Kendime geldiğimde Çeviri Fransızca
175 parallel translation
Başım döndü. Ve kendime geldiğimde Bayan Mina giyinmiş ve terasa çıkmıştı.
J'ai été prise de vertige et quand il est passé, Mlle Mina était sur la terrasse, toute habillée.
Kendime geldiğimde giysilerini alıp arabasını çaldım.
Quand je suis revenu à moi, j'ai emprunté ce costume... et sa voiture.
Bana bir taksi çarpmış, kendime geldiğimde bir eczanedeydim.
J'ai été renversé par un taxi.
Kendime geldiğimde sanki bütün otel üstüme çökmüştü.
Juste enterré vivant. J'ai cru que l'hôtel me tombait dessus.
ve ben kendime geldiğimde... cebimde bunu buldum.
Et quand je suis revenu à moi, j'ai trouvé ça dans ma poche.
Kendime geldiğimde bir kruvazördeydim ve ellerim yoktu.
Je me suis réveillé sur un croiseur, avec deux moignons à la place des mains.
Kendime geldiğimde... Deli Odası'ndaydım.
Je revins à moi... dans le palais de la folie.
Ama kendime geldiğimde,
Plus tard, je me retrouvai
Kendime geldiğimde, Milena'nın ortadan kaybolduğunu fark ettim.
Et quand je revins à moi, je vis que Milena avait disparu.
Kendime geldiğimde garip bir duyguya kapıldım.
J'ai eu une étrange impression en reprenant conscience.
Kendime geldiğimde etraf aydınlıktı.
Je me suis réveillé, il faisait jour.
Haftalarca komada yattım. Kendime geldiğimde...
J'ai été dans le coma plusieurs semaines, et quand je me suis réveillé...
Kendime geldiğimde birinin çığlık attığını duydum... Ve bıçakla yerde yatan bir kadın gördüm.
Puis, quand je me suis réveillée, j'ai entendu crier, et j'ai vu la femme avec le couteau.
Kendime geldiğimde kocam ölmüştü.
Lorsque je suis revenue à moi... il était mort.
Sonra kendime geldiğimde bir arabada iki adamın ortasında oturuyordum.
Je me suis réveillé dans une voiture, entre deux types.
Kendime geldiğimde, korkunç bir hata yaptığımı anladım.
Quand je repris connaissance, je réalisai mon erreur.
Arthur, kendime geldiğimde seni ararım. Her şey yolunda.
Je te rappelle quand je serai plus réveillée.
Sophie ve Nathan için hissettiğim öfke ve kederin yularlarını birden koyverdim. Bütün diğerleri gibi bu dünyanın... öldürülen, ihanete uğrayan ve şehit olmuş çocukları için... Tekrar kendime geldiğimde...
Une fois atténuées la colère et la peine pour Sophie et Nathan... et pour tous ceux qui furent massacrés et trahis... et pour tous les enfants martyrs de la terre... lorsque j'ai pu voir à nouveau... j'ai vu les premiers rayons du jour se réfléchir dans la rivière sombre.
Kendime geldiğimde yakası açılmadık küfürleri yağmur gibi saydırdığımın farkına varmıştım.
Je me rendis compte qu'un flot de grossièretés et de jurons s'échappait de mes lèvres pendant que je criais.
Kendime geldiğimde tıpkı bir tavuk gibi bağlanmış ve bir ağaca asılmıştım.
Il me semblait que mes bras allaient s'arracher.
Klozet ıslaktı. Kaydım ve başımı küvete çarptım. Kendime geldiğimde, bir şey keşfetmiştim.
ma tête a frappé le lavabo j'ai eu une révélation une image de ça.
Kendime geldiğimde, beni kaçırdığını söyledi. onu tanıyabileyim diye.
A mon réveil, il m'a dit qu'il m'avait kidnappée pour que j'apprenne à le connaître.
Kendime geldiğimde morluklar, ezilmiş meyveler ölüp ölmediğimi görmek için başımda dikilen tanımadığım tiplerle karşılaştım.
Je revenais à moi, couverte de bleus et de fruits écrasés, avec des étrangers penchés sur moi pour voir si j'étais morte.
Kendime geldiğimde o kollarımdaydı...
Quand j'ai repris mes esprits, elle était dans mes bras...
- Kendime geldiğimde beni sarstığını gördüm.
- Je ne pouvais te rejoindre.
Kendime geldiğimde, suyun üzerinde yapayalnız uçuyordum.
Quand j'ai repris connaissance, j'étais seul à voler au ras de l'eau.
Kendime geldiğimde, bir drenaj borusuna sürüklenmiş... ve bir galon nehir suyu kusuyordum.
