Nïn Çeviri Fransızca
103,051 parallel translation
Vag-Eze, Amerika'nin bir numarali vajina akintisi kremi.
Vag-Eze, la pommade contre les pertes vaginales.
Asıl eski sevgilim olan Katie'nin ise işimle büyük bir sorunu vardı.
Mais pour Katie, ma vraie ex-copine... mon travail était un gros problème.
Monet'nin Water Lilies eserine ya da Van Gogh'un Starry Night'ına bakınca hissettikleri gibi.
Comme quand on regarde les Nymphéas de Monet ou La nuit étoilée de Van Gogh.
- Nancy'nin kaybı benim kazancımdı.
- J'ai gagné au change.
Barbie'nin sahip olduğu her şeyi.
Tout comme Barbie.
Babam Barry'nin steroid kullandığını ya da doping yaptığını söylerdi, ama bence herkes, o mükemmel biri olduğu için sinirleniyor.
Mon père dit que Barry est sous stéroïdes ou autre chose, mais les gens le détestent parce qu'il est génial et qu'il le sait.
- Hayır, bu Annie'nin işi.
- Non, c'est le boulot d'Annie.
KANSAS AMERİKA'NIN KALBİ
LE CŒUR DE L'AMÉRIQUE
Yaptığından sonra Bobby'nin seni alacağını mı düşünüyorsun?
Bobby va te reprendre, après ce que tu as fait?
Tuhaf Kaavi'nin tasarladığım siteyi yapması, tamam.
Kaavi qui fait le site Internet, c'est fait.
Kaavi'nin sitesi mükemmel.
Le site de Kaavi est parfait.
Çok oldu. Bu, Shane'nin suçu.
Shane est coupable.
Boo Berry'nin müthiş olduğunu kimler düşünüyor? - Ben.
Qui pense que ces céréales, c'est ce qu'il y a de mieux?
Jesse'nin haberi var mı?
Jesse est au courant?
A.L.I.E'nin Işık Şehri'ni yaratma sebebi bombalardan kurtulan santrallerdeki nükleer reaktörlerin eriyor olması.
A.L.I.E. a créé la Cité des Lumières, car les réacteurs des centrales nucléaires qui ont survécu aux bombes, sont en train de fondre.
- Monty'nin bu.
Monty doit le faire.
Uber'in, Palantir'in, Zenefits'in ve ilk yıllarımda Chipotle'nin yaptığı beni işe almama yanlışını.
Zenefits, et dans ma jeunesse, Chipotle qui ont refusé de m'embaucher.
Pied Piper, aynı sizin gibi, Hooli'nin uygulama dükkanında ilk beş yüze girdi.
Pied Piper, comme vous tous, est entré dans le top 500 du Hooli AppStore.
Daisy'nin yakaladığı adam hakkında ne biliyoruz?
Qu'est-ce qu'on sait du type que Daisy a attrapé?
Billy'nin Darkhold'u nereye sakladığını bilmiyoruz. Bilmek istemedim.
On n'a aucune idée de ce que Billy a fait du Darkhold.
- Billy'nin sana verdiğini söyledin ya.
- Je ne sais pas. Tu viens de dire que Billy te l'avait donné.
Billy'nin başı dertte, siz de tehlikede olabilirsiniz.
Billy a des ennuis, et tu pourrais être en danger aussi.
En son Billy'nin elindeydi.
Billy est le dernier à l'avoir eu.
Shockley'nin hücresel titreşiminin oluşturduğu ince ses frekansı.
C'est une fréquence suraiguë causé par la vibration cellulaire de Shockley.
Hükümetin, senin arkanda duruyor Direktör. Nick Fury'nin, Stark'ın hepsinin arkasında Ajan Coulson var. Sessizce uzaylı gündemini takip ediyor.
Le gouvernement, derrière vous, Directeur, derrière Nick Fury, Stark, tout ça se cache l'agent Coulson qui mène son plan avec les aliens.
Ve Daisy'nin Ivanov'la olan dövüşünden gelen patlama sesini o bizim yanımıza gelmeden çok önce duyduk.
Et on a entendu les coups du combat de Daisy avec Ivanov bien avant qu'elle nous rejoigne.
Fransız Alpleri'nin yakınlarında bir ay görev yaptım.
J'ai stationné un mois près des Alpes Françaises.
R ve D'nin Vatanseveri alt edebilecek yeni bir silahı olduğu söylendi bana.
Vous avez une nouvelle arme, quelque chose qui pourrait arrêter le Patriote.
İşbirlikçisi Melinda May ise Aydınlanma Merkezi'nin yok edilmesinde Vatanseverle birlikte olmuştur.
Sa complice, Melinda May, était de connivence avec le Patriote lorsqu'ils ont détruit le Centre d'Eveil.
