Diyordun Çeviri Fransızca
1,497 parallel translation
Ne diyordun? İşte, bir tanesi. Seyircinin, senin düşündüğünü görmesini istersin.
- C'est un de mes trucs, le public doit vous voir réfléchir.
Bunu çözmeme yardım edersin diye... Buna ne diyordun?
Que tu m'aiderais à comprendre mes... comment tu appelles ça?
Ne diyordun?
Qu'est-ce que tu disais?
Özür dilerim Deb, ne diyordun?
Désolée, Deb, tu disais?
- Birkaç ay önce diyordun ya biraz daha katılımcı olmalıymışım.
Pourquoi? Tu voulais que je m'implique plus dans ta grossesse.
Sen de diyordun ya "Hamile olunmuş artık. Ben katılımımı yapmışım."
Tu disais qu'en me mettant enceinte, tu t'étais suffisamment impliqué.
Bir an buradasın ve bir sonrakinde... Ne... ne diyordun?
Une minute, ça va, et la suivante, c'est... qu'est-ce, heu... qu'est-ce que tu disais?
Pis zenci nonoş oğlum hakkında ne diyordun?
Alors... qu'est-ce que tu disais sur ma tapette de fils?
Diyordun ki?
Vous disiez?
- Ne diyordun ona?
- Comment tu l'appelles?
Karıya kabus gibi diyordun ama.
- Tu la trouvais chiante.
Ne diyordun?
Qu'est ce que tu disais?
Ne diyordun, baba?
T'as pas besoin de moi.
Ne diyordun?
Que veux-tu?
- Ne diyordun?
- Tu disais quoi?
Ne diyordun, o karakteri daha insani bir boyuta taşıyabilir... Bu önemli.
Ce que tu disais, qu'il peut donner plus d'humanité au personnage... c'est important.
Günlerdir temizlenmemiş. Kahve içer misin? Ne diyordun?
Tout est si sales... � a n'a pas � t � nettoy � depuis des jours...
- Şey, ne diyordun? - Şey, de diyeceğimi düşünüyorsun?
- Qu'est-ce que tu as dit?
Anneme de aynısını diyordun.
C'est ce que tu disais toujours à maman.
Lois, ne diyordun?
Loïs, tu disais?
Koca göğüslü iri kadınlardan hoşlanmam diyordun!
T'aimes les grands machins avec des nichons?
Tam "Kahverengi bilader" diyordun.
Tu nous parlais de ce... jeune homme de couleur
Ne diyordun?
Que disais-tu?
Sen ne diyordun? Bir işimiz var Aklımı toparlıyamıyorum.
On me propose un gros coup mais j'arrive pas à me décider.
Afedersin, ne diyordun Tom?
Excusez-moi. Vous disiez?
Ona ne diyordun?
De quoi vous parliez?
Annenle ilgili ne diyordun?
Hey, Tu disais quoi à propos de ta mère?
Oysa seni La Manna probleminden kurtarırken tamam ben yaparım diyordun aniden unuttun mu?
Ça t'arrangeait bien quand nous t'avons tiré des griffes de Feech La Manna, pourtant? Je vois. Et soudain... tu as la mémoire qui flanche?
Ne diyordun sen, Willis?
De quoi tu parles, Willis?
Beni rahat bırak " diyordun.
"Ça va, laissez-moi tranquille."
Dur, Fez, bana kendi yerin olduğunu söylememiş miydin? Ona Feznazyum diyordun.
Mais, Fez, tu m'as dit que tu habitais seul.
- Üzgünüm, ne diyordun?
- Pardon. Tu disais quelque chose?
Az önce ne diyordun?
Qu'est-ce que tu disais?
Ama arkadaşın Larry Greene, ne diyordun ona?
Mais ton ami, Larry Greene...
Ona Hyde'ın Şaplakmatiği diyordun.
Hum hum. Tu l'as appelée "la Fessaumatique d'Hyde."
Bana Wilson diyordun.
Vous m'appeliez Wilson.
Hep Paris'i görmek istiyorum diyordun!
Tu as toujours voulu voir Paris.
Ne diyordun sen?
Qu'est-ce qu'on dit?
Dur bir dakika, Lucy yalnız kalmasın filan diyordun hani?
Et toutes ces histoires... Lucy qui va être toute seule?
Dur, sen ne diyordun?
Qu'est-ce que tu viens de dire?
Sen'Çek, çek, çek diyordun, ben de'Çek, çek kürekleri'diyordum.
"Tu as dit que tu voulais ramer, ramer." J'ai dit : "Ramer, ramer, ramer."
Bulunmaz diyordun, ben de belki Bong bulur diye ona sordum.
Tu disais que c'était dur à trouver, j'ai donc demande à Bong
sen bana kahramanım diyordun, çünkü ben korkmadan onları alıp dışarı atıyordum.
Le chalet était plein d'araignées, et tu m'appelais ton héros, parce que... j'avais pas peur. Je les attrapais et les jetais dehors.
Sürekli Pickwick diyordun.
Vous répétiez que c'était Pickwick.
Neyse, diyordun ki...?
Vous disiez donc?
öldüğüm için mi böyle diyordun?
- Et quoi? Quoi, vous le disiez juste parce que vous pensiez que j'allais mourir?
Oo Memiş Efe, Arifoğlu bir daha karşıma çıkamaz diyordun ama bak delikanlı gibi en kralından almış sahadaki yerini.
Tu disais pas vouloir revoir Arifoglu mais il est dans la meilleure position dans le champ, comme un roi.
- Süt sürahisi diyordun.
Alors, le pot de lait, on en a une trace?
Ne diyordun?
Tu disais?
Ne diyordun?
Vous disiez?
Şöyle mi diyordun?
Ou sinon...
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyoruz 105
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyoruz 105