Diyorlar Çeviri Fransızca
6,399 parallel translation
Askerler Böcekli Vekil'in peygamber devesi ile oyun oynamasına ne diyorlar?
Que disent les hommes sur les jeux de la mante religieuse du Ministre Grillon?
Kendilerine Qui Reverti diyorlar.
Ils se font appeler Qui Reverti.
Evet. Ne diyorlar?
Que disent-elles?
Diyorlar ki Pamuk Prenses'e benziyormuşsun.
Elle disent... Que tu ressembles à Blanche Neige.
İnsanlar bomba hakkında ne diyorlar biliyor musun?
Tu sais ce que les gens disent sur l'attentat?
Manchester'ın başına gelen en iyi şey olabilir diyorlar.
Que ça pourrait être la meilleure chose qui soit jamais arrivée à Manchester.
Psikolojide bu tekniğe negatif pekiştirme diyorlar.
En psychologie, cette technique est appelée renforcement négatif.
Bu yüzden buna şeytanın üçlüsü diyorlar...
Ce qu'ils appellent un plan à trois diabolique...
Kalenin önünde fotoğraf çekilebiliyorlar turlara katılıyorlar, gülüyorlar "Donny, gel yanıma otur" diyorlar. Uzun tişörtler giyip Thompson ailesi tarzı anılar inşa ediyoruz diyorlar.
Ils prennent des photos devant ce château, et sont d'accord sur les manèges, et rigolent et disent, "Donny, viens t'asseoir près de moi", tous portent des T-shirts assortis qui disent, faisons-nous des souvenirs style famille Thompson ".
Ona babamız diyorlar ve biz de onun çocuklarıyız.
Ça dit qu'il est notre père et nous ses enfants.
Öyle diyorlar.
Ils le pensent.
Günah içinde doğdun, tüm hayatın bir günahtan ibaret diyorlar.
Ils vous disent que vous êtes né dans le péché, que toute votre vie est un péché.
- Öyle diyorlar.
C'est ce qu'ils m'ont dit.
Gelip şöyle diyorlar ya...
Quand ils arrivent et qu'ils font...
Bu Gloria Carlyle için tam bir cadıydı diyorlar.
Ils disent que cette Gloria Carlyle était une véritable sorcière.
Adli tıp ile modanın hiç alakası yok diyorlar bir de?
Qui dit que la mode n'avait pas sa place dans la médecine légale?
Ve sahadaki adamlarımızdan bir mesaj aldım diyorlar ki...
Et j'ai reçu un message de notre équipe sur le terrain disant... - Tais-toi.
Bunlara uğur böceği diyorlar.
On les appelle "coccinelles".
Buna ne diyorlar biliyor musun?
Tu sais comment on appelle ça?
Bizim, "dünyalar arasında gezen mübarek insan" dediklerimize, onlar "çılgın" diyorlar.
Il pense que les gens fous sont ce que nous appellerions saint... Des marcheurs d'entre les mondes.
Buna bu sefer "Böcekli Vekil" diyorlar.
On le surnomme Ministre Grillon.
Sana "Böcekli Vekil" diyorlar.
Ils t'appellent le Ministre Grillon.
Şimdilerde ne diyorlar?
Comment ça s'appelle?
Özgürlük istiyoruz diyorlar.
Ils disent qu'ils veulent être libres.
- Yerliler buraya Tarkin şehri diyorlar.
- Les locaux l'appellent Tarkintown.
- Bunu duymadım kabul ediyorum. - Buna espri anlayışı diyorlar.
Mec, tu ne viens pas de dire ça.
Doktorlar hastalığıma cinsel korku hastalığı diyorlar.
Les médecins l'appellent la génophobie.
Kuş uçuşuyla üç günlük mesafede diyorlar.
Trois jours à vol d'oiseau je dirais.
Boş ver onu onu filmde oynatma! " diyorlar.
"Max? Oublie-le. Ne le prends pas dans ton film!"
"Tamam, kim kimden nefret ediyor?" diyorlar.
"ok, donc qui déteste qui?"
"Gerçekten Mona'yı öldürmeler değil mi?" Diyorlar.
"Ils ne peuvent pas vraiment tuer Mona, si?"
"Buna göre göre sen gerçekten bir penguensin." diyorlar.
"Tu sais, d'après ceci, tu es, Tu es en réalité un pingouin."
Bunaklık yaşıyor diyorlar.
C'est comme si il souffrait de démence.
"Yalvarırım yapma, canım çok yanıyor" diyorlar.
Arrêtez, ça fait mal. "
Onlara Öksüzler diyorlar.
On les appelle les Orphelins...
O yüzden sana öksüz diyorlar.
C'est pourquoi on vous appelle des Orphelins.
Ona Çöl Kurdu diyorlar.
Elle est appelé le Loup du Désert.
Bana La Loba diyorlar.
Ils m'appellent la loba.
Hatta, bilmiyorum ne kadar doğru ama, şimdiki kütüphaneci kütüphanesini kaybetmiş diyorlar.
En faite, si la rumeur est fiable, le bibliothécaire actuel aurait perdu la bibliothèque elle-même.
Eskiler buna bir taşla iki kuş vurmak diyorlar.
Ca s'appelle faire d'une pierre deux coups.
- Bu yüzden adına kumar diyorlar.
C'est pourquoi on les appelait parieurs.
Onlar kendilerine medyum veya kahin diyorlar ama gerçek şu ki, onlar kaybettiklerini geri kazanmak isteyen insanların acılarından beslenen akbabalardır.
Ils se nomment eux-mêmes "médiums" ou "clairvoyants," Mais en vérité, ce sont des vautours qui s'attaquent à la peine de ceux qui souffrent, et désirent être réunis avec ceux qu'ils ont perdus.
Bana Orta Doğu'daki umut ışığı diyorlar.
Ils parlent de moi comme "d'un phare d'espoir au Moyen-Orient."
Şehrin en iyisi diyorlar.
C'est supposé être le meilleur de la cité.
Japonya'da kimono giymeye "kitsuke" diyorlar.
tu sais, au Japon, le port du kimono est appelé kitsuke.
Ama artık kendilerine "El maut li Amrika" diyorlar.
Mais maintenant ils se font appeler "Al mawt Li Amreeka", ce qui signifie
Emlakçılar bu mahalleye artık "SoBo" diyorlar.
Les agents immobiliers ont rebaptisé ce quartier "Sobo".
- Sana ne diyorlar?
Comment ils vous appellent?
Tiny de diyorlar.
On l'appelait Tiny.
Öyle mi diyorlar?
Ils le pensent?
Aptal şansı diye buna diyorlar herhalde.
C'est une chance de cocu, non?
diyorlar ki 68
diyorlardı 52
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun ki 51
diyor ki 279
diyorlardı 52
diyorsun 241
diyorum 468
diyor 1008
diyorsunuz 82
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorsun ki 51
diyor ki 279