English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Izin verme

Izin verme Çeviri Fransızca

5,303 parallel translation
Sana zorbalık etmesine izin verme.
Le laisse pas te tyranniser.
Galvatron'un o Tohum'a yaklaşmasına izin verme.
Ne laissez pas Galvatron s'emparer de la Semence.
O kötü şeylerin ısırmasına izin verme.
Laissez pas les punaises vous empêcher de dormir.
Lütfen bununla konuşurken ölmeme izin verme.
Si je meurs, fais-le taire.
- Biliyorum. - Alarmı kur ve uyuyakalmama izin verme.
Mets ton réveil, que je me lève à l'heure.
Sakın seni üzmesine izin verme!
Ne cède pas au tourment
Aklının kaymasına izin verme.
Ne laisse pas ton esprit s'échapper.
Avucunuzda kalan son parayı da Maxime'in çarçur etmesine izin verme.
Ne laisse pas Maxime dilapider l'argent qu'il vous reste.
Bunun cesaretini kırmasına izin verme.
Je veux dire... Ne te décourage pas.
Beni götürmelerine izin verme, Raggy.
Non! Sammy! Ne les laisse pas m'emmener!
Beni götürmelerine izin verme, Raggy.
Ne les laisse pas m'emmener! Au secours!
Korkmasına izin verme.
Rassure-le tant que tu peux.
- Seni görmelerine izin verme!
- Te fais pas repérer!
Tobey, yapmasına izin verme.
Tobey, ne le laisse pas faire.
- Canını sıkmalarına izin verme.
Tu vas mourir.
Aptal Frank'in hayatını mahvetmesine izin verme.
Tu ne peux pas laisser ce stupide Franck te ruiner la vie.
Robdöşambrını tekrar kapatmasına izin verme!
Ne lui laisse pas fermer sa robe encore.
Tanrım avunmama izin verme ama teselli ver bana.
Que je ne cherche pas tant à être consolé... qu'à consoler.
Bunun oğluma da olmasına izin verme.
Ne laissez pas ça arriver à mon fils.
Lütfen Tanrım, bizi görmesine izin verme.
S'il vous plaît, faites qu'il ne nous voit pas.
- Almasına izin verme.
Ne la laisse pas le prendre. Elle est très forte.
Kaderinde yazılı olanla senin arana kimsenin girmesine izin verme.
Reste seul maître de ton destin.
Başka birinin kararına müdahale etmesine izin verme.
Que personne ne dise autrement.
Gerzeklerin seni rahatsız etmesine izin verme.
Ne les laisse pas t'écraser.
Bu kasabanın herkese yaptığı gibi seni de alaşağı etmesine izin verme.
Ne laisse pas cette ville te démolir comme nous tous.
Jenn, zorbalık çıkarmalarına izin verme.
Jenn, t'as pas à les laisser te forcer la main.
Köpeğin bakmasına izin verme.
Laisse pas le chien regarder.
Fazla hızlı sürmesine izin verme!
Le laisse pas aller trop vite!
O silahın düşüncelerine etki etmesine izin verme.
Ne laisse pas ce flingue penser pour toi.
Hiçbir şeyin, kendinle hırsların arasında engel olmasına izin verme.
Ne jamais laisser quiconque se mettre entre toi et tes ambitions.
Onları kimsenin dışarıda bırakmasına izin verme.
Ne laisse personne leur montrer la porte.
Yoksa oraya gelip seni öldürür çocuğu öyle alırım. - Beni almasına izin verme
Ou j'entre là-dedans, je te tue, et récupère aussi l'enfant.
Öyle olmasına izin verme.
Ne laisse pas cela arriver.
Kimsenin içeri girmesine izin verme. Yola çıkıyorum!
Ne laisse personne entrer.
Kimsenin sana sataşmasına izin verme.
Ne laisse jamais personne t'embêter.
Kötü yola sapmamıza izin verme ve bizi şerden koru.
Et ne nos inducas in tentationem, sed libera nos a malo.
Kimseye zarar vermeme izin verme.
Ne me laissez pas blesser quelqu'un.
- Kafanın içine girmelerine izin verme.
Ne les laisse pas t'embrouiller la tête.
Asla bir hiç uğruna bir erkeğin seni düzmesine izin verme.
Jamais... Ne laisses jamais un homme te baiser pour rien.
Seni yönlendirmesine izin verme.
Ne le laisses pas te manipuler.
Gücünü Shishio ya hizmet edenler gibi baskı yapmak için kullanma. Ve korkunun seni bu köydekiler gibi çaresiz bırakmasına izin verme.
N'utilise pas ta force pour oppresser comme ceux qui servent Shishio, et ne laisse pas la peur te rendre impuissant comme les gens de ce village.
Seni kışkırtmasına izin verme!
Ne le laisse pas te tenter!
Bunu görmesine izin verme.
Ne la laisse pas voir ça.
Seni böyle görmelerine izin verme.
Elles ne doivent pas te voir comme ça.
Seni zaptetmesine izin verme.
Ne la laisse pas t'entrainer.
- Kötü bitmesine izin verme. - Hayır.
- Ne laissez pas les choses finir ainsi.
Yüce Tanrım, burada olmama izin verme!
Non, non, seigneur, ne me laissez pas mourir ici!
Hiçbir şeyin seni durdurmasına izin verme.
Tu ne dois rien laisser t'arrêter.
İçeri girmesine izin verme!
Le laisse pas entrer. Le laisse pas entrer.
Hey, seni bırakmamıza izin verme
Les écoute pas.
Kaçmasına izin verme!
Le laisse pas s'échapper!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]