English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bu sabah

Bu sabah Çeviri Fransızca

19,694 parallel translation
Bu sabah sana vermiştim.
Je te l'ai assigné ce matin.
Ve en kötüsü, bu sabah, bütün mısır gevreklerimi yedi.
Et la pire partie... ce matin, il a mangé toutes mes céréales.
Bu sabah yatırımcıları kapattılar.
La décision a été prise ce matin.
Kamyonlar bu sabah çıktı. Çoktan mağazalara ulaştı.
Les camions ont livré les magasins.
Bakanlığın emriyle bu sabah alıp götürdüler.
Ils sont partis ce matin. Sur ordre du ministère.
Sanırım bu sabah yaptıklarının bedelini ödüyor.
Il en paie le prix ce matin.
Bu sabah önceden sipariş ettiler.
Ils l'ont réservée.
- Palma'daydı. Bu sabah özel jetiyle ayrıldı.
Il est parti ce matin par jet privé.
Kamyonlar bu sabah geldi.
Les camions sont arrivés ce matin.
Çünkü bu sabah evden ayrıldığımda yolun bitiminde bir araba vardı.
Il y avait une voiture au bout de ma rue, ce matin.
Bu sabah tüm cevaplara sahiptin.
Ce matin, vous aviez toutes les réponses.
Olmaz bu sabah yapacak çok işim var.
Non, j'ai trop à faire ce matin.
Çok tuhaf, kardeşim bu sabah kahvaltıya geldi tek lokma yiyemedi.
C'est assez drôle, mon frère est venu au petit-déjeuner ce matin, mais il n'a rien pu manger.
Theresa'nın durumunu bildirmek için ona bu sabah mesaj bıraktım ama beni aramadı bile.
Je voulais la mettre au courant mais elle me rappelle pas.
Bu sabah.
Ce matin.
Bu sabah Cliff'e verdiğin özet elimde de... Sanık dilekçesine davacı itirazı.
J'ai lu votre mémo sur l'opposition du plaignant.
- Nedir? Bu sabah şehre arabayla geldim.
Je devais venir en ville ce matin.
Bu sabah da bir kriz geçirdi ama tam o sırada karımın elindeki ilaç şişesini devirdi ve her tarafa döktü.
Il a fait une crise ce matin, et il a fait tomber le flacon que tenait ma femme. Paf, une énorme flaque.
Sayın Yargıç, New Mexico Bankacılık Kurulu üyeleri bu sabah huzurunuza çıktığım için onur ve minnet duyuyorum.
M. le commissaire, mesdames et messieurs du conseil, je suis honoré et reconnaissant d'être ici.
- Hanımefendi bu sabah neredeler?
Où est madame, ce matin? Elle est partie à l'hôpital.
Sana söylemeyi unuttum, bu sabah 7 : 30'da evine bir çekici gelecek.
Wozniak n'en a rien à faire.
Bu sabah And Dağları'nın üstünden geçiyorduk bense Instagram'ına bakıyordum.
On a survolé les Andes ce matin, et tout ce que j'ai fait c'était de la regarder sur Instagram.
Bu sabah tekrar bir inceleme yaptığımızda New Hampshire ile ilgili iyi hissettik.
Oui, mais on est confiants dans le New Hampshire.
Geçen hafta bir kampanya organizasyonunda... Bu sabah odasına girdiğinde...
Ce matin, dans sa chambre...
Ancak First Lady'nin bugün burada olacağını söylemiştiniz. Bu sabah tekrar bir inceleme yaptığımızda New Hampshire ile ilgili iyi hissettik.
Oui, mais on est confiants dans le New Hampshire.
Çok tuhaf, bu sabah kullandığımdan eminim.
C'est bizarre, je suis sûr de l'avoir utilisé ce matin.
Bu sabah yaptırdım.
JOYEUSES FÊTES! Je l'ai fait faire ce matin.
First National'dan Hank Rouse... bu sabah tebrik mesajı yollamış mailime... Mayhew anlaşması ile ilgili.
Hank Rouse de la banque First National m'a félicité ce matin par message vocal pour le contrat Mayhew.
Andrea, bu sabah, bedenim benden habersiz Coney Adasına gitti.
Ce matin, mon corps est allé à Coney Island, sans moi.
Bu sabah mı görüştün?
Ce matin alors?
Evet arkadaşlar, bu sabah hızlı olmamız gerekiyor yetişmem gereken bir toplantı var.
- OK, tout le monde, on fait ça vite ; Ils attendent combien de manifestants à la réunion du FMI? j'ai une réunion!
Bu sabah evinden çıkarken gördüm de.
Parce que je l'ai vu sortir de chez toi ce matin.
Bu sabah bir anda ortadan kayboldun.
Tu t'es volatilisé ce matin.
Bu sabah bir anda ortadan kayboldun.
Tu es parti tôt, ce matin.
O resim bu sabah Cutler öldürüldükten sonra yapılmış.
Cet art de rue a été apposé ce matin. Après le meurtre de Cutler.
Kurucumuz verilere baktı, bu sabah bir mesaj gönderdi.
Le Fondateur a regardé les données. Il a envoyé un message ce matin.
Bu sabah posta kutusuna bırakılmış.
Je l'ai trouvé dans la boîte aux lettres.
Bu sabah A'dan J. oşinografi yarıçapı vardır ayak kaybetmeyin.
Ce matin, vous êtes au rayon océanographie, de A à J. Ne perdez pas pied.
Bay O'Brien bu sabah bekleniyordu?
M. O'Brien était attendu, ce matin?
Çeviri : fuckirama İyi seyirler! Pekâlâ, millet. Sabah sabah bu kadar lak lak yeter.
Cessez tous vos petites conversations.
Bu beyefendi sabah uğradı, onu aramanı istiyor.
Et ce monsieur est passé te voir. Il veut que tu le rappelles.
Bu sabah uyandığımda yatağımın ayak ucundaydı.
Au pied de mon lit.
Bu yüzden Vltava kenarındaki dostlarına yarın sabah seni götürmeleri gerektiğini söyle.
Dites à vos amis de la Vltava que vous devez repartir demain matin.
Bu akşam, en geç yarın sabah gitmem gerek.
Je dois partir ce soir ou demain matin au plus tard.
Kusuruma bakma, Titus bu eskiden kalma sabah 9 akşam 5 için havaya girmek için bu ezgilere ihtiyacım var.
Désolée, c'est comme ça. J'ai besoin de musique avant d'aller bosser.
Sabah sekiz oldu, bu yüzden buraya uyumaya geldim.
J'ai un rendez-vous à 8 h, donc je vais dormir là.
Bu sabah olanlar senin ilk ve son uyarındı Bay Bunker.
L'incident de ce matin sera votre seul et unique avertissement.
Ama sabah akşam bu meredi elimden bırakmayınca bazen, kendi kafamın içinde çıkmak zorunda kalıyorum.
Mais quand on passe ses journées dans cette merde jusqu'au cou, quelquefois on a besoin de s'évader.
- Bak, bu sokak yarın sabah temizlenecek.
Attends, ces rues seront nettoyées demain matin.
Ertesi sabah araştırma yapıp bu bölgede üç kurban daha bulana kadar yerel yetkililer de böyle düşünmüş.
C'était ce que les autorités locales pensaient aussi, jusqu'à leur recherche du matin suivant et ils ont découvert cette zone là-bas, où ils ont trouvé trois autres victimes.
Bu ancak ertesi sabah oldu.
Ce n'est pas arrivé avant le matin suivant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]