English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Benim için

Benim için Çeviri Fransızca

69,449 parallel translation
Bu benim için küçük, insanlık için büyük bir adımdır.
Un petit pas pour l'Homme, un grand pas pour l'Humanité.
Benim için sonuna kadar gider misin?
Je fais quoi, moi?
Rutin çünkü bu tarz ziyaretleri hep yapıyoruz, o yüzden benim için rutin.
Routine, car nous faisons ces visites tout le temps, donc routine pour moi.
Benim için merkeze gelen Emmit değildi.
C'est pas Emmit qui est venu me voir au commissariat.
- Benim için sen seçer misin?
Choisissez pour moi.
- Öncelikle benim için bir şey yapmalısın.
D'abord, vous ferez quelque chose pour moi.
Beğenmediysen yerde yatabilirsin. Benim için gayet yeterli.
Si ça te plaît pas, tu peux dormir par terre.
Kara Gökyüzü'nün buradaki konumuma içerlemesinin benim için haber değeri yok.
Ce n'est pas nouveau que Black Sky me reproche ma position ici.
- Benim için bir şey yapmalısın.
J'ai besoin que tu fasses une chose.
- Hâlâ konuşuyorsun. Başka bir Kuşaklı gemisi patlamayı görmez ve benim için gelirse hâlâ süzülüyor olurum.
Si un autre vaisseau ceinturien n'avait pas vu l'explosion et n'était pas venu, je flotterais encore.
Bunlar benim için fazladan zaman sasa ke!
Tout ça, c'est du bonus de temps pour moi, saka ke?
Benim için daha çok hayalkırıklığı. Geleceğini söylemedin.
Pour moi, c'est plutôt une déception que tu ne m'aies pas prévenu.
Benim için neden öyle bir şey yapasın ki?
Pourquoi vous feriez ça pour moi?
- Benim için önemli.
- Pas pour moi.
Çünkü benim için geliyorlardı.
Parce qu'ils venaient pour moi.
Bugün benim için yaptığını unutmayacağım.
Je me souviendrai de ce que vous avez fait pour moi aujourd'hui.
Benim için önemli birini kaybettim.
J'ai perdu quelqu'un... d'important pour moi.
- Benim için henüz erken.
- C'est encore un peu tôt.
Efendim, bu benim için bir onur.
- C'est un honneur.
Bay Pallis, bunun tuhaf kaçacağını biliyorum ama Adalet Bakanlığı bu sabah benim için bir araba gönderdi mi?
- M. Pallis, je sais que ca va paraître étrange, mais est ce que le DOJ m'a envoyé une voiture ce matin?
Belki de artık benim için endişelenmen hoşuma gitmiyordur.
Peut-être que je n'aime pas l'idée que tu t'inquiètes pour moi désormais.
Gitmeden önce benim için bir şeye bakar mısın?
Avant que vous partiez, pouvez-vous jeter un œil à quelque chose pour moi?
- Benim için geliyorlardı çünkü.
Parce qu'ils me cherchaient. Qui?
Beocca benim için üstüne düşeni yapmalısın.
Beocca, j'aurai besoin que tu joues ton rôle.
Onu benim için terk etmeseydin.
Que tu me la confies pas.
Benim için gerçekten önemli. Lütfen.
Ça m'est très précieux.
Bunu benim için yapar mısın?
Tu veux bien faire ça?
Benim için hiçbir şey yapmadın.
Tu n'as jamais rien fait pour moi.
Bu benim için gerçek bir şey değildi Drew.
Mais ce n'était pas vrai. Pas pour moi, Drew.
Benim için bitti.
C'est fini pour moi.
Bu kadın benim için önemli.
Elle est importante pour moi.
Benim için?
Pour moi?
Benim için yaptın?
Tu l'as fait pour moi?
Benim için önemli biri. Evlat, çok kötü bir seçim yaptım.
Fiston, j'ai fait un choix terrible.
Bunların hepsini benim için yaptığını söyledi.
Il a dit qu'il le faisait pour moi.
Çocuklarımın benim için endişelenmesini istemedim.
Je ne voulais pas que mes enfants s'inquiètent.
Benim için.
Pour moi.
Karım, o, ah... Benim için de aynı şeyi söyledi.
Ma femme,... elle a dit la même chose de moi.
Benim için iyi.
Ça ne te va pas si mal.
Sen benim iyiliğim için biraz esneklik gösterebilirdin.
Vous auriez pu vous pencher un peu pour moi.
Benim Andrew'im. Ülkelerine hizmet etmek için ikisi de ellerinden geleni yaptı ve korkuyla yüzleştiler.
Ils sont morts pour notre pays et ils ont affronté la peur.
Benim için zevkti.
De rien.
Benim hakkımda her şeyi biliyorsunuz, bunun sizin için sorun olduğunu fark ettim...
Vous savez tout de moi, alors...
O benim terapistim. Sana söylemesi için izni yok.
C'est ma psy, elle pouvait rien te dire.
Bugün yaptıklarım için minnettarım, ama bu benim kararım.
Nous apprécions tous vos efforts aujourd'hui, mais c'est ma décision.
Ancak bu kamoyu için bir anlam ifade etmiyor, çünkü hala bu benim sorumluluğumda hala benim hatam ve bunun cezasını senin çekmene izin veremem.
Mais ce n'est pas important pour le publique, mais c'est toujours ma responsabilité, c'est toujours mon erreur, et je ne peux pas te laisser porter le chapeau.
Sahiden benim teröristlerle iş birliği yaptığımı ya da o adamları öldürmeleri için yardım ettiğimi düşündün mü?
Vous pensez franchement que je pourrais coopérer avec des terroristes, et les aider à tuer des militaires?
- Benim arabaya binmem için yeterli bir zaman. - Çok iyi bilmesi gerekiyor.
- Il devrait le savoir.
Benim belleği tamir edebileceğime inanıyor ama veriyi yok etmesi için bir virüs yazdım.
Il pense que je vais réparer le disque, mais j'ai créé un virus qui va le détruire.
Benim adım Eric, ve sana yardım etmek için buradayım.
Je m'appelle Eric, et je suis là pour t'aider.
Çok münasebetsiz oldum. Bugün benim için pek iyi bir gün değil. Ölümlerinin yıldönümü.
Ce n'est pas une bonne journée pour moi, c'est l'anniversaire de leur mort.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]