Mel Çeviri Fransızca
2,115 parallel translation
Merhaba, Mel.
Salut, Mel.
Güvenlik görevlileriyle, Mel'le, karavanda bir şeyler satan adamla.
Les agents de la sécurité, Mel le gars du bar ambulant.
Mel, senin için endişeleniyorum.
Mel, je m'inquiète pour toi.
Selam, Mel.
Hé, Mel.
Üzgünüm, Mel.
Désolé, Mel.
Mel...
Mel...
Onun istediği, sensin Mel. -
Eh, correction : te hante, Mel.
Biz Brodway'deyiz. Mel, seninkiler.
Mel, tes gens.
Bak, Mel...
Donc, regarde-moi, Mel...
Şimdi ise karşımızda... züppe Mel!
Nous voyons dorénavant devant nous... Le stilyaga Mel!
Bir yere mi gidiyorsun?
Tu vas quelque part? J'ai de mauvaises nouvelles, Mel.
Hamileyim, Mel!
Je suis enceinte, Mel!
Mel!
Mel!
Mel, bence, sen Charlie Parker'i çok dinlemişsin.
Écoute Mel, je crois que tu as bien trop écouté Charlie Parker.
Ne kadar özgürse insan, o kadar sade giyinir.
Plus une personne est libre, plus ses vêtements sont simples. Mel...
Mel, anlasana, orada züppeler yok.
Mel, essaye de comprendre. Il n'y a pas de stilyagas là-bas.
Mel.
- Mel! - Va-t'en!
Mel için bunları getirdim.
J'ai apporté ça pour Mel.
Bu adamın oyun oynarken öldüğünü sanıyoruz Mel'de bunları bulmuş.
En présumant que ce mec est mort en jouant, voilà ce que Mel a trouvé.
Kötü bir şey olmayacak. Bu sadece değişim ve ben size yardım edebilirim. Mel.
OK, ce n'est rien de mauvais, juste un changement, d'accord?
Mel, nasıl olurda acil servis hemşiresi bu işe bulaşır.
Comment une infirmière des urgences se retrouve impliquée là-dedans?
Mel bir dakika, şunlara bir bak.
Mais Mel, regarde ça.
Mel, buradayım.
Mel, je suis là.
Mel, o ben değilim.
Mel, ce n'est pas moi.
Mel, Hayır!
Mel, non!
Mel, duy beni.
Mel, entends-moi.
Tehlikeli olabilir, Mel.
- Elle pourrait être dangereuse, Mel.
Mel, bunu sana hiç söylemedim ama bu ışığa gitme işine sanırım inanmıyorum.
Mel, je ne te l'ai jamais dit. Mais je ne crois pas au fait de traverser.
Hayır, açıklamaya vakit yok, Melinda. O dışarıda.
Non, je n'ai pas le temps de t'expliquer, Mel, il est dehors.
Mel. Bu sefer sana söyleceğim var.
Mel, cette fois j'ai quelque chose.
Neymiş? - Mel'e ne zaman muhteşem bir noel hediyesi almaya çalışsam bunu öğreniyor.
- Chaque fois que j'offre un cadeau à Mel, elle le découvre.
Aslında acelemiz var çünkü Mel gelmek üzere.
On doit se dépêcher, Mel va arriver.
Dinlemek isterdim ama şu an önceden belirttiğim şeye odaklanmalıyız çünkü Mel geldi ve gizlen.
Je veux pas... On doit se concentrer sur le sujet, parce que Mel est ici, cachons-nous.
Pekâlâ ukala, Mel'e ne aldın?
OK, vous lui avez acheté quoi?
Mel'in odana girmesine ve dolabına yaklaşmasına engel ol.
Assurez-vous que Mel n'aille pas dans votre chambre ou dans le placard.
Mel bana kayıt cihazını verince çıta epey yükseldi çünkü.
La barre est assez haute avec le caméscope de Mel.
Mel, küçük bebek arabama bak.
Mel, regarde ma petite bébé-voiture.
Gün boyunca Mel'in kız kardeşini elliyor musun diye endişelenemem, tamam mı?
Surtout dans la cuisine.
Mel, güzel gelinimiz.
Subs-Addicts " [Sub-way.fr]
"Mel'i giydir" in üstünü çizeceğim ve sonra görüşürüz.
- Bien sûr. - Même s'il peut, et devrait être sexy.
Mel ve Angela büyük bir kavga ettiler.
On mange tout le temps des lasagnes, maman.
Tamam, arka bahçeye gidin.
- Ça sent bon. - Mel fait une tarte à la courge.
Sonra da küvete girip yerinden kıpırdamadı bile.
Et Mel est apparemment devenue une vraie femme d'intérieur.
Mel.
Mel.
O, Mel!
Oh, Mel!
O Mel!
Oh, Mel!
Kötü haberlerim var, Mel.
Moi aussi.
Senin çocuğun değil, Mel.
Ce n'est pas ton enfant, Mel.
Defol. Mel.
- Mel.
Mel, ciddi şekilde Jim'in hayaletinden mi şüpheleniyorsun,
Mel!
Mel'le kavga etti ve odasına çekildi.
La poisse, par contre, j'ai dû virer quelqu'un aujourd'hui.