Kendimi tutamadım Çeviri Fransızca
186 parallel translation
Kusura bakmayın Albay. Kendimi tutamadım.
- Pardonnez-moi, je m'emporte.
Beni bir hayvan gibi yakaladı. Öyle çılgıncasına yakaladı ki kendimi tutamadım.
Elle s'est agrippée à moi comme une bête, avec une violence qui m'a laissé sans force.
Kendimi tutamadım, Therese. İşim mazeretten ibaret gerçi işin adına yaraşmadığımı biliyordum. Cesaretim kırılmıştı ve cansızlığım üzerimdeydi.
Incapable d'aider Therese, j'avais pris mon travail pour prétexte, sachant que ce n'était un travail que si je m'ouvrais à Therese.
Kendimi tutamadım.
Je maîtrise le bouche-à-bouche.
- Ben de herkes gibi kendimi tutamadım.
Pas plus que les autres.
Üzgünüm. Kendimi tutamadım.
Désolée, je ne peux pas m'empêcher.
Kendimi tutamadım bebeğim.
Je n'ai pas pu m'en empêcher.
- Kendimi tutamadım.
- Je voulais me remonter le moral.
Üzgünüm. Kendimi tutamadım. Havaya girdim.
Navré, je n'ai pas pu me retenir.
Kusura bakma, kendimi tutamadım.
Pardon. C'était plus fort que moi.
Kendimi tutamadım. Çok açım.
Je ne peux pas m'en empêcher, j'ai faim.
Elimde değildi, kendimi tutamadım.
- j'ai pas pu m'en empêcher - j'ai faillit avoir une attaque!
Schindler'in Listesinde mi öpüşüyorun? Kendimi tutamadım. Uzun süredir yalnız kalamamıştık.
Apres qu'il l'ait chahutée, elle était si bouleversée qu'elle est sortie en courant, et une balayeuselui a tranché le petit orteil.
Kendimi tutamadım.
C'était plus fort que moi.
- Evet, kendimi tutamadım.
- Je n'ai pas pu résister.
Kendimi tutamadım.
C'était trop tentant.
Kendimi tutamadım, öylesine... çikolatalıydılar ki.
Je n'ai pas pu m'en empêcher, ils sont tellement... chocolatés.
Eee, kendimi tutamadım. Onun ne giydiğini sen de gördün.
C'était plus fort que moi.
Üzgünüm, kendimi tutamadım.
Pas pu m'empêcher.
Affedersiniz bayan. Kendimi tutamadım.
Mademoiselle, ça m'a frappé :
Kendimi tutamadım. Üzgünüm. Beni affedin.
J'aurais pas dû dire ces mots-là, pardon!
Affedersin, kendimi tutamadım.
Désolée, j'ai pas pu me retenir.
- Karışmak istemedim ama kendimi tutamadım, Jennifer. İzin verirseniz... - Hayır büyükanne!
- Jennifer, laisse-moi expliquer...
Bu kısmı sonra keseriz. Kendimi tutamadım.
On coupera ça plus tard.
~ Kafamı kaldırdım, kendimi tutamadım ~
Lèvres serrées, la fureur m'assaille.
Kendimi tutamadım.
Je suis tombé. Je ne tenais pas debout.
Rosie O'Donell'ın yarısı kaçmıştı, artık kendimi tutamadım ve... ... başparmağını borunun sızdıran deliğine sokmasını söyledim.
Finalement, à la moitié de l'émission de Rosie O'Donnell, je lui ai dit de s'enfoncer le pouce dans le bec et de la fermer.
Kendimi tutamadım.
J'ai pas pu m'en empêcher. mon chéri.
Kendimi tutamadım!
je n'ai pas pu résister!
İşte seni böyle yerin dibine soktum. Kendimi tutamadım, çılgına dönmüştüm.
Je suis tombé aussi bas que ça.
Kendimi tutamadım.
Je n'ai pas pu me retenir.
Kendimi övme riskine rağmen ki, bunu sen hayatıma girdiğinden beri yapmıyorum bu sefer kendimi tutamadım.
Au risque de me vanter, ce que je n'ai plus besoin de faire puisque je t'ai, je crois que je me suis surpassée.
Selam dostum. Kulak misafiri olmamak için kendimi tutamadım. Çünkü burada seni duyuyordum.
J'ai malencontreusement tout entendu... parce que j'étais là en train d'écouter.
Kendimi tutamadım.
Je ne pouvais pas m'en empêcher.
Kendimi tutamadım.
C'est plus fort que moi.
Kendimi tutamadım.
J'ai pas pu résister.
Özür dilerim, kendimi tutamadım.
Désolé. J'ai pas pu résister.
Bir mağazanın birinden dışarı çıktığımda.... abinin biri yanıma park etmiş, arabanın penceresinde ceket asacağı olduğu halde duruyor kendimi tutamadım.
J'étais sur un parking. Le type â côté de moi a un cintre coincé dans la vitre. J'ai pas pu m'en empêcher.
Affedersin, kendimi tutamadım.
Désolée, je n'ai pas pu m'en empêcher.
Bu şirin kız Portekizce konuşunca kendimi tutamadım.
Quand j'ai entendu cette petite fille parler Portugais, je n'ai pas résisté.
Kendimi tutamadım.
Je n'ai pas pu m'en empêcher.
Pardon, kendimi tutamadım.
Je peux vous recommander un médiateur fédéral. Désolé.
Kendimi tutamadım, efendim.
Je n'ai pas pu m'en empêcher.
Bu arada da ırmağa gelmiştim, kendimi daha fazla tutamadım.
Arrivé au fleuve, je n'ai plus pu tenir.
- Kendimi tutamadım.
- Je n'ai pas réfléchi.
Kendimi disiplin altında tutamadım.
J'ai fait entorse à la discipline observée à bord.
Kendimi tutamadığım anlar oluyor.
Ça se passe toujours ainsi.
Kendimi daha fazla tutamadım.
Je n'ai pas pu résister à la tentation.
Ama öyle taşkındı ki kederi bende karşısında tutamadım kendimi.
Mais l'emphase de sa douleur m'a jeté dans une rage folle.
Kendimi tutamadım.
- C'est plus fort que moi.
Kendimi bir anda tutamadım.
On combat le feu par le feu.
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendinize dikkat edin 70
kendi kendime 91
kendim 56
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisine 42
kendisini 27
kendimizi 18
kendine bak 91
kendi kendime 91
kendim 56
kendini bırak 36
kendime 92
kendimi iyi hissetmiyorum 163
kendisine 42
kendisini 27
kendimizi 18
kendine bak 91