Je me suis réveillé à deux doigts d'un égout... et j'ai vomi deux litres d'eau.
24 saat sonra kendime geldiğimde kruvazör gitmişti.
Quand je suis revenu à moi, 24 heures plus tard le croiseur était parti
Kendime geldiğimde El Mairo Hapishanesine doğru yola çıkmıştım.
Quand je suis revenu à moi, j'allais en prison, à Elmira.
Kendime geldiğimde, Odo çoktan beni bir mekiğe koymuş ve oradan kaçmıştık.
A mon réveil, Odo m'avait déjà sortie de là.
Kendime geldiğimde ben de yapacağım.
Moi je t'en bâtirai une dès que je serai sur pied.
Kendime geldiğimde düşman askerlerinin tamamını öldürdüğümü fark ettim.
Je suis revenu à moi. J'ai compris que j'avais tué toute l'escouade.
Şey, kendime geldiğimde, her yerim kan olmuştu.
Eh bien, quand... Quand je suis revenu à moi, j'étais couvert de sang.
Kendime geldiğimde kendi ailemi katlettiğimi gördüm.
A mon réveil j'ai constaté que j'avais massacré mes parents.
Herneyse kendime geldiğimde gitmişti.
Bref... il a disparu.
Tekrar kendime geldiğimde odanın o genel arka sokak havası rezil ve inanılmaz pislik içindeydi.
Quand je me suis réveillé... l'aspect général de ruelle de la suite... était sordide.
Ne kadar sürdü bilmiyorum ama kendime geldiğimde - -
Je ne sais pas pendant combien de temps mais quand je suis revenu à moi...
Kendime geldiğimde, çoktan gece olmuştu.
J'ai été emporté par le temps, la nuit était tombée.
Kendime geldiğimde, gitmişti.
Quand je me suis réveillée, il était parti.
Kendime geldiğimde, Koca Oğlan'ı gördüm- -
Quand je suis arrivé, j'ai vu un grand type...
Kendime geldiğimde bir binanın boşluğundaydım
Quand je suis revenue à moi, j'étais sur un seuil, en-dessous du niveau de la rue.
O sırada uyumuşum, Kendime geldiğimde bir çukurun içinde ve başımda ağrı vardı,
Si j'avais dû m'endormir alors, j'aurais finit dans le ravin avec un mal de tête.
Kendime geldiğimde, çoktan beni düzmeye başlamıştı, fakat bakire olduğumu bilmiyordu ve canımı yaktı.
Quand je suis revenue à moi, il me baisait déjà, mais il ne savait pas que j'étais vierge et que ça faisait mal.
Ancak daha sonra, ellerimdeki kanı yıkarken kendime geldiğimde öldüklerinin farkına vardım.
Ce n'est que plus tard, en lavant mes mains pleines de sang, que j'ai vu qu'ils étaient morts.
Bizim gruptan bir asker'e ateş etti sonra farkına vardım, kendime geldiğimde.
Une roquette est arrivée droit sur Kit, un gars de ma section. Je n'ai pu agir que quand j'ai repris connaissance.
Her seferinde, kendime geldiğimde hastanedeydim.
À chaque fois que je me levais, j'étais déjà dans un hôpital.
Kendime geldiğimde... nişanlımı başka bir adamla evlenmiş olarak buldum.
A mon réveil, j'ai trouvé ma fiancée mariée à un autre homme.
Buraya geldiğimde ben de allak bullak olmuştum. Kendime acıyordum.
Je l'étais en arrivant, je m'apitoyais sur moi-même.
Buraya geldiğimde tek yapabildiğim Güvenli Odada öylece oturabilmekti... ve hergün... her saat... kendime aynada bakıp... şunu söylüyordum...
Au début, je suis restée dans ma chambre protégée, et tous les jours, toutes les heures, je me regardais dans la glace et je me disais :
Eve geldiğimde ona her şeyi anlatmalıydım, bunu itiraf etmeliydim, çünkü şimdi karım bana hiç güvenmiyor, bunun için onu suçlayamam çünkü ben de kendime güvenmiyorum.
J'aurais dû rentrer à la maison et tout avouer à ma femme. Maintenant, elle n'a plus confiance en moi. Moi non plus.
Buraya geldiğimde, kendi kendime derim ki Bir gün buraları terk etme imkanım doğacak.
Quand je suis ici, je me dis qu'un jour, je pourrai partir.
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendim 56
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisine 42
kendisini 27
kendimizi 18
kendine bak 91
kendi kendime 91
kendim 56
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisine 42
kendisini 27
kendimizi 18
kendine bak 91