Bu sabah mı Çeviri Fransızca
4,796 parallel translation
Bu sabah ateşini ölçerim ve eğer uygunsa, kendi yatak odanda sana kap işlemi yaparım...
Je prendrai ta température ce matin, et si tout est bon, je peux rester dans ta chambre, pendant que tu te reposes ici
Bakalım bu sabah bensiz nasıl idare etmiş.
On va voir comment il s'en est sorti sans moi ce matin.
Bu sabah aramıştım, Doktor Mogens Winther'la konuşacaktım.
J'ai déjà appelé pour parler au Dr Mogens Winther.
Bu yüzden, yarın sabah Sutter'la, özel bir görüşme ayarladım.
C'est pourquoi je me suis arrangé pour parler à Sutter à la première heure demain matin, en privé.
Bütün bunlar için bir arama emrin olduğundan eminim. Bu sabah kendim yazdım.
Je suis sûre que vous avez un mandat pour tout ça.
Dinle, bu sabah seni ektiğim için özür dilemek istiyorum.
Je voudrais m'excuser de m'être désisté ce matin.
Ortaklarıyla bu sabah görüştünüz sanırım.
Oui, Jay Lappert et Bruce Kaneshiro
bu sabah onay aldım.
Ils m'ont innocentée ce matin.
Ama bu sabah gördüklerimden sonra o kıymık sonsuza kadar dursa olur sana bir daha bulaşmamam gerektiğini hatırlatması için.
Mais après ce que j'ai vu ce matin, je vais continuer avec cette écharde pour toujours, comme rappel de ne jamais plus m'impliquer avec toi.
Sabah, bu akşamı kendimize ayıracağız demiştik, hatırladın mı?
Nous avons décidé de passer la soirée tous les deux, tu te souviens?
Bu sabah için özür dilemek istedim.
Je voulais m'excuser pour ce matin.
Bu sabah halletmem gereken işlerim vardı.
J'ai dû m'occuper de certaines choses ce matin.
Bu sabah, zamanımın büyük bir kısmını alan şey yani.
Et rassembler ceci a pris tout mon temps ce matin.
Bu sabah eve adımımı attığımda... Yorgundum.
Lorsque je suis rentrée à la maison ce matin j'étais fatiguée.
# Yağmurun sabahı bu # Biraz ağırdan alalım, olur mu?
Allons juste doucement, ok?
Bu sabah diş ipi kullandım, ve dişetlerim sadece çok kanadı, korkutacak kadar çok değil.
Ce matin, j'ai utilisé un fil dentaire, et mes gencives ont beaucoup saigné, au contraire d'un flux alarmant.
Sen kardeşlerinle dışarıdaydın, ve o da çok üzgün görünüyordu. İşte sonra şeyi söyledi, sonra bu sabah tekrar geldi bak önemli kısım burası, özür diledi.
Tu étais partie avec tes frères, et elle était contrariée, et elle a dit ça, mais ce matin, et voici ce qu'il faut retenir, elle s'est excusée.
Bu sabah senin söylediğine göre ben bu işi yapmıyorum. Bu daha önce yaptığım şeydi.
Et selon tes propres paroles ce matin, c'est une chose que je ne fais plus.
Bu sabah aynaya bakayım dedim.
J'ai encore regardé dans le miroir ce matin.
Üniversiteden bu sabah haber aldım.
J'ai eu des nouvelles de UPenn ce matin.
Emily, bu sabah buraya gelmen için biri sana baskı mı yaptı?
Emily, quelqu'un a-t-il fait pression sur toi pour venir et me parler ce matin?
Üniversiteden bu sabah haber aldım kabul etmediler.
J'ai eu des nouvelles de "U Penn"... Et je n'ai pas été acceptée.
Bu sabah orada mıydınız, Bay Diaz?
Vous étiez là ce matin, Mr Diaz?
Bu sabah da hep yaptığımız şeyi yaptım, bir araba çaldım.
Ce matin, je-je-je fais ce que nous faisons tous... J'ai volé une voiture.
Bu sabah geldi kulübe. Karım da kalır ateşli destekçisi. Onun tüm talihsiz için, o içgüdüleri yok
elle est arrivée ce matin au club mon épouse demeure votre ardente supportrice en dépit de ses malheureux instincts il lui arrive parfois de tomber juste mettre fin la terreur causée par Kennedy et essayez de protéger notre famille
Bu sabah seni gördüğümde ben farklıydım...
Je m'en suis rendu compte quand je t'ai vue ce matin.
