O ölmüş Çeviri Fransızca
1,033 parallel translation
Bir telgraf aldık. Araba kazası olmuş ve o ölmüş.
Un accident de voiture!
- O ölmüş, Kaptan.
- Il est mort.
- O ölmüş. - Buldum!
- Elle est morte!
Aman Tanrım, o ölmüş!
Il y a un homme mort!
O ölmüş.
Elle est morte.
O ölmüş.
Il est mort.
- O ölmüş.
- Il est mort.
- O ölmüş, Jill. - Sesi duydun mu?
- Il est mort.
O ölmüş gibi numara yaptık.
On faisait semblant qu'il était mort.
- O ölmüş.
- Elle est morte.
O ölmüş olsa bile kendime başka bir erkek bulmamamı söylüyor.
Tu passes trop de temps avec moi, c'est mauvais. Parce que je suis un homme.
Ama o ölmüş, diğeri de ölmüş. Aman Tanrım! Zavallı Bill!
Elle est morte et il est mort.
ve o ölmüş.
Il est mort.
Ama o ölmüş, değil mi?
Tu sais qu'il est mort, non?
Geçmiş zamanlı konuştunuz. Sanki O ölmüş gibi...
Vous parlez au passé, comme si elle était morte.
- Ama o ölmüş olamaz. Olamaz.
- Il ne peut pas être mort.
O zamana kadar biz ölmüş oluruz.
D'ici là, nous serons morts.
O zamana kadar ölmüş olabilirim.
Je serai peut-être mort d'ici là.
O zaman O da ölmüş olur.
Elle sera morte aussi, alors.
Süslü yelekli, dilersen devam et ve o tüfeği çek ama kullanmadan önce patronunla konuşsan iyi olur çünkü ben yere düşmeden ölmüş olacaktır.
Eh, là-bas. Vas-y, prends ton fusil, mais parle à ton patron avant de tirer car je l'abattrai avant de tomber!
O zamana kediciğim ölmüş olur.
Mon petit chat va mourir!
O zaman kendini ölmüş bil.
Alors tu est un canard mort.
- O zamana kadar hepimiz ölmüş oluruz.
- On sera tous morts.
Cenazedeyken olmaz. Ayrıca o sersemin tekiydi. Sersem olduğunu söylesen de... çok erken ölmüş oluyor ve konu kapanıyor.
Il pouvait dire "C'était un clown", "Il est mort trop jeune"...
Bayram'ın da atı ölmüş. O da gelemiyor.
- Le cheval de Bayram est mort aussi.
O trajik otobiyografi formu ölmüş. Ya da yakında ölecek, pek çok yazarıyla birlikte.
L'autobiographie tragique est une forme morte... ou le sera bientôt, avec tous ses auteurs.
O halde... eğer ben ölmüş olsaydım...
Donc... Si j'étais morte...
Bak, yapabileceğin bir şey yok, ölmüş o.
Écoutez, vous ne pouvez rien faire pour lui, il est mort.
Karısı ölmüş. O öldürmüş.
Il a tué sa femme.
Çocuk yaşta ölmüş biri tarafından doldurulmuş bir başvuru formu varsa... o kişi aradığımız adam olabilir.
Si vous trouvez une demande au nom de quelqu'un mort enfant, le demandeur est peut-être notre homme.
Bak enjeksiyonları sanki o ölmüş gibi görünecek şekilde koymuştum, biliyor musun?
Je lui ai fait une injection pour faire croire à sa mort.
O benim ölmüş annem, burada yaşıyor.
C'est ma défunte mère, elle habite ici.
- O halde senin milyonlarca hücren ölmüş olmalı!
Tu es adorable, même quand tu rouspètes.
Bak şimdi, Roberts, o pilotların ölmüş olduklarını...
Maintenant, regardez, Roberts, je sais que ces pilotes sont morts -
- Kekelemen de geçti. - Ama o tarihte ölmüş olacaksan senin için ne fark ettirebilir ki?
Mais si tu es morte d'ici là, quelle importance pour toi?
Umarım o günleri görmeden ölmüş olurum.
J'espère être morte avant!
Beş saat içinde gel, o zamana dek ölmüş olacağım ama Briseis'in onay vermesini bekle, yoksa son nefesime yetişmiş olursun.
Tu iras dans cinq heures, je serai morte, mais attends la confirmation de Briséis, je ne veux pas que tu me voies rendre l'âme.
Eğer doğru anladıysam, o zaten ölmüş.
Si je comprends, nous avons devant nous un homme mort. Il pense être en vie, mais pour nous, il est mort.
O çoktan ölmüş olmalı.
Il est sûrement mort, depuis le temps!
O kadar oktan sonra ölmüş olmalı
Il a reçu tant de flèches. Il doit être mort.
O ölmüş.
Il est mort!
Onun kocam olduğunu sanmıştım... ama meğer o çoktan ölmüş.
J'ai cru que c'était mon époux... mais il était déjà mort.
O zaten ölmüş.
- Il est mort.
O bungalowların yakınında ölmüş.
Elle est morte juste à côté des bungalows.
O sarhoş değil, ölmüş!
Elle n'est pas ivre. Elle est morte!
Dük ; bu gözlerden önce ölmüş olacak. Ve bunun böyle olduğunu O da öğrenecek. Baron Vladimir Harkonnen, ölümü kucaklayan adam!
Mais le Duc mourra devant ces yeux-là, et il saura... oui, il saura que c'est moi... le Baron Vladimir Harkonnen, l'instrument de sa funeste fin!
Bu para, Toni ve o ölmüş.
Et il est mort!
O zamana kadar ölmüş olabilirim. Neyi sevip sevmediğini öğrenemem.
Plus tard, je serai morte!
O da, çoktan ölmüş gibi yaparak ölümden kurtuldu.
Il a échappé à la mort en feignant d'être déjà mort.
O bedenin, ölmüş kardeşimin ki olduğunu sandım.
- Je pensais voir le cadavre de mon frère.
Ama o zaman Amy ölmüş olur.
Et Amy sera déjà morte.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19
o olmaz 68
o olmazsa 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmeyecek 18
o ölmeli 16
o olmaz 68
o olmazsa 16
o olmadan 38
o olmasaydı 39
o ölmedi 53
o olmalı 51
o ölmeyecek 18
o ölmeli 16