Chris Çeviri Fransızca
9,618 parallel translation
Ah, evet, bilemiyorum, dostum. Chris orada olacak mı?
Chris vient aussi?
Genelde hep Chris'le giderdim. Eski nişanlım.
D'habitude, j'y vais avec Chris, mon ex.
Hadi gidelim, Chris.
On y va, Chris.
Chris'in nerede olduğunu biliyor musunuz?
Vous savez où est Chris?
Chris, senin bu saçmalıklarından sıkıldım.
Chris, j'en ai marre de tes conneries.
Ne haber, Chris?
Alors, Chris?
Bu Chris.
Voici Chris.
Bu arada, Chris Deluca'nın balo partisinde erkek arkadaşının aletini yaladım.
Eh, au fait j'ai sucé ton mec au bal de promo de Chris Deluca.
Bu para bahisle alakalı mı, Chris?
Combien ça fait au total avec les intérêts, Chris?
Chris Alexander'ın karısı bütün gece kocasıyla birlikte olduğunu söyledi.
La femme de Chris Alexander a dit qu'il était avec elle toute la nuit.
Chris, hadi ama.
Enfin, Chris.
Fred, ben Chris Darden.
Fred, c'est Chris Darden.
Chris?
Chris?
Chris Darden da savcılıktan istifa etti.
Chris Darden démissionna également du bureau du procureur.
Biraz önce Chris'in burnuna "bup" mu yaptın sen?
Tu viens de "Booper" M. Chris sur le nez?
Bak. Chris şu dünyada pek de sevdiğim bir tip değil ama yine de erkek sonuçta.
Écoute, M. Chris n'est pas ma personne préférée au monde, mais c'est quand même un homme.
- Bay Chris değil mi?
- M. Chris, c'est ça?
Chris ışıkları söndürmek için uzanıyor ve o da ne?
Chris se penche pour éteindre la lumière et qu'est-ce qu'il voit?
Chris ile bir gece geçirecek olsam bunu giyerdim.
- Vraiment? - C'est ce que j'aurais porté si j'avais passé la nuit avec M. Chris.
- Bize yalan mı atıyordunuz? - Bir dakika anne. Bay Chris'le ne yapıyorsunuz burada?
- Attends, maman, qu'est-ce que tu fais ici avec M. Chris?
Chris Carter az önce 60 yardlık pası tuttu.
Chris Carter vient d'attraper une passe de 60.
Ve Black Angus'ta Ruth's Criss'in daha ucuz bir çakması.
Black Angus est juste une vulgaire contrefaçon de Ruth's Chris!
Ben Marcia, bu da Chris.
Je suis Marcia. Voici Chris.
Durnsville'de sadece Marcia ve Chris'iz beceriksizlikleriyle ünlü Kaliforniyalı avukatlar değil.
A Durnsville, on est juste "Marcia" et "Chris" et non des "procureurs californiens d'une incompétence notoire".
Chris'in bir cinayet şüphelisi olduğunu mu söylüyorsunuz?
Chris est suspecté de meurtre?
Bir hata olmalı. Chris nazik bir adamdı.
C'est une erreur.
Marissa Ledbetter adında bir kadını tanıyor muydu?
Chris est un homme bon. Connaissait-il une Marissa Ledbetter?
Doldurduğunuz rapora göre Chris'i en son gördüğünüzde eski üniversite arkadaşlarıyla birkaç günü şehir dışında geçireceğini söylemiş. Ama arkadaşları eşinizle plan yapmadıklarını söyledi.
D'après votre déclaration, la dernière fois que vous l'avez vu, il vous a dit qu'il allait passer quelques jours avec des potes de fac, mais ses amis disent qu'ils n'avaient rien prévu.
Chris'in neden yalan söylediğini bilmiyorum beni asla aldatmazdı. Eğer merak ettiğiniz buysa.
Je ne sais pas pourquoi il a menti, mais il ne me trompe pas, si c'est ce que vous suggérez.
Chris iyi bir adam.
Chris est un homme bien.
- Chris Jacoby'i bulduğunu söyledin.
Et Chris Jacoby?
Bu Chris Jacoby mi?
C'est Jacoby?
Chris Jacoby'nin kaybolduğu gün tam olarak ne yaptığını bilmiyoruz.
Nous ne savons pas ce que Jacoby prévoyait le jour de sa disparition.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama Chris Jacoby yakın zamanda beyin hasarına uğramış.
Je ne sais pas comment c'est arrivé, mais le cerveau de Jacoby a beaucoup souffert récemment.
Yani biri Chris Jacoby'e vücudunda bulunan ilacı içmesi için para ödedi.
Donc on aurait payé Jacoby pour prendre le médicament retrouvé dans son sang.
Eğer bu doğru ise, deneyi her kim yaptıysa çaresizce Chris Jacoby'i arıyordu.
Si c'est exact, il doit rechercher Jacoby désespérément.
Evde gizlenmiş şişeler içinde kimyasal buldular. Chris Jacoby'nin vücudunda bulduklarımızla aynı kimyasallar.
Elle a trouvé plusieurs fioles de produits chimiques cachées qui correspondent à ce qui a été retrouvé dans le corps de Chris Jacoby.
- Bay Chris şu gezegendeki en uyuz öğretmen.
Monsieur Chris est le prof le plus ennuyeux - de la terre.
Hayatım, Bay Chris ile çıkıyoruz diye mi sinirlendin?
Chéri, es-tu contrarié parce que Monsieur Chris et moi sortons ensemble?
- Chris, harikulade!
C'est splendide!
Tablonda Bay Chris'i ateşe atmışsın hayatım.
Dans ta peinture tu as mis le feu à M. Chris, chéri.
Marcus, Bay Chris'e aşık olduğumu biliyorsun.
Tu sais que j'aime énormément M. Chris.
Hazır bu konuya gelmişken Bay Chris'in senin için doğru kişi olmadığına karar verdim.
À ce propos... J'en ai conclu que M. Chris n'était pas fait pour toi et que les choses devraient revenir comme elles étaient avant.
Marcus, bu konuyu tartışmayacağım. Bay Chris'le görüşmeye devam edeceğim.
Je ne vais pas me discuter de ça et je ne vais pas arrêter de voir M. Chris.
Ben de Bay Chris'i hoş göremem.
Je ne vais pas tolérer M. Chris.
Chris.
Chris.
Asla dinlemiyorsun, Chris.
T'écoutes rien, Chris.
Chris hayatta olmaz. Yeter.
Assez.
- Açıkçası ben de öyle. Chris, yalan söylediğim için özür dilerim.
Chris, je suis vraiment désolée d'avoir menti.
Chris Jacoby cinayetini mi?
Le meurtre de Jacoby?
- Bu Chris Jacoby'nin bilgisayarı.
Le portable de Jacoby.