Benim için zevktir Çeviri Fransızca
239 parallel translation
Benim için zevktir.
Merci beaucoup Tout le plaisir est pour moi
Benim için zevktir, majesteleri.
- Ça serait un plaisir, Votre Majesté.
Ne demek. Benim için zevktir.
Ça me fait plaisir.
Benim için zevktir.
Avec grand plaisir.
Sizinle tanışmak benim için zevktir, Bay Arden.
J'ai beaucoup entendu parler de vous.
Neden bayan, bu benim için zevktir.
Mlle, c'était plus qu'un plaisir.
- Benim için zevktir, bayım.
- C'est un plaisir, Monsieur.
Bay Mazzini, eşim. Kendim fotoğrafçı değilim, bay Mazzini ancak kocamla aynı heyecanı paylaşan birini karşılamak benim için zevktir.
Je ne suis pas photographe comme mon mari mais j'aime recevoir ses amis.
- İnanmıyorum, benim için zevktir.
- Je ne crois pas. - Comment allez-vous?
Seni temin ederim, benim için zevktir Tammy.
- Je te remercie, Tammy.
- Benim için zevktir, efendim.
- Avec plaisir, monsieur.
Benim için zevktir.
J'en serais ravi.
Benim için zevktir hanımefendi.
Mon plaisir, madame.
Bu benim için zevktir efendim.
C'est un plaisir, Monsieur.
Sizinle oynamak benim için zevktir beyefendi.
Ce sera avec plaisir, monsieur.
Hey, dinle, ne zaman bedava bir tur istersen... oraya gel. Benim için zevktir.
Ecoutez, si vous avez envie d'un tour de manège, passez me voir, je serais ravi.
Clouseau. Clouseau'yu öldürmek benim için zevktir.
- Tuer Clouseau sera un plaisir.
Bunu anlatmak benim için zevktir.
Je me ferais un grand plaisir de vous le dire.
Niyetim gölgeni yeryüzünden silmek Beano ve bu kasabada yapmak benim için zevktir.
Je débarrasserai la terre de ton ombre, Bean... et cette ville servira à mes plaisirs.
Buyrun, alın! Hadi. Benim için zevktir.
Servez-vous, allez-y.
Corton. Elbette, benim için zevktir.
Le Corton, avec plaisir.
Benim için zevktir. - Kızım.
- Enchanté.
- Benim için zevktir Cliff.
- Avec plaisir, Cliff.
Benim için zevktir.
Je t'en prie.
Benim için zevktir.
Le plaisir etait pour moi.
Benim için zevktir.
- Je te remercie de nous l'avoir demandé. - C'est très gentil.
Eğer yemeği sevmediysen başka bir yer bul! Seni son kez görmek benim için zevktir! Her gün ringa balığı!
Si ça ne te plaît pas la porte est ouverte!
- Benim için zevktir, Doktor.
- De rien, docteur.
Ben de "Benim için zevktir" gibi bir şey dedim, bu kadardı.
Je crois avoir répondu "De rien", et c'est tout.
Benim için zevktir.
Ça me fait plaisir.
- Benim için zevktir.
De rien.
Benim için zevktir, Harry, sırada kim var?
Ce sera un plaisir, Harry, qui sera le suivant?
Ortak yetenekleri ile "Fantasia" denilen bu yeni eğlence türünü yaratan... Walt Disney, Leopold Stokowski, diğer tüm sanatçı ve müzisyenler adına sizlere hoşgeldiniz demek... benim için bir zevktir.
Je suis heureux et honoré de vous souhaiter la bienvenue au nom de Walt Disney, de Leopold Stokowski et des artistes et musiciens dont les talents ont permis de créer ce spectacle exceptionnel, Fantasia.
Çavuş York, buradaki Amerikan kuvvetlerinin başkomutanı olarak bu olağanüstü kahramanlığınız nedeniyle size Birleşik Devletler Şeref Madalyası'nı vermek benim için bir zevktir.
Sergent York, en tant que chef du corps expéditionnaire, je vous décerne la Médaille du Congrès pour conduite héroïque exceptionnelle.
Pek sevinirim buna, çünkü bir zevktir benim için yiğit kişilerden ders almak.
Quant à moi, j'aime les nobles exemples.
Sizden bir ders almak benim için bir zevktir.
C'est moi qui veux une leçon.
Bu benim için her zaman çok büyük bir zevktir.
Tout le plaisir était pour moi.
Teşekküre gerek yok benim için bir zevktir...
Inutile de me remercier. C'est un plaisir.
Benim için zevktir, pezevenk.
Avec plaisir, espèce de "mac".
Sana bir içki ısmarlamak, benim için bir zevktir, bayım.
J'aimerais bien vous offrir un verre.
Benim için bir zevktir.
Avec plaisir.
Hsiang ile can pahasına savaşabilmek benim için büyük bir zevktir!
Un duel à mort contre Chu Liu-xiang, c'est un bonheur extrême. Qui dit que je suis Xiang?
Anlaşıldı. Benim için bir zevktir, Duck.
Tout le plaisir est pour moi!
Ben Diane, bu akşam servisinizi yapmak benim için bir zevktir.
Bonjour. Je m'appelle Diane.
Miami'deki dostuna söyle... bu benim için bir zevktir.
Dis à tes potes de Miami, ton copain, là, que je marche volontiers.
Bana rahatsızlık vermiyorsunuz. Ziyaretiniz benim için bir zevktir.
Vous ne me faites pas le moindre désagrément, par contre votre visite me fait une pure joie.
Benim için bir zevktir Komutan.
Ravie de vous voir, commandant.
Sizi şahsen tebrik etmek benim için bir zevktir.
Je suis très heureux de pouvoir personnellement vous féliciter.
Benim için bir zevktir Bir Numara.
Avec plaisir, Numéro Un.
Sizin gibi güzel bir bayanla konuşmak benim gibi adamlar için her zaman zevktir.
Pour un type comme moi, c'est toujours un plaisir de parler à une vraie dame.
Benim için daima zevktir.
Avec plaisir, comme toujours.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39