Beklemeliyiz Çeviri Fransızca
858 parallel translation
Kaptan, ana motorun acil onarımlarını beklemeliyiz.
vite! il faut attendre que le moteur principal récupère.
Ancak ne olursa olsun öncelikle bu insanların gitmesini beklemeliyiz.
Mais de toute façon, on devra attendre que ces gens soient partis.
Çok trafik var. Boşluk beklemeliyiz.
Il y a trop de trafic.
- Beklemeliyiz. Bir saate kadar yemek yerler. Yedikten sonra uyurlar.
Ils vont manger et après ils s'endormiront.
# O sözü beklemeliyiz # # Bütün erkeklerin söylediği #
Car il nous faut attendre des hommes ce fameux mot tendre
Bir şey demiyor tatlım. Karanlığı beklemeliyiz.
Il nous faut attendre jusqu'à ce soir.
Beyaz çarpılı şeyi beklemeliyiz.
C'est ce qu'il faut chercher.
Onu yalnız bırakmalıyız, sakinleşip, kendiliğinden uyanana dek beklemeliyiz.
- Oui. Qu'elle pourrisse! Qu'elle disparaisse!
Ay batana kadar beklemeliyiz.
On doit attendre qu'elle se couche.
Beklemeliyiz.
Il faut attendre.
Daha sonra belki. Şimdi ise, bize gelecek misafirlerimizi beklemeliyiz.
Plus tard. occupons-nous d'abord de nos visiteurs.
Okulun bitmesini beklemeliyiz.
Attends que je passe mon examen...
Kim istemez ki? Waldorf Astoria'ya varana kadar beklemeliyiz derim.
On en reparlera en arrivant au Waldorf!
En iyisi duygularımızın sakinleşmesini beklemeliyiz. daha sonra sakince düşünemez miyiz?
Mais tu ne crois pas qu'il faut attendre qu'on soit moins émotionnels... pour tenter de s'en sortir calmement?
Beklemeliyiz.
Il faut attendre les ordres.
Uzaktan bir akrabanın yasını tutar gibi bir süre beklemeliyiz.
Que peut-il arriver, Juan? S'ils nous trouvent? S'ils découvrent que nous avons tué un homme.
İçeride kahvelerini bitirmelerini beklemeliyiz.
Il faut sans doute les laisser finir leur café.
Bence her an Tatarlar'dan da bir saldırı beklemeliyiz.
Des hommes qui nous manqueront lorsque les Tartares s " abattront sur nous.
Fakat ruhlarla sağlıklı bir temas kurabilmemiz için, bir müddet beklemeliyiz.
Qu "un mouton soit abattu et qu" on m " apporte son omoplate.
Bizi kum setinin üzerine taşıması için, öğleden sonraki gelgiti beklemeliyiz.
On attend la marée de l'après-midi.
Nikolai'ı daha ne kadar beklemeliyiz?
Combien de temps faudra-t-il attendre Nicolas?
Biliyorsunuz, bir kişi içerde ve bence onu beklemeliyiz.
Il est sorti etje crois que nous devrions l'attendre.
Beklemeliyiz.
II faut attendre.
Öte yandan onu takip de edemeyiz. Destek gemilerimizi beklemeliyiz. Çünkü onlar buraya gelmeden önce bizi Alman denizaltılarının tuzağına çekebilir.
Mais on ne peut pas attendre les autres navires car on risque d'être attirés dans un piège avec un patrouilleur.
- Onu beklemeliyiz.
- On doit l'attendre.
- Ne kadar beklemeliyiz, Lew? !
On va attendre encore longtemps?
Beklemeliyiz.
Nous devrions attendre.
Beklemeliyiz.
Nous devons attendre.
Ama şu an sadece beklemeliyiz.
Mais il va falloir qu'on attende qu'il agisse.
Kazıklar için yarına kadar beklemeliyiz.
- Eh! - Faut attendre même si on doit passer la nuit - Eh ben, faut prendre patience!
Bence gemiye dönüp beklemeliyiz.
Retournons au navire.
- Ama bence beklemeliyiz. - Beklemek mi?
Je crois qu'il faut attendre.
- Son oyu beklemeliyiz. - Ne fark eder ki?
- Mais on n'a pas encore le vote final.
İyice yaklaşmalarını beklemeliyiz.
- On ne tire que s'ils tentent de rentrer.
Amerikalılar durumu kontrol altına alana kadar beklemeliyiz.
Il faut attendre que les Américains aillent plus loin.
- Her § eyin resmile § mesi I § in sorgu yarglclnln kararlnl beklemeliyiz.
- Avant que ça devienne officiel, il faut connaître le verdict de la police.
Tabii ki bir süreliğine tartışmalarını beklemeliyiz.
À part qu'ils vont commencer par se disputer.
Ama beklemeliyiz.
Mais il faut attendre.
Son koyun da kurban edilene dek beklemeliyiz.
Attendons le sacrifice du dernier agneau.
- Avukatı duymadın mı? Beklemeliyiz.
Quand elle vient, maman?
- Bir hafta beklemeliyiz.
Il faut attendre 8 jours.
İyileşmesini beklemeliyiz.
Nous veillerons à ce qu'il soit bien.
- Bence Rolfe'u beklemeliyiz.
- On devrait attendre Rolfe.
- Biraz beklemeliyiz.
Il faut attendre. - Mais quoi?
- Ne için? Biraz beklemeliyiz.
Attendons un peu.
Sabaha kadar beklemeliyiz.
Bien, nous allons devoir attendre jusqu'au matin.
- Beklemeliyiz.
Nous devons attendre que la tempête se calme!
- Tekrarlıyorum, beklemeliyiz.
- Je le répète, il faut attendre.
- Beklemeliyiz.
- Tant pis. - Attendons.
Bunun için beklemeliyiz.
Il suffit d'attendre.
Beklemeliyiz.
Il le faut.
bekle 9205
bekleyin 1931
beklemek 37
beklerim 153
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
bekleyin 1931
beklemek 37
beklerim 153
bekledim 48
bekle beni 131
bekleme 36
bekleriz 49
beklemiyordum 16
bekleyeceğim 167
beklemedeyim 24
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17
bekle bir dakika 1308
bekleyelim 43
beklesene 61
bekle bir saniye 289
bekleyin bir dakika 145
bekleyin lütfen 40
bekle biraz 541
bekleyemem 97
beklemek istemiyorum 17