English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Izin vermeyeceğim

Izin vermeyeceğim Çeviri Fransızca

4,731 parallel translation
Ben de bunu tekrar yapmasına izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas l'autoriser à recommencer.
Başına kötü bir şey gelmesine asla izin vermeyeceğim Octavia.
Je ne laisserai rien de mal t'arriver, Octavia.
Bir daha gitmene izin vermeyeceğim.
Tu ne dois plus jamais repartir.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas laisser ça se produire.
Yanlız ölmene izin vermeyeceğim.
Je ne te laisserai pas mourir seul.
Castor'la tek başına karşılaşmana izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas te laisser affronter Castor tout seul.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne le permettrai pas.
Kıyamet kopana kadar Cumartesi günleri cezalı olacaklar. Umrumda değil ama senin bu fırsatın içine sıçmana izin vermeyeceğim.
Après, qu'ils soient punis tous les samedis jusqu'à la fin de leur vie, je m'en contrefiche, mais je ne te laisserai sûrement pas foutre en l'air cette opportunité.
Millie'ye hiçbir şey olmasına izin vermeyeceğim.
Mais je ne laisserai rien arriver à ma Millie.
Asla ama asla burayı almana izin vermeyeceğim. Duyuyor musun beni?
Et je ne vous laisserai jamais, jamais la prendre, vous m'entendez?
Bu gemideki hiç kimsenin vazgeçmesine izin vermeyeceğim.
Je ne vais laisser personne abandonner sur ce navire.
Burada uzun süre kalmanıza izin vermeyeceğim.
Je ne vous laisserai pas ici.
Hayır. Gitmene izin vermeyeceğim.
Non. je ne te laisserai pas partir.
O benim ailem. ... ve senin hasta, sapık babanın yeğenimi öldürmesine izin vermeyeceğim.
C'est ma famille, et je ne laisserai pas ton taré de père la tuer.
Efendim, öyle bir şey olmayacak çünkü ona izin vermeyeceğim.
Ça n'arrivera pas. Je ferai le nécessaire.
Aynı hatayı tekrarlayıp kendi başıma gelmesine izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai pas ça m'arriver.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai pas cela arriver.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je l'en empêcherai.
Bak, belli ki bir süreçten geçiyorsun ve bunu tek başına yapmana izin vermeyeceğim.
Tu traverses quelque chose en ce moment, et je te laisserai pas le vivre seul.
Slade'in başına gelenlerin Roy'a da olmasına izin vermeyeceğim.
- Roy ne deviendra pas comme Slade.
Bak, Slade Wilson'un Laurel'ı ya da babamı incitmesine izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas laisser Slade Wilson blesser Laurel ou mon père.
Ama ben bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Mais je ne laisserai pas cela se produire!
Hayır, gitmene izin vermeyeceğim.
Je ne te laisse pas partir.
- Buna izin vermeyeceğim!
- Je ne vous laisserai pas faire!
Caroline'ı incitmene izin vermeyeceğim.
Je ne te laisserai pas blesser Caroline.
Bunu demeden uyumana izin vermeyeceğim.
Je ne te laisserai pas dormir tant que je ne t'ai pas dit cela :
Beni uzaklaştırmana izin vermeyeceğim.
Je ne te laisserai pas me repousser.
Stef'in yine beni kullanmasına izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas encore laisser Stef me manipuler.
Bugün başka yabancıların yatağı görmesine izin vermeyeceğim.
On ne laisse plus d'étranger monter voir le lit aujourd'hui.
Tamam, yani hayatını tehlikeye atıyorusun aileni ve işini korumak için? Bunu yapmana izin vermeyeceğim
Donc tu mets ta vie en danger pour protéger ta famille et ton boulot?
Beni yukarı çıkarmana izin vermeyeceğim.
Je ne vous laisserais pas m'emmener à l'étage.
Bize ulaşmasına izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas le laisser nous atteindre.
Macey'e birşey olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne peux laisser quoi que ce soit arriver à Macey.
Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
Je te protègerai.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai pas faire ça.
O benim bebeğim ve ona zarar vermenize izin vermeyeceğim.
C'est mon bébé, et je ne te laisserais pas lui faire du mal.
Bu insanların burada ölmesine izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas laisser ces gens mourir ici ‎.
Ölmesine ve onu öldüren kişi olmama izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas le laisser mourir et être celle qui l'a tué.
Bay Agos'a eleştiri yapması için izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas autoriser M. Agos à critiquer cette...
Babamın beni kendine bağlamasına izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas me laisser attendrir par mon père, okay?
Hoşuma giden, bir çok şeyi mahvettin ve benden sana kaka sıçramasına izin vermeyeceğim.
Tu as ruiné pleins de choses que j'aime, et je vais pas te laisser m'empêcher de faire caca.
Bunun olmasına izin vermeyeceğim.
Je ne laisserai pas ça arriver.
Ama bir daha gitmene izin vermeyeceğim.
Mais je ne te laisserai pas partir encore une fois.
Bu gece beni ekmene izin vermeyeceğim.
Tu ne vas pas me lâcher ce soir.
Burada durup beni kötü hissettirmene izin vermeyeceğim.
Je ne vais pas rester ici et te laisser me faire culpabiliser.
İşimi yapacağım Bay Jagger Karasakal'ı size getireceğim ama ne bana ne de size bir zararı olmayan insanların başına bir şey gelmesine izin vermeyeceğim.
Je ferai mon travail, M. Jagger, et je vous livrerai Barbe Noire, mais je ne le ferai pas aux dépens des gens qui ne nous on fait aucun mal.
Beni bir yaratığa çevirmene izin vermeyeceğim.
Je ne te laisserais pas me transformer en monstre.
Laurel'e bir şey olmasına izin vermeyeceğim.
- Je protégerai Laurel.
Hadi ama Alex, onunla yalnız başına mücadele etmene izin vermeyeceğim.
Il en a après mon fils!
Beni tanidigini dusunebilirsin ama bana yaptiklarinizi, çocuklara da yapmaniza izin vermeyecegim.
Vous pensez me connaitre, mais aucune chance que je vous laisse faire à ces enfants ce que vous m'avez fait.
O çocuklari almaniza izin vermeyecegim.
Je ne vais pas vous laisser ces enfants.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]