Anlıyorsun Çeviri Fransızca
3,184 parallel translation
Hangisinin neyli olduğunu nasıI anlıyorsun?
Comment savoir a quoi ils sont?
- Anlıyorsun değil mi Miguel?
Vous comprenez, Miguel?
Anlıyorsun değil mi?
Je sais que tu comprends.
Ve anlıyorsun.
Et tu comprends.
İşte bu an, üzgün bir hikâye olmadığını anlıyorsun.
Ce moment, quand vous savez que vous n'êtes pas une triste histoire.
Tanıyınca niyetinin kötü olmadığını anlıyorsun.
Quand on le connaît, ses intentions sont bonnes.
Anlıyorsun. Bir hafta önce benden eve onu görmeye gitmemi istedi.
Il y a une semaine, il m'a demandé de venir.
Hadi ama yapma, dün radyodaki davranışların anlıyorsun, bu...
Je veux dire, ton comportement la nuit dernière, c'était, tu sais...
Anlıyorsun, değil mi tatlım?
Tu comprends, n'est-ce pas, ma chérie?
Ne demek istediğimi anlıyorsun.
Tu te méprends sur mes intentions.
Birdenbire ortaya çıktın...,... motosikletlerden ve RICO heykellerinden anlıyorsun...,... sonra birden Kappa kızı oluyorsun ki bu bence güzel bir şey ama ben seni hala tanımıyorum.
Ouais! Tu sors de nulle part tu connais les motos et la loi RICO, puis tout à coup tu es cette petite fille Kappa Qui est la bombe point com et veut juste vomir.
Ruh halimi anlıyorsun. Bugün, burada niye suç işlediğimi anlıyorsun.
Histoire que tu comprennes mon état, et pourquoi j'en suis réduit à commettre ces crimes aujourd'hui, il y a des choses très sombres qui se passent
Ve sen anlıyorsun?
Chris : Et toi oui?
Anlıyorsun, değil mi? Gördün mü?
Vous comprenez, non?
Tekrar soruyorum, ne dediğini nereden anlıyorsun?
Comment tu captes ce qu'il dit?
Yani anlıyorsun.
Vous voyez.
Ev yapımı şarap içtiklerini nasıl anlıyorsun?
Comment sais-tu qu'ils boivent du vin fait maison?
Kaderden konuşunca gerçek olduğunu anlıyorsun
Quand elle parle de sa foi, on voit que c'est sincère.
Silahtan bahsedince gerçek olduğunu anlıyorsun
Quand elle parle d'armes, on voit que c'est sincère.
- Gerçekten İtalyan yemeklerinden anlıyorsun.
- Je vous remercie. - Vous avez là un grand cuisinier.
O zamanla, olduğunuz yerle, sizin şarkınızla ilgili bir şey. Oradayken nasıl hissettiğini hatırlayıp şarkınızı dinliyorsun ve artık onunla olmadığını anlıyorsun ve her şey boş geliyor.
C'est ce temps et ce lieu et cette chanson, et tu te souviens à quoi ça ressemble quand tu es à cet endroit, et quand tu écoutes cette chanson,
Demek istediğimi anlıyorsun, değil mi?
Tu comprends ce que je dis, hein?
Kimsenin seni duymasını istemiyorum, beni anlıyorsun, değil mi?
que personne ne vous entende, tu vois ce que je veux dire?
Oh, Çinli, Hava alaninda limuzine ihtiyacim var. Anlıyorsun değil mi?
Je veux une limousine pour JFK.
Ama denemeye çalıştığımı anlıyorsun değil mi? Evet.
Vous voyez ce que j'essaie de faire?
Hapsin kapılarını tekrar görmek zor geldi, anlıyorsun?
Je ne sais pas, je ne pouvais pas retourner vers ces grilles, tu comprends?
- Onca yıl nedenini anlıyorsun, ben -
Tu comprends pourquoi tout... toutes ces années, - Je-je ne...
Yaşadığımız bunca zaman sanki şey gibi anlıyorsun, bu yaşamları sürdürmek bu günler, sadece geriliyor ama sana yemin ediyorum Stevie, biz değil.
C'est comme si nous avions tout ce temps pour juste mener notre barque C'est comme... Ces jours ci nous épuisent
Görüyorsun, böyle zamanlarda kimin senin gerçek arkadaşın olduğunu anlıyorsun.
C'est dans ces moments qu'on voit les vrais amis.
Şu an işsiz kalamam, anlıyorsun değil mi?
Je peux pas me permettre de perdre mon boulot.
Sen anlıyorsun peki o niye anlamıyor?
Tu as compris, alors pourquoi pas lui?
Anlıyorsun, değil mi?
Tu comprends, non?
- Anlıyorsun beni değil mi Gunnar?
- Tu comprends ça, Gunnar, non?
Gerçi bu acıların sayesinde tatlılıkla anlamadığın değer verdiklerinin kıymetini daha iyi anlıyorsun..
Ta souffrance fait que posséder ce qui t'est le plus précieux est plus agréable.
Bak şimdi anlıyorsun ya Klaus ben pazarlık yapmıyorum.
Et bien, hum, tu vois, Klaus... Je ne négocie pas.
Bunun benim için bir sorun oluşturabileceğini anlıyorsun, değil mi?
Tu vois comment ça pourrait être un problème pour moi?
Partimize bedavadan uyuşturucu getirdiğini anlıyorsun değil mi?
Tu comprends que tu amène juste plus de piquant à la fête!
Şimdi bizimle konuşmaya çalışan hayaletlerin neler hissettiğini anlıyorsun.
Bien, maintenant tu sais comment tous les fantomes qui ont toujours essayé de nous parler ressentent.
- Neyi anlıyorsun?
Comprend quoi?
Ama atlardan anlıyorsun.
Mais tu connais les chevaux.
Tess, sen Nora'yı çok yanlış anlıyorsun.
Tess, tu te trompes complètement sur Nora
Hiç uyumadan Normandiya'dan geldim, anlıyorsun ya.
J'arrive de Normandie, sans dormir, voyez-vous.
Şaraptan anlıyorsun lordum.
Vous connaissez le vin, Monseigneur.
Anlıyorum, film kiralamaya gelen kızlara bakıyorsun.
Je vous comprends.
Bu yüzden neden şarkı sözlerini masaya bırakıp, odadan bir anlığına çıkmıyorsun?
Laissez ces paroles sur la table et sortez un petit instant.
Bence anlıyorsun.
Oh, je pense que si.
Ve işini yapıyorsun anlıyorum.
Vous faites votre boulot.
Ne dediğimi anlıyorsun, değil mi hayatım?
Tu sais de quoi je parle.
Bencede anlıyorsun.
- Je crois que si.
"Şimdi anlıyorum Onların sana yaptığı gibi sen de onları azaltıyorsun."
Uh, "maintenant je comprend". "Tu détruis les bâtards de la même façon qu'ils t'ont détruit."
Bir anlığına bile olsa kendine karşı dürüst olamıyorsun.
Tu peux pas être honnête avec toi même pour juste une seconde.