends à quel point c'est super?
Anlıyor musun?
Comprends-tu?
Anlıyor musun?
Tu vois?
Çok farklı olduğumuzu düşünüyorum, anlıyor musun? Çok dramatik birisin ve tuhaf...
Je pense juste qu'on est très différents, tu sais, genre toi, tu es vraiment théâtrale et... genre... bizarre.
Rüya görmek istiyordum, anlıyor musun?
J'aurais... vraiment aimé, vous savez?
- Ne dediğimi anlıyor musun?
Tu comprends?
- Anlıyor musun?
Comprends-tu?
Anlıyor musun?
Compris?
Anlıyorum ama Allison başka bir hikaye anlatıyor.
Je sais. Mais elle a une autre version.
Benim başbakanım bunu anlıyor.
Mon président comprend Ă § a.
Beşar El-Esad bunu anlıyor.
Bachar al-Assad comprend.
Ama beni cidden tanımıştı, anlıyor musun?
Mais elle a vraiment compris qui j'étais, tu vois?
Anlıyor musun beni?
Tu vois ce que je veux dire?
Beni anlıyor musun?
Me comprenez-vous?
Burda tepeme biniyor ve ben umuyordum ki benim için bulabileceğin bir şeyler vardır belki. Anlıyor musun beni?
Il me met la pression et j'espérais que tu aurais quelques info pour moi, tu vois?
Anlıyor musun?
Comprenez vous?
Karen'ı neden istemediğimi şimdi anlıyor musun Lois?
Tu comprends pourquoi je voulais pas la voir?
Ölen striptizci kız, Birlik'in kulüpte bir şeyler çevirdiğini anlıyor.
Disons que vous avez cette strip-teaseuse, et qu'elle découvre ce que l'Union fait au club de strip tease.
Bize de o lazımdı, anlıyor musun?
On a besoin de lui. Tu vois?
Başın büyük belada fakat bunu çözmenin bir yolu var, anlıyor musun?
Tu t'es mis dans le pétrin, mais il y a une solution. Tu comprends?
Neden şansımızın olmadığını anlıyor musun?
Vous savez qu'on n'a pas l'ombre d'une chance?
- İngilizce anlıyor musun?
- Tu ne comprends pas l'anglais?
Beni anlıyor musun?
Tu comprends?
Onlar Yakuza'dandı, anlıyor musun?
C'était le Yakuza, vous comprenez?
Anlıyor musun?
Tu comprends?
Şimdi anlıyor musun Yoshida-san?
Maintenant vous comprenez, Yoshida-san?
İyi olduğum tek şey bu. Ayrıca korkuyorum. Ya beceremezsek anlıyor musun?
Je suis bonne dans mon travail et j'ai peur, si on fait ça, de gâcher ça aussi, tu vois?
Söylediklerimi anlıyor musun Ajan Gibbs?
Agent Gibbs, comprennez-vous ce que je dis?
Bu ne demek anlıyor musun?
Tu comprends?
Anlıyor musunuz?
Tout le monde a compris?
- Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Tu vois ce que je veux dire?
Kötü bir şey çünkü bir arkadaşımı kaybettim, anlıyor musunuz?
C'est une tragédie, parce que j'ai perdu un ami.
Bugünlerde neyi neden söylediğimizi çok daha fazla anlıyor.
Il commence doucement à comprendre ce qu'on lui reproche.
- Şu anda neden bahsettiğim anlıyor musun?
As-tu une idée de quoi elle parle maintenant?
Anlıyor musun, bunu insanlara uygulayabilirsek...
Si on applique cette thérapie sur les humains...
Ve geceleri başına gelebilecek bunca kötü şey varken ben uyuyamıyorum, anlıyor musun?
Et il y a beaucoup de choses qui peuvent arriver qui me gardent éveiller la nuit, tu comprends?
Öyle mi? Arabalardan anlıyor musun?
- Vous vous y connaissez en voitures?
Cass tek bir işin var o da iyileşmek. - Anlıyor musun?
T'as un seul boulot, c'est guérir.
Olabileceğini biliyorum. Tek yapman gereken korkularının karşısında dayanıklı olmak, anlıyor musun?
Tout ce que tu dois faire c'est affronter tes peurs, compris?
Anlıyor musun beni Quill?
Tu m'entends, Quill?
.. ve ne duyarsan duy, asla dışarı çıkma.. Anlıyor musun?
Trouvez un endroit où vous cacher et n'en sortez pas, quoi que vous entendiez.
Hayır yapmıyor ama, bunu anlıyorum buna merhametle yaklaşıyorum çok korkmuş, öfkeli bir genç adamdı o.
Non, mais... Je... Je comprends.
- İngilizce anlıyor musun?
- Uhtred, que fais-tu? - Qu'y a-t-il, fermier?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]