English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Benim için sakıncası yok

Benim için sakıncası yok Çeviri Fransızca

145 parallel translation
Benim için sakıncası yok.
Ça ne me dérange pas.
Sen gitmek istersen, benim için sakıncası yok ; ama onun eşeklerini de al.
Si tu veux continuer, emmène ses mulets.
- Elbette anne, benim için sakıncası yok.
- Bien sûr, maman. Je suis d'accord.
Benim için sakıncası yok.
Tant pis. Allons-y, d'accord?
Benim için sakıncası yok.
- Il est pas mal.
Boyanmasını istemiyorsanız, benim için sakıncası yok.
Si vous ne voulez pas qu'on repeigne...
Benim için sakıncası yok ama annen bunu biliyor mu?
Maman est-elle au courant?
Benim için sakıncası yok.
Moi, tu sais, je m'en fiche.
Benim için sakıncası yok. Hoşuma bile gitti.
Je m'en fous, c'était bon.
Dedektif izin verirse, Benim için sakıncası yok.
Si le shérif est d'accord, je suis d'accord.
Benim için sakıncası yok.
Moi, ça ne me gêne pas.
Benim için sakıncası yok.
Ça ne m'embête pas du tout.
Hiç sorun değil. Benim için sakıncası yok. Zamanımı harcıyor sayılmam.
Je ne perds pas mon temps, ça me fait plaisir.
Yine de beklerim. Gerçekten, benim için sakıncası yok.
Je préfère quand même attendre.
Sen ve kardeşim Derek ne yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz, benim için sakıncası yok.
Tu fais ce que tu veux avec mon frère.
Sen ve kardeşim Derek ne yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz, benim için sakıncası yok.
Tu fais ce que tu veux avec mon frère. Ca m'est égal.
Benim için sakıncası yok.
Pourquoi pas?
Benim için sakıncası yok.
si tu le quittes, je ne dirai rien.
— Benim için sakıncası yok. Cevabımız hayır Stanley.
Lave-toi les mains, on mange.
Benim için sakıncası yok.
- C'en est une pour moi.
Böyle istiyor ve benim için sakıncası yok.
C'est ce qu'il veut, et ça me va très bien.
- Benim için sakıncası yok. - Bunu söylemekten vazgeç.
J'ai rien...
Benim için sakıncası yok.
Ça me va.
Benim için sakıncası yok.
Ca me gêne pas.
İkiniz çikolatadan uzak durduktan sonra benim için sakıncası yok.
Tout ce que vous voudrez, mais ne touchez pas aux barres de chocolat.
Benim için sakıncası yok.
Et que je suis en paix.
- Onunla takılmanın benim için sakıncası yok, ama benden konuşmayacaksınız. - Neden?
Passe du temps avec elle, je m'en fiche, mais ne parlez pas de moi.
Benim için sakıncası yok.
Ça m'est égal.
- Hayır, benim için sakıncası yok. Ben giderim.
Je vais y aller.
Duaya giriş konuşmasını yapmanın benim için sakıncası yok, Gale.
- Evelyn, aimeriez-vous dire réciter la béndicté?
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Ça me convient parfaitement.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Je n'y vois aucun inconvénient.
— Benim için sakıncası yok.
- La plus petite carte?
JJ duymadığı sürece, çıkacak yazıya önceden bakmanın benim için bir sakıncası yok.
Ça ne me dérange pas que tu la lises, tant que JJ ne l'apprend pas.
Benim için bir sakıncası yok.
Ça me va.
Tabii çantanı burada bırakmanın benim için bir sakıncası yok.
Vous pouvez laisser votre sac ici jusqu'à ce que vous ayez une chambre.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
Vous êtes sûr que ça vous ennuie pas? Je vous assure, ça m'ennuie absolument pas.
- Benim için sakıncası yok.
J'insiste.
Hayır, benim için konuşmanın sakıncası yok. Neler olduğunu anlatacağım.
- Ça ne me dérange pas d'en parler.
Benim için hiç sakıncası yok.
Ça ne me pose aucun problème.
Benim için bir sakıncası yok.
Ça me convient.
Beklemenin benim için sakıncası yok.
Ça ne me dérange pas d'attendre.
- Olsa ne olur ki? Benim için bir sakıncası yok.
- Ca m'est égal, si tu sors avec lui.
Senin için sakıncası yoksa benim için de yok.
Si cela ne vous dérange pas.
Bak, benim için hiçbir sakıncası yok.
- Quoi que ce soit. - Tout va bien de mon côté.
Benim için bir sakıncası yok.
Ça me gêne pas.
- Yani fazla yüksek sesle ifade etmedikçe düşünmenin bir sakıncası yok. Sağcı kanadın oylarını toplamak için yükü benim omzuma...
Il m'a utilisée pour être financé par la droite.
Benim için sakıncası yok.
Pas de problème.
Bunun benim için hiçbir sakıncası yok.
- Ce scénario me pose aucun problème.
Yani benim için bir sakıncası yok.
Je veux dire, ça ne me pose aucun problème.
Benim için hiçbir sakıncası yok.
C'est pas grave!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]