English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir gemi

Bir gemi Çeviri Fransızca

3,431 parallel translation
Bir gemi bölmesi kapısına benzeyen bir yerdeyim.
Je suis devant la porte d'un genre d'entrepôt.
Bu büyük bir gemi.
Le vaisseau est grand.
Korsanlık yapabileceğimiz bir gemi bakıyorduk.
On cherche un navire pour se livrer à la piraterie!
Bu civarda bir tekne var demektir. Öyle mi? Veya bir gemi.
Ce qui veut dire que pas loin, il y a un bateau, ou un navire.
Nuh var, bir gemi dolusu hayvan var.
Noé, on a sa cargaison d'animaux.
Bu sanat işi bir gemi.
C'est toi le chef d'oeuvre.
Çoğu resif kendisine yardımcı olacak bir gemi enkazı olmadan büyür.
Les récifs n'ont pas besoin d'une épave pour se développer.
Batık bir gemi, mercanların büyümesi için ideal bir mekân olacak.
Une épave constitue un support idéal au développement de coraux.
İçeride mahsur kalanları pilotu baykuş gibi giyinmiş uçan bir gemi tarafından kurtarılmış.
Des gens piégés ont été évacués par les airs et il paraît que le pilote était habillé comme un hibou.
Bir ara hep beraber bir gemi yolculuğuna falan çıkalım.
On pourrait partir en croisière...
O sıkı bir gemi gibi koşardı.
Il était dur.
Dün gece 23 : 00'da bir saldırı meydana geldi. Kırk yedi tane Klingon savaş gemisi Romulanlar tarafından yok edildi. Romulanların tek, devasa bir gemi ile saldırdıkları bildirildi.
Or, hier à 23 h, 47 croiseurs klingons ont été détruits par des Romuliens équipés d'un seul et immense vaisseau.
Kaptan, başka bir gemi daha tespit edildi.
Un autre vaisseau arrive!
30 günlük tahmin edilebilir bir zaman dilimi boyunca adanın büyük açılışını devam ettirip görülmesi şart bir gemi gezisi yapacağız.
Tous les jours, pour toujours. Dans 30 jours, réouverture en grande pompe de l'ecole, escale incontournable de toute croisiere.
Yarın gece, Murmansk'tan kalkan bir gemi limandaki ön alana yanaşacak.
Demain soir, un bateau de Mourmansk... arrivera au premier poste d'amarrage.
William bir gemi kaptanı olduğunuzu söylüyor.
William nous dit que vous avez été le capitaine d'un navire.
Sanırım muhafızları geçince çocuklarımla dolu bir gemi var.
{ \ pos ( 192,210 ) } Tous mes enfants sont ici et on me les cache.
Elbette bunu yaptığınızda işte o an, bu gemi karma bir gemi haline gelecek.
Quand vous en serez là, à ce moment précis, vous aurez un vaisseau hybride.
Bir gemi yükü duygu zırvası!
tout le tremblement de conneries sensibles!
Limanda bir gemi bulduk, yola çıkıyorlardı.
On a trouvé un bateau qui quittait le port.
Hala geminin büyük bir bölümüne erişemiyoruz. Gemi devasa.
Certaines parties sont toujours inaccessibles.
Gemi, ihtiyacımız olan şeyi bulabileceğimiz bir gezegende Yıldız Geçidi tespit etti.
Le vaiseau a localisé une Porte des Etoiles sur une planète proche qui pourrait avoir ce dont on a besoin.
Gemi, ihtiyacımıza aldırmadan sadece menzilinde bir Yıldız Geçidi tespit etti diye de durmuş olabilir.
Ce vaisseau s'est arrêté en trouvant une Porte pour répondre à nos besions.
Gemi bizim ihtiyaç duyduğumuz şeye sahip olabilecek bir gezegendeki geçidi tespit etti.
Le vaisseau a détecté une Porte non loin qui pourrait avoir ce qu'on cherche.
Geminin Dünya'yı tuşlamaya yetecek enerjisi yok ve geçenlerde gördüğümüz gibi, gemi enerjisi bitince, bir yıldız bulup enerjiyi depoluyor.
Le vaisseau n'a pas assez d'énergie pour recontacter la Terre, et d'après ce que nous avons vu récemment, quand le vaisseau tombe à court de jus, il trouve une étoile et recharge ses réserves d'énergie.
Gövdede delik açarsa, kalkanda mikrosaniyelik de olsa bir kesilmeye neden olursa, bütün gemi tehlikeye girer.
Si ça traverse la coque, détruit le bouclier en une microseconde le vaisseau entier sera en grand péril.
