English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Heyecanlanma

Heyecanlanma Çeviri Fransızca

436 parallel translation
Heyecanlanma, sakin ol.
"Ne t'affole pas", dit Big Jim,
O kadar heyecanlanma.
Ne vous emballez pas
Heyecanlanma hemen. Kolayı var.
Pas de problème.
Bu kadar heyecanlanma. İlgilenmemiz gereken başkaları da var.
Ne vous énervez pas.
- Heyecanlanma, anne.
- Du calme.
Tamam, olduğun yerde kal. Bu kadar heyecanlanma.
Bon, bon, ne vous énervez pas.
Hemen heyecanlanma, gidiyorum.
À quoi ça sert de s'énerver comme ça! Moi je peux me poser ailleurs...
Heyecanlanma, yaşlı adam, bu sadece formalite
Calmez-vous. Ce n'est qu'une formalité.
Heyecanlanma, uyumaya çalış.
Ne t'agite pas comme ça. Essaie de dormir.
Heyecanlanma.
Ne vous énervez pas.
Devam et! Heyecanlanma.
N'ayez pas le trac.
- Tamam, heyecanlanma.
- T'en fais tout un plat...
Heyecanlanma. Konuşmamla dalga geçiyorsun.
Ne vous moquez pas de ma façon de parler.
- Heyecanlanma bu kadar.
- Ne t'excite pas tant.
Hemen heyecanlanma öyle.
Du calme!
Anne, hemen heyecanlanma.
Du calme, maman!
Heyecanlanma!
- Du calme, ne t'affole pas.
- Dur, heyecanlanma.
- Ne t'énerve pas.
Heyecanlanma.
Un peu de patience.
O kadar heyecanlanma Charlie.
Patience, Charlie.
- Biranı iç. O kadar heyecanlanma.
Buvez votre bière, ne vous énervez pas.
O kadar heyecanlanma, Pam. - Bunun mantıklı bir açıklaması vardır.
Pas de panique, il y a une explication.
Bak Maxwell, heyecanlanma!
Maxwell, calme-toi.
Heyecanlanma, Marlowe.
T'énerve pas, Marlowe.
Sana hasta olduğunu söylemiştim. Haydi, heyecanlanma.
Je savais bien qu'elle était malade.
Heyecanlanma dostum. Ben sadece...
Ce que j'en dis...
Lütfen hayatım, heyecanlanma.
Calme-toi.
Pekâlâ. Heyecanlanma.
Tu t'emballes.
Eğer sen Yahudi'ysen ben de Yahudi'yim. Sakin ol, heyecanlanma.
- Je serai Juive moi aussi.
Hemen git, seni... Denizci, seni. - Heyecanlanma.
Vous ne manquez pas d'air.
- Kıpırdama. Heyecanlanma.
Vous venez juste de dire...
Heyecanlanma, Webb.
T'énerve pas.
Tamam, tamam küçük kız. Heyecanlanma.
Ne t'énerve pas, ma petite.
Heyecanlanma, onu cezalandıracak değiliz.
Ressaisissez-vous, personne ne va la frapper.
Çıkar o zaman. Heyecanlanma.
Allez, un peu de courage.
Tamam! Heyecanlanma.
Ne vous en faites pas.
- Heyecanlanma.
Ne vous affolez pas.
- Evet. - Cal, sakın heyecanlanma.
Ne sois pas si nerveux!
- Tamam, Ginnie. Heyecanlanma.
- Ginnie, calme-toi.
- Heyecanlanma.
- Ne vous emportez pas.
Heyecanlanma.
On ne s'énerve pas.
Ama sana söylemeyeceğim, boşuna heyecanlanma.
- Oui. Mais je ne dirai rien. Ne vous énervez pas.
Bu kadar heyecanlanma.
Ne t'énerve pas.
- Heyecanlanma.
- Ne t'énerve pas.
- Heyecanlanma Dennis.
Ça va, ne t'énerve pas.
Hadi. O kadar heyecanlanma.
Ça va, t'excite pas.
- Heyecanlanma baba.
Ne t'énerve pas...
- Ödemezsen... - Tamam! Heyecanlanma.
Bon, je vais vous faire un chèque.
Hemen heyecanlanma. Sırf cesedin yerini biliyorlar diye insanları tutuklamayız.
On n'arrête pas les gens pour cela.
Heyecanlanma hayatım.
Ne t'emballe pas...
Heyecanlanma hemen.
Ne panique pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]