English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ M ] / Mühim değil

Mühim değil Çeviri Fransızca

675 parallel translation
- Teşekkür ederim. - Mühim değil.
Merci Ce n'est rien
Mühim değil.
Ce n'est rien.
- Mühim değil.
- De rien.
- Zaman ve çaba hiç mühim değil.
- Tous ces efforts ne comptaient pas.
- Hiç mühim değil. - Oturun lütfen. - Teşekkür ederim.
Nous sommes très occupés.
Ablanı hiç bulamasan da mühim değil.
Même si vous ne la retrouvez pas.
- Mühim değil.
- N'y pensez plus.
- Olsun, mühim değil.
Peu importe.
Sen resim yapmak istiyorsun. Kendi çizdiğin yoldan gidiyorsun. Gerisi mühim değil.
Tu veux peindre, alors... tu le fais, quoi qu'il arrive.
- Para mühim değil, dostum.
- Je ne veux pas de ton argent.
Başımıza ne geldiği mühim değil.
" quoi qu'il nous arrive.
- Hiç mühim değil Frank.
- T'as bien fait.
Hatırlayacağın kadar mühim değil, değil mi Gail?
Ça comptait si peu que tu l'avais oublié, Gail?
Kasabanın ismi mühim değil.
Le nom de la ville est superflu.
Hiç mühim değil bu. Mutlu olmandan daha mühim bir şey yok.
Rien ne compte... sauf ton bonheur.
Hangi ayağı önce atacağınız mühim değil. Sonra da kenara kayıyorsunuz. Tören sona erdiğinde damat gelini koridordan aşağı götürüyor.
Après le "Qui donne cette femme?"... rejoignez Mme Banks.
Mühim değil.
Ça m'est égal.
Hiç mühim değil.
Ça m'est égal!
- Mühim değil.
Parfait.
Mühim değil. Başka bir gün geliriz -
On pourra revenir un autre jour.
Sürücüm çok sakar. Mühim değil.
- Mais pas du tout.
Eşleşme uçuşuna çıktılar. Erkekler mühim değil. Çabucak ölecekler, ama kraliçeler...
Les mâles mourront vite, mais les reines...
Mühim değil. Unut gitsin.
Oubliez ça.
Mühim değil canım.
Ce n'est rien, chéri. Ça va aller.
Bilmiyorum, mühim değil.
Je ne veux pas le savoir!
Çocukları mutlu olduktan sonra, gerisi hiç mühim değil.
Il suffit que l'enfant soit heureux.
Artık yaşamak, o kadar da mühim değil.
Vivre n'est pas nécessaire.
Doğru... hiç mühim değil.
C'est vrai.
Geceyi Mirgorod'daki handa geçiririz somon füme ve votkayla. Mühim değil.
En effet.
Ne beni ne de Flora'yı umursuyor. Bize ne olduğu hiç mühim değil onun için.
Il se moque de ce qui peut nous arriver, à Flora et à moi.
- Mühim değil.
- Peu importe.
Hiç mühim değil.
Je vous en prie.
Mühim değil.
Très bien.
İstemiyorsan mühim değil, ısrar etmeyeceğim.
Sinon, pas d'importance, je n'insisterai pas.
Bu mühim değil.
C'est sans importance.
- Mühim değil. İşe yaramalarıydı mühim olan.
- Il n'y a pas de quoi.
Sonrası mühim değil.
Après, plus rien n'aura aucune importance.
Mühim bir şey değil. Hayatımızdan örnekler verip...
J'essaie de traverser la vie...
Ama mühim değil.
Je suis décidé à quitter la ville. Ça n'a aucune importance...
Mühim bir şey değil.
Ce n'est rien.
Kızının kalması mühim değil.
Te voilà, Gina!
Mühim birşey değil.
Rien de particulier.
- Mühim değil.
- Pas de quoi.
Mühim değil.
Tant pis.
- Neden duruyoruz? - Mühim bir şey değil.
- Pourquoi s'arréte-t-on?
- Mühim değil.
- Ce n'est rien.
Mühim değil, gidiyoruz.
Tant pis.
Mühim bir şey değil. Daha geçen gün öğrendim.
C'est un petit truc que j'ai mis au point.
Tad, mühim olan hayatta kalmak, değil mi?
Tad, ce qui compte avant tout, c'est notre survie.
Mühim değil.
Peu importe.
- Esiyor. Mühim değil.
ça importe peu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]