Gemi zamanıyla yaklaşık saat 03 : 00'da, Onbaşı Gorman, uzaylı bir varlık ile karşılaşmasında maruz kaldığı yaralara dayanamadı.
À 3 h du matin, le caporal Gorman a succombé aux blessures contractées lors d'une rencontre avec une entité extraterrestre.
Bunun sonucu olarak, gemi bulunan şehirler küçük çaplı bir ekonomik patlama yaşıyor.
En conséquence, les villes d'accueil se trouvent au milieu
O gemi çok unutulmaz bir deneyim oldu bizim için.
C'était une expérience inoubliable pour nous tous.
- Bu bir gemi demiri.
C'est une ancre.
En azından gemi gezisindeyken seni birkaç günde bir görebiliyorum.
Avec les croisières, je peux te voir de temps en temps.
Sen, ben ve o gemi, biz ayrılmaz bir "üç yolluyuz", Donner.
Vous, moi, ce vaisseau - - On est un ménage à trois, Donner. - Une équipe.
Anne, eğer bunu görmene izin verirsem... Mükemmel bir kalkıştı, kusursuz bir birleşme oldu ve gemi harika durumda yani yıldız falın buraya kadarmış.
Et mère, si jamais on te laisse visionner ceci... le décollage était parfait, l'arrimage sans faute... et le vaisseau est dans une forme incroyable.
Yaklaşık bir gün kadar sonra, bu gemi bir yıldızın içine uçaçak.
Dans un peu plus de 24 heures, ce vaisseau traversera une étoile.
Aynen. Ama görünen o ki ; iniş tesislerinin olmamasından dolayı gemi doğaçlama yaptı ve bir şekilde bizlere güzel bir alternatif inşa ettirdi.
En l'absence de zone d'atterrissage, le vaisseau a improvisé et nous en a fait construire une.
Bakın, bu gemi 20 yıldır uzay boşluğunda seyahat ediyordu. Kozmik ışınlar ve primordiyal parçacık radyasyonuyla geçen bir 20 yıl.
Pendant 20 ans, ce vaisseau a subi le rayonnement cosmique et diverses radiations.
Gemi steril bir laboratuarda yapıldı. Birincil makina, yalnızca organik madde entegresiydi.
L'ordinateur était le seul élément organique
Evet, bu özel gemi bir süre sular altında kaldı.
Ce navire a passé un bon bout de temps sous l'eau.
- Bir gemi daha mı varmış?
Un autre bateau?
- Mai Lin'in ailesini taşıyan gemi hakkında bir haber var mı?
Pour masquer ses activités. Des nouvelles de l'autre bateau?
Bir tane gemi geçiyor denizden.
Un bateau passe à la mer...
Bu çürüyen gemi iskeletinde sağlam bir yer elde etmek için uğraşan neredeyse 500 farklı tür var.
Près de 500 espèces luttent pour s'implanter sur la carcasse rouillée.
Ve onlar harika bir iş çıkarıyor, biz de gemi batmaya başladığında su içeri dolsun diye yarıkları ayarlıyoruz.
Il perce les panneaux pour que l'eau s'engouffre. On lève.
Yaşanan olaylar sebebiyle TSA gemi ve mürettebatın güvenliğini sağlamak için her uçuşa bir güvenlik subayının eşlik etmesi emrini verdi.
"En raison des derniers événements, la TSA a ordonné..." "... de renforcer la sécurité des cargos et leur équipages... " "... en joignant à chaque vol un agent de sécurité. "
Gemi bir kez boşaltıldı mı, Rhea'da olacağız!
Une fois le navire déchargé, nous serons sur Rhéa!
Bir yönden şato, bir yönden kale, bir yönden dağ ve bir yönden gemi olacak.
Ça fera château, fort, montagne et navire.
Bu korkunç ve gelişmiş silah sistemlerine sahip olan gemi bir daha ne görüldü ne de ondan haber alınabildi.
Ce vaisseau puissamment armé a disparu corps et biens.
O gemi, güzel bir bayan gibi.
C'est un joli petit lot.
Ne yapıyorsunuz? Bu gemi acil tıbbi sevkiyat için ayrılmıştır, dandik bir VIP'yi taşımak için değil.
Ce vaisseau est en attente en cas de transport médical d'urgence, pas pour faire la navette VIP.
Gemi boyunca aşağı yukarı bir düzine kadar.
- Une douzaine. Tout le long du vaisseau.
Bu gemi bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadı bu yüzden de onu şık bir şekilde uğurlayacağız.
Ce vaisseau n'a jamais failli. On va lui donner la fin qu'il mérite.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]