English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Heyecanlanmayın

Heyecanlanmayın Çeviri Fransızca

94 parallel translation
Bayanlar ve Baylar, lütfen heyecanlanmayın. Bu elimdeki silahla asistanıma ateş edeceğim.
Ne vous effrayez pas... de voir ce revolver dans ma main.
Heyecanlanmayın.
Gardez votre calme.
Majesteleri, lütfen bu kadar heyecanlanmayın. Haftalardır hastaydınız zaten.
Calmez-vous, Majesté, vous allez tomber malade.
Heyecanlanmayın. Hizmetçiyi çıkartacağım.
La bonne je ferai partir!
Heyecanlanmayın. Hepimiz uzun zamandır komşuyuz.
Nous sommes voisins depuis longtemps.
Heyecanlanmayın. Bayan Dukesbury'yi arıyorum.
Je cherche la vieille Dukesbury.
Lütfen heyecanlanmayın.
Restez tranquille.
- Heyecanlanmayın.
- Ne vous énervez pas.
Heyecanlanmayın mademoiselle.
Ne soyez pas nerveuse.
- Pekala efendim heyecanlanmayın.
- Bien, Monsieur. Ne t'énerve pas.
Hayır. Heyecanlanmayın hemen. Bildiğim bir şey varsa o da onun çok iyi biri olduğudur.
Tout ce dont je me souviendrai c'est qu'il était si gentil, vraiment si gentil.
Heyecanlanmayın.
- Calmez-vous.
- Heyecanlanmayın. Nesi var?
Mais qu'a-t-il?
Hemen heyecanlanmayın. Bazı şartlarım var.
Vous emballez pas.
Heyecanlanmayın öyle hemen.
Ce n'est pas si simple!
- Ne? Bu kabul edilemez. - Heyecanlanmayın, Vali Bey.
- Calmez-vous, M. le gouverneur.
Heyecanlanmayın. Size zararı dokunabilir.
Ça pourrait vous faire du mal.
- Heyecanlanmayın.
- Allez, calmez-vous.
- Lütfen heyecanlanmayın.
- S'il vous plaîit, ne vous énervez pas.
- Heyecanlanmayın.
- Ne soyez pas nerveux.
Pekala heyecanlanmayın.
Bien, reposez-vous.
Heyecanlanmayın. Bu bir şey ifade etmez.
- Ne vous emportez pas, ça ne veut rien dire.
Heyecanlanmayın Bay Stiller.
Doucement, Stiller.
Heyecanlanmayın. - Dinlenmeniz gerekiyor.
Ne vous agitez pas, vous devez vous reposer.
Lütfen heyecanlanmayın.
Calmez-vous.
Heyecanlanmayın.
Ne vous excitez pas.
Heyecanlanmayın. Hemen bulur çıkarırız. Buna eminim.
Ne vous énervez pas, on le trouvera, on fouille tous les étages.
Lütfen heyecanlanmayın.
Restez calme.
Heyecanlanmayın.
Ne soyez pas nerveux.
Heyecanlanmayın. Şimdi bulurum.
Je sais qu'elle est là.
Brillhoffer'ın notlarını görene kadar çok fazla heyecanlanmayın.
Attendez de voir les notes.
Fazla heyecanlanmayın ama çalışmalarınız, çektiğiniz acılar... buna değecek.
Ne vous emballez pas mais tout votre travail... et tous vos sacrifices porteront leurs fruits.
Hemen heyecanlanmayın.
Ne nous emballons pas!
Fazla heyecanlanmayın beyler.
Ne vous excitez pas trop.
- Sakın heyecanlanmayın.
Ne vous énervez pas.
Hey, beyler, hemen heyecanlanmayın.
Ne vous fâchez pas!
Heyecanlanmayın, doktor.
Ne vous énervez pas, docteur, calmez-vous!
Heyecanlanmayın.
Calmez-vous.
İçeri gelin, Mr Griffin.Heyecanlanmayın.
- Entrez. Ne vous inquiétez pas.
O kadar heyecanlanmayın bunun kötü bir yanı da var.
Avant que vous décidiez, voilà les inconvénients.
Fazla heyecanlanmayın, olur mu?
Ne vous énervez pas trop, vous m'entendez?
Fazla heyecanlanmayın.
Ne t'excite pas.
Heyecanlanmayın, evdebir yabancı var.
N'aie pas peur, on a un étranger dans la maison.
Heyecanlanmayın çocuklar, bu sınav sadece hayatınızın geri kalanını ve mezara girdikten sonraki kısmını ilgilendiriyor.
Ne vous sentez pas sous pression les enfants, mais les résultats de ce contrôle vous suivront tout au long de votre vie et même dans l'au-delà.
Heyecanlanmayın çocuklar, hikaye buradan sonra ciddileşiyor.
Ne vous emballez pas, ça se gâte.
Aşırı heyecanlanmayın.
Ne soyez pas trop excités.
- Heyecanlanmayın.
T'énerve pas!
- Heyecanlanmayın, söz vermedim.
- Ne t'énerve pas.
Heyecanlanmayın!
Calmez - vous.
Bu kadar heyecanlanmayın.
Très excitant...
Tamam, baskı yok, heyecanlanmayın.
Très bien, les garçons.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]