Eğer beni zorlayabileceğinizi sanıyorsanız ve benim, Sunil Bakshi'nin çıkıp da Hydra hakkında ileri geri konuşacağını, siz delirmişsiniz.
Si vous croyez pour me forcer, moi, Sunil Bakshi, à calomnier Hydra à l'antenne, vous avez perdus l'esprit.
Hâlâ Daisy'nin haklı olduğuna inanıyorum.
Je persiste à croire que Daisy a raison.
Oz Büyücüsünün sonunda Dorothy'nin Kansas'a nasıl gittiğini biliyorsun değil mi?
Tu sais, dans "Le Magicien d'Oz", à la fin, quand Dorothy retourne au Kansas?
Bir dahakine Sally'nin arabasına da koyar. Jeannie'nin okuluna da.
La prochaine fois il en jettera peut-être sous la voiture de Sally et sur l'école de Jeannie.
PAPA BÉBÉ'NİN VUDU EVİ
La maison vaudoue de Papa Bébé
Cassidy'nin oğlu.
Le fils de Cassidy.
Naomi'nin yardımıma ihtiyacı olabilir.
Naomi apprécierait un peu d'aide.
- Oliver, gitmenin tek nedeni Harvey'nin ücretsiz dava almaya söz vermesidir.
- Oliver, si je suis revenu c'est qu'Harvey s'est engagé à prendre des pro bonos, d'accord?
Sende Harvey'nin ofisini dolduracak cesaret yok.
Tu n'as pas les boules d'occuper le bureau d'Harvey.
Cassidy'nin parmakları televizyondaki kızarmış patatesler gibi yere düştüler.
Et des doigts de Cassidy, tombant au ralenti, comme des frites dans une pub.
Kâse'nin Samson Birimi, sahte peygamberlerle ilgilenir.
L'Unité Samson gère le cas des faux prophètes.
Eğer Pfizer'ı şirkete bağlarsam Harvey'nin onu başta şirkete almasına gerek kalmaz.
Si je peux avoir Pfizer, Harvey n'aura plus besoin de ramener ce clown dans la firme.
Kevin Bauer PSL'nin randevu için aradığını söyledi ve eminim ki amaçları müvekkilime senin şirketinde isim ortağı olacağımı söylemek değil.
Kevin Bauer m'a dit que PSL l'a appelé pour avoir un rendez-vous, et ce n'était surement pas pour dire à mon propre client que je vais être associé principal dans ton cabinet.
Jessica'nın ayrılmasının iyi yönü Harvey'nin beni sadece ortak olarak değil arkadaş olarak da göreceği düşüncesiydi.
La seule lueur d'espoir du départ de Jessica était que je pensais qu'Harvey allait enfin se tourner vers moi, pas seulement en tant que son associé, mais en tant que son ami.
Butchy'nin boynu telefon direği gibi.
La gouine a un cou comme un poteau téléphonique.
Brittany'nin yaş günü partisine mi gitmiş?
Elle était à l'anniversaire de Brittany?
Tammy'nin mektubunu aldığınızı biliyorum ama size baktığımda bin tane kabul edilemez şey görüyorum.
Vous avez toutes reçu la lettre de Tammy, pourtant, je vois un paquet de trucs interdits dans cette pièce.
Ricky ve Ricky'nin karısı.
Ricky et sa femme.
Ama sonra Ricky'nin karısını yatağın altındaki tüfekle vurdu.
Mais il a tué la femme de Ricky avec un fusil d'assaut caché sous le lit.
Yani "Bayley'nin tutuklanması" listemizde sondan birinci sırada mı?
"Arrêter Bayley" n'est qu'avant-dernier de notre liste?
Lily'nin oluşturduğu arayüzün mızrak parçalarından birini bulması ne kadar sürer?
Combien de temps avant que l'interface ne trouve un autre morceau de la Lance du Destin?
Zaman Bölgesi'nin sorunu da bu.
C'est le problème de la zone temporelle.
nino 139
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nina 315
nine 106
nini 24
ning 19
nin annesi 42
nın annesi 38
ninotchka 24
nin arkadaşı 33
nın arkadaşı 19
nin evi 46
nın evi 32
nın kızı 33
nin kızı 30
nin yeri 71
nın yeri 16
nın sesi 21
nin sesi 20
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nın evi 32
nın kızı 33
nin kızı 30
nin yeri 71
nın yeri 16
nın sesi 21
nin sesi 20
nin kardeşi 22
nın kardeşi 16
nin babası 39
nın babası 32
nin yanında 24
nın yanında 20
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin arkadaşıyım 17
nın babası 32
nin yanında 24
nın yanında 20
ninki 17
nındı 20
nindi 18
nin mi 44
nın mı 30
nin arkadaşıyım 17