Kağıtlarımı bu sabah doldurdum.
J'ai rempli les documents ce matin.
Ama bu sabah uyandım ve neden bu kadar üzüldüğümü sorguladım.
Mais je me suis réveillé ce matin et j'ai réalisé, pourquoi suis je si contrarié?
Bu sabah, şehrin bazı en iyi ergenleriyle saatlerce dövüştükten sonra "goju ryu" dövüş sanatlarında siyah kuşağı kazandım.
Ce matin, après des heures de combat avec les meilleurs ados de la ville, J'ai obtenu ma ceinture noire, en goju ryu.
Bu sabah ne kadar kötü durumdaydım, hiç bilemezsiniz.
tu en croiras jamais combien j'étais foutu ce matin.
Bu sabah, bana gülümsedi ve bornozu biraz açıldı.
Ce matin, elle m'a souri et la robe de chambre était un peu ouverte.
Bu sabah bir arkadaşımızı havaalanına bıraktık.
On a déposé un ami à l'aéroport ce matin.
Neyse, bu sabah aynaya baktım ve fark ettim ki benim bir işim yok bir kız arkadaşım veya bankada param yok.
Ce matin je me suis regardé dans le miroir et j'ai réalisé que je n'avais pas de boulot, pas de copine et pas d'argent à la banque.
Beni tanımıyorsun ama bu sabah arabanı çarptığında ben oradaydım.
Vous ne me connaissez pas, mais j'étais là quand vous avez eu un accident de voiture ce matin.
Bu sabah arabanı çarptığında oradaydım.
J'étais là lorsque vous avez eu votre accident.
Bu sabah sana biraz sert çıkıştım.
J'ai été un peu dur ce matin.
- Oğlum bu sabah katile Köprü Canisi dediklerini söyledi.
Mon fils m'a dit ce matin, ils l'appellent le Boucher du Pont.
Anne bu sabah üstünde gecelikle oturma odasındaki sandalyeye oturdu ve Sharon Stone'dan beterdi.
Ann est descendue ce matin, ne portant que son t-shirt pyjama, elle s'est assise sur la chaise du salon, et m'a "Sharon Stoné".
Bu sabah bana bir email gönderdi.
Il m'a envoyé un e-mail ce matin.
Kuşkonmazlı olağanüstü bir salatam vardı bu sabah bahçeden topladığım sebzelerle yapmıştım.
J'avais la meilleure salade d'asperges que j'ai ramassées ce matin dans le jardin.
Bekle biraz, Dedektif Vogel daha bu sabah sisteme ulaşamadığını söylemişti bana.
Attendez une minute, l'inspecteur Vogel m'a dit ce matin qu'il ne pouvait pas accéder à son ordinateur.
Bu sabah pratik olsun diye pastamı İsa'nın bedeniymiş gibi hayal ettim.
J'ai fait comme si ma gaufre était le corps du Christ ce matin, pour m'entraîner.
Farkettiniz mi bilmem ama bu sabah diş tellerimi çıkarttım.
Je ne sais pas si vous avez remarqué, mais on m'a retiré mon appareil dentaire ce matin.
Bu sabah ona rastladım ama hiçbir şeyden haberi yoktu.
Je l'ai croisée ce matin, mais elle ne savait rien.
Bu sabah haber aldım.
C'est une chose réglée.
Hayır. Bu sabah hastaneye uğradım.
Je suis allée à l'hôpital ce matin.
Bu sabah çıktım ve sana bunu aldım.
Donc je suis sortie ce matin et je t'ai acheté ceci.
Her neyse, bu teneke kutu bozuk süt ve tavukla dolu İkisinide bu sabah Apu'dan aldım.
Peu importe, le bidon est rempli de lait tourné et de poulet périmé, qu'Apu m'a vendu ce matin.
Yarın öğlene kadar evden çıkmam gerekiyordu ama nakliyeciler sabah gelmeyecek bu yüzden tüm gece uyumayıp eşyalarımı yeni evime taşımalıyım.
Je dois quitter mon appartement pour demain 9 h, mais les déménageurs ont annulés? donc maintenant je vais devoir rester debout toute la nuit pour déplacer mes affaires.
Bu sabah Sterling Gleason ve Pryce adına gönderilmiş bir zarf aldım.
J'ai reçu un courrier adressé à Sterling, Gleason et Pryce.
Bu sabah bir şişe almıştım.
J'ai pris une bouteille ce matin.
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sabah geldi 27
sabah mı 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
bu sabah nasılsın 16
bu sabah geldi 27
sabah mı 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41