Diyordum Çeviri Fransızca
2,906 parallel translation
Hatta şansım yaver giderse, bir şeye benzetirim diyordum.
Et, euh, tu sais.... Avec un peu de chance, peut être que ça deviendra quelque chose.
Bunca yıldır bana söylüyordun ve ben "Hayır, benim kemiklerim iri." ya da "Hayır, onlar kas." diyordum ama inkar ediyormuşum.
quand je disais j'étais dans le déni.
Kesin öyledir diye diyordum.
J'étais sûr du contraire.
Sana Bayan Sharp diyordum.
Je vous appelais Mlle Sharp.
Artık bir aile olduk diyordum.
Que nous étions une famille maintenant.
Ben de menüye bakıp "Bu kadar pahalı bir havyarı kim alabilir ki" diyordum.
"Qui peut se permettre d'acheter du caviar?" Et maintenant je sais.
Bugün öğlen yemeği yiyelim diyordum, var mısın?
Alors je pensais que peut-être on pourrait déjeuner ensemble aujourd'hui?
Karşı kampüslerde kalmamıza böyle diyordum.
C'est comme ça que je l'appelais quand on vivait chacun à l'opposé du campus
Ben de diyordum ki- - Yani, merak ediyordum ki beraber bara veya yemeğe gidebilir miyiz?
Je veux dire, je me demandais... peut être as-tu envie d'aller prendre une bière ou de dîner ou autre chose?
Hayır, diyordum ki...
Non, j'ai dit... je disais....
Sadece biraz konuşsak diyordum.
J'ai simplement envie de discuter avec toi.
Hatta, beni yenebileceğini düşünüyorsan Monopoly'nin farklı bir türünü falan oynarız diyordum.
En fait, je pensais qu'on pourrait faire un monopoly, si tu penses que tu peux me battre.
İnsanlara eğer sarhoş olup, birine çarpsaydı daha farklı olurdu diyordum.
Je dis aux gens que c'est pas comme s'il avait écrasé quelqu'un en conduisant ivre.
Yine de Dr. Parish'in yanına girdiğim zaman kendime "nasıl olsa hiçbir hastaya zarar verecek bir hata yapamam" diyordum.
Cependant, je pensais qu'en travaillant avec le Dr Parish, il n'y aurait aucune chance de faire une erreur qui aurait affecté un patient.
Gelmeyeceksin diyordum.
Je ne pensais pas que tu viendrais.
O yüzden gelmezsin diyordum ya.
C'est pourquoi je ne pensais pas que tu viendrais.
İlk başta "Bu işe ihtiyacım var" falan diyordum ama Jeremy haklı.
Au début je me disais "Je ne peux pas me permettre de perdre ce job maintenant" mais Jeremy a complètement raison, tu sais?
Bunu yapmanın en iyi yolu alman gereken yardımı alman olabilir diyordum.
Et je me disais que la meilleure manière de le faire, ce serait que tu rentres et que tu te fasses aider.
Diyordum ki, yanımda biraz getirdim.
De toute façon, j'en ai ramené avec moi.
Sen bana yardımcı olursun diyordum aslında.
En fait... J'espérais que tu pourrais m'aider à m'en sortir.
Beş altı yıl sonra olur diyordum. İnsanlığının çöküşünden sonra, robotlar dünyayı ele geçirir. Hayvanat bahçeleri kontrolden çıkar ve hayvanlar insanları avlamaya başlar.
Je voyais plutôt ça dans 5 ou 6 ans, après la chute de la société, quand les robots gouverneront la planète, et genre, les zoos sont tombés en morceaux, donc les animaux sont genre, en train de pourchasser brutalement les gens.
Senin babanın yemeğinde görürüm diyordum ama...
Tu sais, je pensais que je te verrais au banquet de ton père, mais...
Bunu diyordum sana, Ryan.
C'est de ça dont je te parlais, Ryan.
Kararları ben veriyorum diyordum.
Je croyais que c'était moi qui commandais des shots.
Swanson tavuklu tartımı yiyip üstüne klavye temizleyici çekerim, neler olur bakarım diyordum.
Je pensais peut-être me faire une quiche de régime au micro-ondes et passer l'aspirateur usb sur mon clavier, voir où ça m'emmène.
- Rakamlar fark yaratmaz diyordum.
Ce n'était pas... un jeu des chiffres?
Ne diyordum?
Enfin.
Ben de onu akşam yemeğine çağırsam mı acaba diyordum.
- Oh. - Et je pensais que peut-être Je l'inviterai pour dîner.
Ne zamandır sana yap diyordum.
Depuis le temps que je te le demande.
Tam hepsini harcarım diyordum.
J'ai cru que j'allais devoir les descendre.
Dostum bu şeyi her gördüğümde bunun üstünü yazılamalıyım diyordum.
Meuf, à chaque fois que j'ai vu ce truc j'ai dit, "Hey, je veux le tagguer!"
Hayır, ciddiyim. Diyordum ki "Bu gezi için, çok iyi bir şey yapmalıyım."
Je cherchais un truc spécial pour ce voyage.
Ne diyordum?
Que disais-je?
Ben de à ¶ yle diyordum Ray.
C'est ce que je leur ai dit, Ray.
Elimden geldiğince kuvvetli "çita" diyordum!
J'ai hurlé "Superman"!
Ben de sen anlatırsın diyordum.
J'espérais que tu pourrais me le dire.
Vampirler işini bitirmiştir diyordum.
J'étais sûre que les vampires t'avaient eu pour de bon.
Ben daha az önce hükümet hakkında ne diyordum?
Regarde, qu'est-ce que je disais au sujet du gouvernement?
21 yıldan sonra düşününce Gözcüler ilk onlardan kurtulmuştur diyordum.
On penserait qu'après 21 ans les observateurs auraient trouvé un moyen de se débarrasser d'eux.
- Diyordum ki... - Diyordun ki...
- Alors... je pensais...
Siz söylersiniz diyordum ben de.
J'espérais que vous alliez me le dire.
Elime geçiremem diyordum.
Quelqu'un que je pensais ne jamais avoir.
Diyordum ki, küçük Lizbo'dan sonra merdiven numaramızı yapalım.
Je pensais qu'après Little Frizbo, on pourrait faire la partie avec l'échelle.
Bitirmek için tüm gece çalışırım diyordum.
Je pense même y passer la nuit, alors...
Diyordum ki, tuvalet lekesiz.
Je disais juste, les toilettes... sont, heu, impeccable.
Kafama sıkacağım kurşundan güzel bir öğün olur diyordum artık.
Je me disais qu'une balle ferait un excellent dernier repas.
Cici polisimizin insanları bırakıp gittiğini düşününce seni de şimdiye kadar arkasında bırakmıştır diyordum.
Vu le rythme auquel le lieutenant Sympa abandonnait son monde, je pensais qu'il t'aurait largué depuis longtemps.
Harika, çünkü her gece yatağıma uzandığımda keşke şurada olsa da bir kutu balkabağı açsam kendime diyordum. Annene doğum gününde yenilebilir bir hediye göndermeni sağlayacak bir kupon buldum.
- Oh, et j'ai trouvé un coupon pour toi, pour envoyer à ta maman un panier garni pour son anniversaire.
Gerek yok diyordum.
On repart et...
- Eh, sadece diyordum ki, üç yıldır..
C'est juste que, en trois ans...
"Bunu yapan aşk için yapıyor" diyordum.
Je me souviens avoir pensé que... celui qui faisait ça, le faisait par amour.
diyordum ki 63
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorlar ki 68