English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Elbette istiyorum

Elbette istiyorum Çeviri Fransızca

313 parallel translation
- Elbette istiyorum. Can atarım.
- Bien sûr que si.
- Elbette istiyorum. - İçki ile sigaraları aldın mı?
Tu as l'alcool et les cigarettes?
- Elbette istiyorum.
Bien sûr que si! Alors, allons-y.
Elbette istiyorum.
Bien sûr que si.
Elbette istiyorum.
Bien sûr.
Elbette istiyorum.
Bien sûr!
Elbette istiyorum. Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacım var, hepsi bu.
J'ai juste besoin d'un peu de repos, c'est tout.
Elbette istiyorum. Ama onu korumak için buradayım elektrikli sandalyeye göndermek için değil.
Je suis ici pour le protéger, non pour aider à son exécution.
Elbette istiyorum. Ama yalnız seninle özgür olmak istiyorum.
Oui, mais libre avec toi seule.
- Elbette istiyorum.
- Oui, bien sûr.
- Elbette istiyorum.
- Bien évidemment.
- Bebeğin olsun istiyor musun? Elbette istiyorum.
Oui, je veux le bébé, Bien sûr,
- Elbette istiyorum. Nerede bu Jackson?
Où c'est, Jackson?
Elbette istiyorum.
Pour sûr.
Elbette istiyorum Deb.
Bien sûr que je vous veux ici!
Elbette seninle evlenmek istiyorum. Ama anlamıyor musun Gladys? Bu önce geliyor.
Bien sûr que je veux t'épouser, mais essaie de comprendre, Gladys, ceci passe avant.
Elbette istiyorum.
C'est pas trop tôt!
- Elbette kalmasını istiyorum.
- Évidemment, je veux qu'il reste.
Elbette, hepsini tanımak istiyorum.
- Je veux bien sûr tous les connaître.
Elbette, istiyorum.
Bien sûr.
Kitaplara yakın olmak istiyorum. Elbette.
- Près de ces livres.
Elbette, ama bunu kayıtlar için istiyorum.
Certes, mais je le veux sur papier.
- Elbette, istiyorum. - Pekala. Güzel.
Bon, c'est bien.
- Evet, elbette. Yalnızca bir iki çelişkiyi açıklığa kavuşturmak istiyorum.
Une ou deux contradictions me posent problème.
- Elbette ama cevaplamak istemezsem... - Bunu kesinlikle anlarım. Fakat izninle yine de sormak istiyorum.
Si vous ne souhaitez pas y répondre, je comprendrais, mais si vous le permettez, j'aimerais vous la poser.
Elbette yardımını istiyorum, ama satın almıyorum.
Reste, mais sans marchandage.
Kızım için bir dans yelpazesi istiyorum. Elbette.
Ma fille voudrait un éventail pour danser.
- Evet, elbette. Bu saldırıya katılmak istiyorum. Gerçekten.
Je n'en doute pas, mais pourquoi?
Elbette bir daha evlenmek istiyorum.
Bien sûr que j'ai envie de me remarier.
- Gitmeni istiyorum. Elbette.
Partez donc maintenant
- Marty, 4 poundluk tavuk istiyorum. - Elbette.
Je voudrais un joli poulet bien gros, à peu près deux kilos.
Elbette Leonard'a yardım etmek istiyorum.
Naturellement.
Annem saçma şeylerden bahsederse bana yardımcı olmanı istiyorum. Elbette ben de aynısını sana yapacağım.
L'union fera la force si nos parents deviennent trop insistants.
- Elbette. İçki istiyorum. Bana burbon getirir misiniz?
J'aimerais du bourbon.
- Sadece dişlerimi fırçalamak istiyorum. Oh. Elbette.
- Je veux me brosser les dents.
- Elbette istiyorum.
- Oui.
Elbette istemiyorum. Çiftliklerle hiç işim olmaz. İpek elbiseler, güzel arabalar ve bakımlı bir adam istiyorum.
Moi, je ne veux pas de ferme, mais des robes en soie, une calèche, et un homme qui sente bon.
Elbette ata binmeni istiyorum.
Bien sûr que si.
- Elbette ben de iyileştirmek istiyorum.
Bien sûr!
Benimle yarın oraya bakmaya gelmeni istiyorum. - Elbette.
Si tu veux, je te les ferai visiter demain.
Fakat gitmeden önce, seni birkaç arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. Lobide bekliyorlar. Elbette.
Mais avant de partir, j'aimerais vous présenter de très chers amis à moi... qui attendent au salon.
- Florence'e bir mesaj iletmeni istiyorum. - Elbette.
- Passe un message de ma part à Florence.
- Biraz rahatlamak istiyorum. - Elbette.
- Mais je vous en prie.
Elbette bir halk isyanı durumuna gönderme yapmak istiyorum.
Je parle du risque d'insurrection.
- Çocukları şimdi görmek istiyorum. - Elbette.
Il faut que je voie les enfants.
- Evet, evet, elbette. - Eve dönmek istiyorum.
Bien sûr.
İstiyorum elbette.
Mais si si.
- Elbette Gigi'yi istiyorum.
Gigi? Bien sûr, Gigi.
Elbette sizi istiyorum. Gitmenize asla izin vermem.
Je ne vous laisserais jamais partir!
Bu ilginç ve yaratıcı hikayeniz için sizi tebrik etmek istiyorum ama... elbette öğle vakti Martı Koyuna yaptığınız bu hayali ziyaret... gerçek değil.
Bravo pour ce récit rythmé et imaginatif. Je fais référence à votre visite... fictive... à Gull Bay, à midi.
Elbette önemsiz demek istiyorum.
Sans importance, naturellement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]