Ogreneceksiniz Çeviri Fransızca
433 parallel translation
Bunu öğrendiğinizde mest olmayı da öğreneceksiniz.
Lorsque vous savez cela, vous connaissez l'extase
- Öğreneceksiniz. Biraz bekleyin.
- Tu Ie sauras à temps.
Watson her ne gördüyse önünde sonunda öğreneceksiniz.
Quoi qu'il ait découvert, il vous le dira.
Siz içki kaçakçıları bu yasanın cezası olduğunu öğreneceksiniz.
Des bootleggers! Vous ne connaissez pas la loi?
Hayat daima dilediğimiz gibi güzel bir tablo değil, acı çekmeyide öğreneceksiniz.
Il ne vous fera pas de mal d'apprendre que la vie n'est pas toujours la belle image que l'on voudrait qu'elle fût.
Bir gün öğreneceksiniz yüce kralım... insanların saygı duyduğu üç şey vardır :
Vous apprendrez, grand roi, que l'homme ne respecte que trois choses :
Biraz zaman alacak, ama çarpıp çarpmayacağını öğreneceksiniz.
Bientôt, vous saurez quand il faut se planquer.
Yapmak zaman alacak ama siz de öğreneceksiniz.
Il faut le temps, mais on s'y fait.
Ne getirdin, moruk? Çok yakında öğreneceksiniz.
Qu'as-tu là?
- Zamanı gelince öğreneceksiniz, Doktor.
- Vous le saurez bientôt.
- Ayarlamalar yapıldıktan sonra tarihi öğreneceksiniz.
Vous serez informé de la date.
Belli ki öğreneceksiniz de. İyi geceler.
Vous allez bientôt finir par tout savoir.
Sizler okumayı öğreneceksiniz, yazmayı ve hesap yapmayı.
Vous apprendrez à lire, à écrire, à compter.
Gündüzden sonra neden gece gelir sizlere anlatacağım, yurtdışında yaşayanlar kim, rüzgar neden esiyor, nehirler neden akar hepsini öğreneceksiniz.
Je vous raconterai pourquoi Iejour vient remplacer la nuit, qui vit au-delà des mers, pourquoi le vent souffle, où coulent les fleuves.
Okumayı öğreneceksiniz, yazmayı ve hesap yapmayı.
Vous apprendrez à lire, à écrire, à compter.
Bir çok şey öğreneceksiniz.
Vous apprendrez beaucoup de choses.
Bu size ulaşırsa siz beni tanımadan ya da varlığımdan habersizken nasıl sizin olduğumu öğreneceksiniz.
Si vous recevez cette lettre, vous saurez comment j'ai été à vous, quand vous ne saviez ni qui j'étais, ni même que j'existais.
Beyazlar öğrenecekler. Siz de öğreneceksiniz.
Les Blancs et toi apprendrez à connaître mon nouveau nom...
Bunu, müvekkilimin yararına olduğu zaman öğreneceksiniz.
Vous verrez ça quand ce sera intéressant pour mon client.
Er ya da geç bunu öğreneceksiniz nasılsa.
Tôt ou tard vous le découvrirez de toute façon.
Birazdan bunun sebebini öğreneceksiniz.
Vous allez voir pourquoi.
Benim herşeyimi kabul edeceksiniz ve beni böyle sevmeyi öğreneceksiniz.
Vous accepterez tout de moi et vous apprendrez à aimer ça.
Yakında öğreneceksiniz.
Vous en entendrez parler.
Bir gün öğreneceksiniz.
Un jour, tu verras que les petits-enfants sont faits pour être gâtés.
Eğer şans benden yana olursa, hiç birşeyin düşündüğünüz kadar değişmediğini öğreneceksiniz.
Si j'ai cette chance, tu verras que les choses n'ont pas changé autant que tu le crois.
Mahkumun, 56 yaşındaki Emily French'le nasıl dostluk kurduğunu öğreneceksiniz.
L'accusé s'est lié d'amitié avec Mme French, une femme de 56 ans.
Öğreneceksiniz. Yeni kitap çıktığında sizi çok sarsacak.
Quand ce livre sortira, vous serez épaté.
Öğreneceksiniz memur bey, öğreneceksiniz.
Ça viendra, monsieur l'agent.
Kısa süre sonra aynaya bakmadan giyinmeyi öğreneceksiniz.
Bientôt, vous saurez vous habiller sans miroir,
Yarın burada cemaatimizi yöneten Kutsal Kural hakkında... çalışmaya başladığımızda öğreneceksiniz... ilk şartlardan birisi sessizlik kuralıdır.
Comme vous l'apprendrez demain en étudiant la règle qui guide notre vie ici dans la communauté, une des premières conditions est la règle de silence,
Küçük düşmenizin derecesine göre içinizde ne kadar gurur kaldığını öğreneceksiniz.
Le degré d'humiliation montrera combien d'orgueil il reste en vous,
Yağlanacaksınız, yıkanacaksınız, vücudunuza masaj yapılacak... kafanızı kullanmayı öğreneceksiniz.
Vous serez huilés, baignés... rasés, massés et vous apprendrez à vous servir de votre tête.
Basın toplantısında tüm detayları öğreneceksiniz.
Vous saurez tout à la conférence de presse.
Bunu kendiniz öğreneceksiniz.
Tu le découvriras par toi-même.
Benimle her şeyi, hile olmadan öğreneceksiniz.
Avec moi, vous allez tout savoir sans tromperie.
Evet öyle. Soru sorma. Yakında öğreneceksiniz.
Ne pose pas de questions, tu comprendras seul.
- Nasıl öğreneceksiniz?
- Comment savoir?
Hazır olduğumda öğreneceksiniz, bunu için hiç endişeniz olmasın.
Je parlerai en temps voulu. Restez en dehors de ça.
Bir dakika içinde kimliğini öğreneceksiniz.
Vous connaîtrez son identité dans un instant.
Uyumanızı öneririm. Sabah uyandığınızda Morphoton hakkında her şeyi öğreneceksiniz.
Au matin, vous apprendrez tout sur Morphoton.
- Benden daha ne istiyorsunuz? - Yakında öğreneceksiniz.
Que pouvez-vous espérer de moi?
Bu işte uzun süredir çalışmıyorsunuz. Ama öğreneceksiniz.
Vous avez beaucoup à apprendre.
Beni onurlandırıyorsunuz Peder. Her şeyi öğreneceksiniz.
Je satisferai pleinement votre désir, mon Père.
Ne zaman öğreneceksiniz taraf tutmayı?
Quand comprendrez-vous qu'il faut s'engager?
- Ne zaman öğreneceksiniz desteklemeyi?
Quand vous dèfendrez-vous?
-... çölde, karlarda... - Ne zaman öğreneceksiniz desteklemeyi?
Quand vous dèfendrez-vous?
Yakında paraşütle atlamayı öğreneceksiniz çok çabuk.
Dans quelques jours, vous apprendrez à sauter en parachute.
Öyle veya böyle birlikte yaşamayı öğreneceksiniz.
Il faudra bien que vous appreniez à vivre ensemble.
Klingonları tanıyorsam, zor yoldan öğreneceksiniz.
Et si je connais bien les Klingons, l'apprentissage se fera à vos dépens.
Kendinize bakmayı öğreneceksiniz.
Vous apprendrez à prendre soin de vous-mêmes.
Kendiniz için yapı yapmayı, düşünmeyi ve çalışmayı öğreneceksiniz.
Vous apprendrez à construire, à penser, à travailler pour vous-mêmes.
öğreneceksiniz 19
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceğiz 28
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17